MHP'den telgrafçı iması
Abone olMHP, cumhurbaşkanına seçim yasağı getirilmesiyle ilgili olarak ilginç bir değerlendirmede bulundu
MHP, Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu'nda eski
Cumhurbaşkanları Kenan Evren, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer
ve Abdullah Gül'e seçilme yasağı getirilmesine ilginç bir
nitelemede bulundu.
MHP, Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu Tasarısı'na yönelik muhalefet
şerhini Meclis Anayasa Komisyonu’na sundu. Tasarının esas olarak
parlamenter sisteme aykırı olduğu ve ülkeyi içinden çıkılmayacak
anayasal bir kaos ve karmaşaya sürükleyeceği ileri sürülen
muhalefet şerhinde şu itirazlarda bulunuldu:
"YA ESKİ SİSTEM YA DA SINIRLAMA"
"Parlamenter sistemde yetkili ve sorumlu Başbakan ile 'yetkili ama
sorumsuz Cumhurbaşkanı' arasındaki çift başlı bir yapı, kabul
edilemez bir durum olup bu durum ancak ucube ve dünyada örneği
olmayan bir Cumhurbaşkanlığı sistemini ortaya çıkartacaktır. Ya
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi düzenlemesinin öncesine
dönülerek Cumhurbaşkanı Meclis tarafından seçilmeli ya da
Cumhurbaşkanı görev ve yetkilerinde parlamenter sistemin özüne
uygun sınırlamalara gidilmeli. Cumhurbaşkanı sorumsuz olduğu için
aynı zamanda yetkisiz olmalı, sadece ülkenin birliğini temsil gibi
sembolik bir görev üstlenmeli.
MİLLİ İRADEYE EMRİ VAKİ
Bir işlem hangi yöntemle yapılmışsa, benzer yöntemlerle geri
alınabilir. Cumhurbaşkanının görev süresi anayasa değişikliği ile
belirlenir. Bunun kanun ile yapılmaya çalışılması hukuk sisteminin
zorlanmasıdır. Daha da vahimi, halkın bizzat kendisi tarafından
referandumda kabul edilmiş bir metnin, vekilleri vasıtasıyla
değiştirilmesi halkın zuhur etmiş iradesine karşı nezaketsiz bir
durum ortaya çıkartmaktadır. Cumhurbaşkanının halk tarafından
seçilmesiyle ilgili referandumda görev süresiyle ilgili madde
yoktur, halk da mevcut Cumhurbaşkanının da aynı süreye tabi
olduğunu düşünerek oy vermiştir. Anayasada geçici bir düzenleme
yapılmadan Anayasal bir hüküm bir yasa değişikliği ile 'mevcut
Cumhurbaşkanı' için yok sayılamaz, ortadan kaldırılamaz. Bu milli
iradeye bir emrivaki yapmaktır, halkı kandırmaktır.
'CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAN BAŞBAKAN İSTİFA
ETMELİ'
Yürütme ve yargıda çalışanların Cumhurbaşkanı adaylığının
kesinleşmesi durumunda, 'sahip oldukları imkan ve kabiliyetleri
seçim kampanyalarında kullanmasınlar' gerekçesiyle görevlerinden
ayrılmaları öngörülüyor. Bu doğrudur, ancak aday oldukları taktirde
mevcut Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar için çok daha
geçerlidir. Bu görevlilerin aday olmaları durumunda istifa etmesi
seçimlerin eşit ve adil cereyan etmesinin bir gereğidir. Aksi
taktirde Anayasanın eşitlik ilkesi ihlal edilmiş olur.
'ZENGİNLERİN CUMHURBAŞKANI' RİSKİ
Cumhurbaşkanı adaylarının kampanyalarına gerçek kişilerden bağış ve
yardım alınması Amerikanvari bir yöntemdir. Değer yargıları ve
kültür farkı olan iki toplumun aynı yöntemden aynı neticeyi
beklemesi isabetli değildir. Bu uygulama Cumhurbaşkanına destek
olanlar, olmayanlar, dolayısıyla Cumhurbaşkanlığına yakın
işadamları, holdingler ve diğerleri gibi taraflar ortaya çıkaracak,
bu bölünme iş dünyasını da ciddi şekilde rahatsız edecek ve aynı
zamanda herkesin Cumhurbaşkanı olması gereken Cumhurbaşkanı,
zenginlerin ya da o kurumun, bu kuruluşun Cumhurbaşkanı olarak
anılacaktır. Cumhurbaşkanı adayına kademeli olarak hazine yardımı
yapılmalıdır.
'DÖRT VATANDAŞIMIZA SEÇİLME YASAĞI'
Tasarıya eklenen geçici madde ile mevcut Cumhurbaşkanı ve hayatta
olan önceki Cumhurbaşkanlarının yeniden adaylığının önü
kapatılıyor. Bu değişiklik ile özellikle 11’nci Cumhurbaşkanının
yeniden aday yapılmaması ve birilerinin siyaseten önünün
temizlenmesi murad edilmiş, eleştirilerimizin böylece haklılığı
teyid edilmiş önergenin parlamenter sistemdeki bir belirsizliği
gidermekten ziyade, siyasi niyetleri olan bir proje olduğu ortaya
çıkmıştır. Mevcut Anayasa’da olmayan ve şahsin seçilme
hakkını ortadan kaldıran ve anayasadaki eşitlik ilkesini çiğneyen
bir düzenleme yapılarak, Türkiye’de yaşayan 4 vatandaşımıza seçilme
yasağı getirilmiştir. Telgrafçı Hamdi Bey’e maaş bağlanmasına cevaz
veren özel kanun benzeri bir kanun tasarısı Meclis Genel Kuruluna
indirilmiştir. Bu düzenleme, kanunların genelliği ve objektifliği
ilkelerine de aykırıdır."