MHP’li vekilden yüzde 50 değerlendirmesi
Abone olMHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Başbakan Erdoğan’ın ‘yüzde 50’yi evde zor tutuyorum’ yönündeki sözlerine tepki göstererek, “Bu üslup...
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Başbakan Erdoğan’ın
‘yüzde 50’yi evde zor tutuyorum’ yönündeki sözlerine tepki
göstererek, “Bu üslup ile sözler kışkırtıcı ve tehdit edicidir”
dedi.
Yeniçeri, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında "Gezi Parkı"
protestolarında değindi. Başbakan Erdoğan’ın bir süre önce
Zeytinburnu’nda yükselen ve şehrin silüetini bozan kulelere tepki
gösterdiğini anımsatan Yeniçeri, bu ülkede yalnız Başbakan’ın değil
vatandaşlarında yaşadıkları kentin dokusunu bozan, halkın yaşam
alanını tehdit eden yapılaşmaya karşı olma, söz söyleme ve itiraz
etme hakları olduğunu söyledi. Yeniçeri, kitlelerin taleplerinin,
kör şiddeti aracı olarak kullananların, yakıp yıkanların, kırıp
dökenlerin, bölücü ve bozguncuların olguyu mecrasından çıkardığını
kaydetti. Taksim Gezi Parkı olgusunun bir çeşit sivil itaatsizlik
eylemi olduğunu söyleyen Yeniçeri, "Kentli ve orta sınıf
hareketidir. Kentine, kimliğine ve kendilerine saygı duyulmasını
talep edenlerin hareketidir. Katılımcı değil dayatıcı olan iktidar
uygulamalarına yöneliktir. Toplumun tamamını ilgilendiren kararları
tartışmaya açmadan dayatan, itiraz ve talepleri küçümseyen, hafife
alan bir iktidar anlayışına yöneliktir. İnsanlar azarlanmak,
aşağılanmak, yok sayılmak, küçük görülmek ve güdülmek istemiyorlar,
kendilerine saygı, fikirlerine itibar istiyorlar. Kararlara
katılmak, adam yerine konulmak, yönetime katılmak istiyor"
dedi.
Güvenlik güçlerinin ölçüsüz şiddet kullanmasını vahim olarak
nitelendiren Yeniçeri, "Neredeyse bir haftadır süren gösteriler
sırasında göstericilere iktidarın uyguladığı muamele halkın korku
duvarını aşmasına neden olmuştur" diye konuştu.
"İKTİDARIN GÖREVİ..."
Başbakan Erdoğan’ın ’yüzde 50’yi evde zor tutuyorum’ sözlerine
tepki gösteren Yeniçeri, "Bu üslup ile sözler kışkırtıcı ve tehdit
edicidir. Bunlar Başbakan’ın telaffuz dahi etmekten kaçınması
gereken sözlerdir. Kaldı ki, iktidarın görevi Türkiye’nin sokağa
çıkmamış yüzde 50’sini evinde tutmak değil, sokağa dökülmüş yüzde
50’yi evlerine döndürmektir. Başbakan Erdoğan’ın, kriz sırasında
sağduyu ve itidal içeren hiçbir söylemi olmamıştır. Aksine Başbakan
Erdoğan, vatandaşların Gezi Parkı’nda yaşananları tencere ve
tavalara vurarak protesto etmesini, ’Tencere tava hep aynı hava’
diyerek adeta alaya almıştır. Kendisi gibi düşünmeyenlerin
duyarlılığıyla alay eden bir zihniyetle Türkiye karşı karşıyadır"
diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın olaylara ilişkin dünkü
açıklamasını değerlendiren Yeniçeri, Arınç’ın yaşanan olaylardan
ders çıkarıldığını ve eylemlerin haklı ve meşru olduğu, çevre
duyarlılığıyla hareket edenlere karşı aşırı şiddet nedeniyle özür
dilemesinin önemli ve doğru yolda atılmış bir adım olduğunu
söyledi. Yeniçeri, "Umuyoruz ki Arınç bu sözlerinden Başbakan
geziden döndüğünden pişman olduğunu açıklamaz, bu sözlerin gereğini
yerine getirir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’ye döndükten
sonra kaldığı yerden konuşmaya başlarsa, gerilimin bitmesini
beklemek mümkün olmaz. Kitlelerin öfkesinde Başbakanın inadını,
suçlayıcı, küçümseyici ve dayatıcı tavrı vardır. Umulur ki Erdoğan
ve Arınç’ın farklı tavırları ’iyi polis kötü polis’ tavrı değil
akını başına devşirmişlerin sorumlu tavrıdır" diye konuştu.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER’Lİ TEPKİ
Protestoların siyasi bir gruba mal edilemeyeceğini belirten
Yeniçeri, “BDP’li Sırrı Süreyya’yı olgunun muhataplığına çekenler,
bilerek bu sosyal hareketi itibarsızlaştırmaya çalışanlardır” dedi.
Yeniçeri, basın toplantısında soruları da yanıtladı. MHP’de
meydanlara gitme konusunda bir görüş ayrılığı olup olmadığına
ilişkin soruya Yeniçeri, “Hayır yok. Biz hiçbir siyasetin olmaması
gerektiğini söylüyoruz. Orası siyasilerin rant kapma, devşirme yeri
değildir orası. Siz o hareketin içerisine siyaseti dahil ederseniz
amacından saptırırsınız” dedi.
‘Ülkücüler de eylemlere bireysel olarak gidebilir mi?’ yönündeki
soruya Yeniçeri, eylem yapanlar arasında AK Partili olanların da
olduğunu söyledi. Olayın siyasi alana çekilmesini doğru olmadığını
belirten Yeniçeri, bu kapsamda BDP’li Sırrı Süreyya Önder’in
muhataplaştırılmasının yanlış olduğunu söyledi. Olaylarda güvenlik
güçlerine yönelik eleştirilerin anımsatılması üzerine Yeniçeri,
“Güvenlik güçleri kurumsal olarak yıpratılmamalıdır. Başkalarının
verdiği karaları uygulayan mekanizmadır” dedi.
Eylemlere ilişkin ABD’nin düğmeye bastığı yönünde yer alan
iddiaların anımsatılması üzerine Yeniçeri, “Kaset operasyonları da
ABD’den yönetilmiştir. Bu olay AKP iktidarının yeni mağduriyetler
yaratmak suretiyle kendisi iktidar taşıma aleti olarak ta
kullanılmış olabilir. Türkiye’de güvenlik duvarı delinmiştir.
Türkiye sınırları kevgir gibidir. Bu ülkede Başbakan’ın Genelkurmay
Başkanı’nın konuşmaları gizli kalamamaktadır. Her şey çeşitli
unsurlar tarafından deşifre edilip çıkartılıyor. Eski Genelkurmay
Başkanı ışık Koşaner’in gizli yaptığı konuşmalar çarşaf çarşaf
yayınlandı. Keser döner sap döner gün gelir hesap döner. Şu anda
Türkiye’de ajan kaynıyor, kışkırtılmaya müsait hale gelmiştir. 1.
Dünya Savaşından bu yana bugün ajan faaliyetleri en üst seviyeye
çıkmıştır” dedi.