MHP'li eski vekilden partisine veryansın
Abone olMHP'nin 12 Eylül'de yapılacak referandumda 'hayır' diyeceğini açıklaması ülkücü camiada tartışmaları beraberinde getirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin 12 Eylül'de yapılacak referandumda 'hayır' diyeceğini açıklaması ülkücü camiada tartışmaları beraberinde getirdi. Milliyetçi camianın önde gelen isimlerinden Mersin eski Milletvekili Ali Güngör, referandum konusundaki tavrından dolayı eski partisini eleştirdi. MHP'yi bu konuda ne yaptığını bilmemekle suçlayan Güngör, bu durumu 'ilkesizlik' olarak nitelendirdi.
2000 yılında, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın idamının kaldırılmasına karşı çıkan ve Meclis Genel Kurul'unda yaptığı konuşma ile MHP'ye yönelik ağır konuştuğu için partiden ihraç edilen Mersin eski milletvekili Güngör, eski partisinin referandum sürecine ilişkin tavrını Cihan'a değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'te kabul edilen metin üzerinde yaptığı değişikliğin metnin özünü etkilemediğine dikkat çeken Güngör, "Burada hukuki konulara hukukçu kökenli üyeler baksın hassasiyetinden başka bir şey görmüyorum." dedi.
"MHP NE YAPTIĞINI BİLMİYOR"
Güngör, MHP'nin ortaya koyduğu tavra ilişkin ilginç değerlendirmelerde bulundu. MHP'nin hem yargının siyasete müdahale ettiğini söylediğini, hem de bu alanda yapılacak düzenlemelere karşı çıktığını hatırlatan Güngör, bunun tutarsızlık olduğunu ifade etti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ve kurmaylarının "Anayasa Mahkemesi yetkisini aşan bir siyasi karar vermiştir." dediğini hatırlatan Güngör, "MHP'nin bu konudaki tavrını AK Parti'den farksız görmüyorum. Anayasa Mahkemesi'nin siyasetin üzerinde bir yaptırım gücü olarak var olmasının kabul edilemeyeceğini söylüyorlar. Ama referanduma da karşı çıkıyorlar. Bunu temel bir hareketle ortaya konmuş bir tavır olarak görmek mümkün değil. Yargıyı siyasetin üzerinde herhangi bir anlamda bir yaptırım gücü olarak kabul etmedikten sonra, onun arkasından referanduma 'hayır' demesini temel ilkelerden belirlenmiş bir tavır olarak yorumlamak mümkün değil. MHP, 'evet de hayır' dese niçin dediğini açıklamasının mantıki bir zemini yoktur. Yani 'hayır' dediği zaman da 'evet' dediği zaman da mantıklı bir izahını yapamaz." şeklinde değerlendirdi.
"MHP'NİN BDP VE CHP İLE AYNI ÇİZGİDE BULUŞMASI SÜRPRİZ OLMADI"
Güngör, MHP'nin gerek Anayasa değişikliği, gerekse referandumda 'hayır' diyerek CHP ve BDP ile aynı çizgide buluşmasının kendisi için sürpriz olmadığını söyledi. MHP'nin bu konuda CHP ve BDP kadar bile tutarlı olmadığını iddia eden Güngör, bu görüşünü şu temele dayandırdı: "Meselelere ilkeler prensipler ve ahlaki ölçüleri bakımından bakıp duruşunuzu o temel değerler üzerinde belirleme şahsiyetini ve karakterini ortaya koymuyorsanız her şeyi normal görmek gerekiyor. Yani niye hayır diyorlar. CHP'nin kendine göre hayır demenin gerekçeleri var. Hiç olmazsa kendi içinde bir temele oturtuyor. BDP açısından referanduma karşı duruş sergilemelerinin temel mantığı var. Bunu zaten Türkiye'nin üniter yapısını bile hedef alan düşüncelerini açıkça söylüyorlar, bunu saklamıyorlar. Etkili ve iyi hazırlanmış bir stratejiyi ortaya koyuyor. Bunun için boykot çağrısında bulundular. Ama MHP'nin bu konudaki hiçbir stratejisi yok."
"YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL"
Güngör, Türk yargısının bağımsız olmadığını söyledi. Bu konuda, dönemin Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın "Solcuları almayacağım da ülkücüleri mi alacağım?" sözü ile Seyfi Oktay'ın, son günlerde Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi üyeleri ile yaptığı telefon görüşmelerin deşifre edilmesini hatırlatan Güngör, ülkede yaşanan huzursuzluğun temelinde yargının bu taraflı yapısının yattığını söyledi. Türkiye'nin şiddetle bağımsız bir yargıya ihtiyacı bulunduğunu ve buna karşı çıkmanın doğru olmadığını anlatan Güngör, "Türkiye, bu dönemleri (Moğoltay dönemi) görmüş bir ülke. Artık, doğruları bulmak zorundayız. Ülkeyi, huzura götürecek doğruları aramalıyız. Bunun için yargının bağımsız bir yapıya kavuşması lazım." dileğinde bulundu.
Güngör, Türkiye'nin artık yeni bir Anayasa ihtiyaç duyduğuna işaret ederek, "Bugünkü Anayasa, her anlamda Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap vermeyen, huzurun bozuk oluşunun sebeplerinden birisidir." tespitini yaptı. Ülkücü Güngör, Anayasa Mahkemesi ile HSYK'nın yapısını düzenleyen maddelerin yetersizliğine ilişkin eleştirileri de "Anayasa Mahkemesi ile HSYK üyelerinin artırılması ihtiyaçlara cevap vermek bakımından gerekli düzenlemeler olarak değerlendiriyorum." şeklinde yorumladı.
"KURUMLAR BAĞIMSIZ AMA KOORDİNELİ ÇALIŞMALI"
Bugün istenen ölçüde etkin olmayan parlamentonun bu durumdan kurtarılması gerektiğini belirten Güngör şunları söyledi: "Yasama organına şahsiyet kazandırmak lazım. Bunu nasıl bu hale getirmenin nasıl mümkün bunu düşünmek gerekir. Bugün yasama, yürütme ve yargı kuvvetler ayrılığını lafta olan şeyler. Bu üç kurumun eşit düzeyde ve bir birinden bağımsız olarak var olması esas olmalı. Yani bu kurumlar birbirleri ile koordineli olarak olması gerekir. Birbirinin emrine girmesi durumunda güven bunalım olur. Ülke yönetiminde yargının yürütmenin ve yasamanın üç ayrı erk olarak birbirinden bağımsız ama koordineli çalışması gerekir."