MHP'den tokalaşma açıklaması: Genel Başkanımızın uzattığı el bir taviz, yumuşama, normalleşme adımı değil...
Abone olMHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin son günlerde bazı siyasi partilerin temsilcilerine karşı sergilediği yapıcı tavır, dışarıda büyüklüğünü daima hissettiren ülkemizin içeride de bir birlik bütünlük resmi vermesi konusunda duyduğu haklı zaruretin bir neticesidir." ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Bir ve Birlikte
Hilale Doğru Türkiye Toplantıları"na ilişkin yaptığı yazılı
açıklamada, Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı devirlerden
itibaren kurduğu bütün devletlerin yönetim sistemine, milli
egemenlik ve birlik anlayışının şekil verdiğini belirtti.
Tanrı kutuna dayanan Türk cihan hakimiyeti ülküsünün peşinde doğudan batıya ilerleyen Türklerin, hem devlet geleneklerini hem de yönetim ve milli egemenlik anlayışlarını yerleştikleri yeni coğrafyalara da taşıdıklarını belirten Yalçın, "Milletimizin egemenlik azmi, son ata yurdumuz olan Anadolu toprağını ulu bir çınarın kökleri gibi sarıp sarmalamış, varoluş refleksi onu beslemiş, birlik iradesi de sosyal yapıyı mayalamıştır." ifadelerini kullandı.
Yalçın, Türk milletinin varoluş iradesinin Osmanlı Devleti'nde, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nde tecelli ve tecessüm ettiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin, binlerce yıl üç kıtada aynı tarihi şuurla çeşitli devletler kuran Türk milletinin son büyük eseri olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, olağanüstü zengin nitelikte bir emperyal kültür mirasının üzerinde oturduğunu ve ülkenin her alanda olduğu gibi siyasette de şartlar ve dinamiklerin sahibi olunan bu zenginliklerin ışığında şekil aldığını vurgulayan Yalçın, MHP gibi varlığını milletin hürriyet ve bağımsızlığının ilelebet sürmesi ve milli değerlerin yaşatılması ülküsüne adayan bir siyasi partinin zuhurunun da varlık refleksine dayandığını belirtti.
İç ve dış etkenlere karşı hem devlet kurumlarının hem de
toplumsal dokunun mukavim ve sağlam kalmasını sağlamak maksadıyla
siyaset yapan MHP'nin, birleştirici, kaynaştırıcı parti olma
sorumluluğunu büyük bir titizlikle yerine getirdiğini aktaran
Yalçın, bugün bölgede ve dünyada meydana gelen gelişmelerin, sadece
MHP'yi değil, Türkiye'de yasalar çerçevesinde faaliyet gösteren
bütün siyasi partileri aynı mesuliyet dairesine aldığını, aynı
vazifenin icrasından mesul kıldığını kaydetti.
"Devir, ayrışma, kamplaşma, kutuplaşma devri değildir"
Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin son günlerde bazı siyasi partilerin temsilcilerine karşı sergilediği yapıcı tavır, dışarıda büyüklüğünü daima hissettiren ülkemizin içeride de bir birlik bütünlük resmi vermesi konusunda duyduğu haklı zaruretin bir neticesidir. Sayın Devlet Bahçeli'nin uzattığı el, bin yıllık kardeşlik hukukunu, bir arada yaşama azmini sürdürme arzusunun izharıdır. Genel Başkanımızın uzattığı el, yaşadığımız coğrafyada milli egemenliğini sahibini de bilenlere, bilmeyenlere, inkar edenlere anımsatmaktadır. Sayın Genel Başkanımızın hamlesi, bir taviz, yumuşama, normalleşme adımı değil, bilakis normalin maliklerinin, mekanın sahiplerinin hatırlatılmasıdır."
Türkiye'nin zor bir dönemden, bölgenin ve dünyanın da ateş çemberinden geçtiği bir iklimde, kavganın ve siyasi mücadelenin kurallarının milli çıkarlar doğrultusunda şekillenmesinin elzem olduğunu vurgulayan Yalçın, devlet aklının bunu gerektirdiğini belirtti.
Yalçın, "MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu gerçeği dikkate almıştır. Bu adım, aciz veya zaaf işareti değil, aksine devletin büyüklüğünün ve celadetinin göstergesi, MHP'nin de kendine olan güveninin nişanesidir. Dem, demlenme ve iktidar hayalleri kurma demi değildir. Devir, ayrışma, kamplaşma, kutuplaşma devri değildir. Zira emperyalizmin bölgedeki son taşeronu İsrail'in bölgedeki faaliyetleri, Türkiye'nin güvenliğini ve bölgesel çıkarlarını tehdit etmektedir." ifadelerini kullandı.
"Bölgede kalıcı istikrar ve barışın hakim kılınması için tek umut, Türkiye'dedir"
Semih Yalçın, Türkiye'nin gerek diplomatik gerek siyasi ve gerekse askeri adımlarını buna göre atması gerektiğini, bütün caydırıcılığını ortaya koymak zorunda olduğunu belirtti.
İsrail'in tutumu karşısında, Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki operasyonlarının bir an önce nihai hedefine ulaştırılmasının, iki ülkenin, toprak bütünlüğü sağlanmış güvenli birer ülke haline getirilmesinin şart olduğunu ifade eden Yalçın, "Her iki ülkedeki yabancı güçler ve taşeron örgütler, kamilen temizlenmelidir." açıklamasında bulundu.
Yalçın, Türkiye'nin engellemesiyle Suriye'nin kuzeyinde bölücü terör örgütüne koridor açamayan ABD'nin, bu kez Suriye'nin güneyinde Golan, Şam ve Deyrizor üzerinden Irak'a uzanan Davut Koridoru'nun taşlarını döşemek için İsrail'e harekat izni verdiğinin açık; ötesinin İran sınırı olduğu değerlendirmesini yaparak, "ABD, koalisyon güçleri ve İsrail'in, ileride İran'a YPG'li teröristlerle birlikte kara harekatı da düzenlemesi mümkün olacaktır. Rusya, Ukrayna ile meşgul edilmiş, İran da baskı altına alınmıştır. Bölgede kalıcı istikrar ve barışın hakim kılınması için tek umut, Türkiye'dedir." ifadelerine yer verdi.
Yalçın, bölgedeki çok yönlü sorunların temelinde, Osmanlı Devleti'nin parçalanmasından sonra ortaya çıkan suni devletler haritası yattığını belirterek, İsrail başta olmak üzere Orta Doğu'da kurulan bölge devletlerinin hemen hepsinin haritalarının İngiliz siyaset mühendisliğinin mahsulü olduğunu aktardı.
Türkiye'nin, binlerce yıllık tarihinden süzülmüş devlet tecrübesine ve yönetim telakkisine sahip büyük bir ülke; bölgenin en güçlü orduya, en güçlü demokrasiye, en etkili dış politika geleneklerine sahip ülkesi olduğuna dikkat çeken Yalçın, Türkiye'de, İsrail'e ederinden fazla değer ve misyon yükleyen yayın ve siyasi söylemlerin doludizgin yapıldığına işaret etti.
Yalçın, şunları kaydetti:
"Bu hususta televizyonlara çıkıp fikir serdeden komplo teorisyenlerinin, sözde teo ve jeostratejistlerin yuvarladığı tefsir-i şeriflerin kirliliği, ekranlardan taşmaktadır. Bilen de bilmeyen de çıkıp kamuoyuna yön ve fikir vermeye kalkmaktadır. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların, sorumsuz politik kişilerin zımnen İsrail propagandası zannı veren açıklamalarına ve bunların televizyonlarda bangır bangır tekrarlanmasına bir son verilmelidir."
Semih Yalçın, muhalefetin Türkiye'nin etrafı yangın yerine dönmüşken, erkenden erken seçim derdine düştüğü değerlendirmesinde bulundu.
İlk toplantı 29 Ekim'de
Bu hususları ayrıntılı olarak konuşmak ve partilerinin politikalarını millete yakından anlatmak üzere, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin talimatları doğrultusunda, gelecek dönem için yeni bir bölgesel toplantı trafiği tertiplendiğini bildiren Yalçın, toplantıya ilişkin şu bilgileri verdi:
"'Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye Toplantıları' sloganı altında yapılacak Türkiye toplantılarının ilki, 29 Ekim 2024 tarihinde Erzurum'da gerçekleştirilecektir. Toplam 27 bölge toplantısı gerçekleştirilmiş olacaktır. Katılımın istenilen seviyede olabilmesi ve ulaşımın kolay olması bakımından toplantılar 3'er il halinde düzenlenecektir. Bölgesel toplantılar için 3'er ilin belirlenmesinde, partimizin ambleminde yer alan 3 hilalden ilham alınmıştır. Türkiye toplantılarında dava arkadaşlarımızla ve vatandaşlarımızla, açıklamamızın başından itibaren bölgesel ve küresel konularda verdiğimiz konu başlıklarında fikir alışverişinde bulunulacaktır. Bölgelerde düzenlenecek her toplantıya mutlaka Genel Merkez yöneticileri, MYK üyeleri ve milletvekillerimiz katılacaktır."