MHP'den Elçi'nin töreni için tuhaf bahane!
Abone olMHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Şerafettin Elçi'ye düzenlenen törene katılmamasının sebebi olarak garip bir bahane sundu
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Şerafettin Elçi'ye TBMM'de düzenlenen törende hiç bir MHP'li olmamasının sorulması üzerine "Ben aslında gelecektim fakat şu anda çok ileri düzeyde dişlerimden rahatsızım" cevabını verdi.
Yeniçeri, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AK Parti iktidarı döneminde, ''dinleme, dinlenme, izleme, gözleme, kasetleme, kaydetme ve bunu şantaja dönüştürerek kullanma''nın neredeyse rutin bir davranış haline geldiğini iddia etti.
BEN ASLINDA GELECEKTİM AMA...
Toplantının ardından Yeniçeri, bir gazetecinin, dün vefat eden Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Şerafettin Elçi'nin Meclis'teki cenaze töreninde MHP'den kimseyi göremediklerini belirtmesi üzerine, ''Ben aslında gelecektim fakat şu anda çok ileri düzeyde dişlerimden rahatsızım. Gözlerimin altı da şişmiş durumda. Sırf daha önce sıra aldığımız için basın toplantısına geldim. Ben katılacaktım ama katılamadım. Zannediyorum Faruk Bal vardı. Zannediyorum biraz önce oradaydı, siz herhalde görmediniz'' diye konuştu.
SADECE ERDOĞAN'I DİNLEYENLER TUTUKLANDI
Başbakan Erdoğan'ı dinleyerek yayımlayan gazetecilerin çok kısa sürede tespit edilerek tutuklandığının bilindiğini belirten Yeniçeri, ancak ne eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in ne eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ne de MHP'nin onlarca üyesini izleyip kayıt altına alarak şantaj yapanlar hakkında henüz hiçbir işlem yapılmadığını söyledi.
HÜKÜMET AYNI HASSASİYETİ BİZE DE GÖSTERSİN
Başbakan Erdoğan'ın ofisinde bulunan böcek konusunda ''derin devlet'' vurgusu yaptığını ifade eden Yeniçeri, şöyle konuştu:
''Başbakan'ı, Genelkurmay Başkanı'nı, siyasi partileri ya da bakanları dinleyenleri bulmak, haklarında gerekeni yapmak iktidarın, Başbakan'ın bizzat kendi görevidir. Başbakan konuşmaktan değil, yapmaktan sorumlu bir makamda oturmaktadır. Fakat Başbakan yakınmaktadır, şikayet etmektedir, mağdur ve mazlum edebiyatıyla milleti ve toplumu uyutmaktadır. Başbakan'ın belirsiz ve soyut tanımlamalarla kafa karışıklığı yaratmak yerine, olayı ortaya çıkarıp ondan sonra da gerekli açıklamayı yapması gerekirdi. Başbakan Erdoğan yalnız ofisine yönelik böcekler konusunda değil, MHP ve CHP'ye yönelik kaset komploları konusunu da aynı hassasiyetle soruşturduğunda bu dinleme ve kayıt altına alınmaların aynı merkezin marifeti olduğunu görecektir.''
ODTÜ'DE YAŞANANLAR ENDİŞE VERİCİ
Yeniçeri, ODTÜ'de meydana gelen son olayların üzüntü ve endişe verici olduğunu belirterek, ''ihbar vardı'' iddiasıyla Başbakan'ın aşırı bir güçle ODTÜ'ye gitmesinin olaylara davetiye çıkardığını savundu.
''Başbakan'ın öğretim üyelerinden başlayarak rektöre kadar uzanan sözlerinin ibret verici olduğunu'' ifade eden Yeniçeri, üniversitelerin son 10 yıldır ülkenin en hayati sorunları karşısında hiç ses çıkarmazken ODTÜ olayları nedeniyle dile gelmelerinin de ibret verici bir tablo ortaya koyduğunu vurguladı.
ÜNİVERSİTELER İKİ KUTBA AYRILDI
AK Parti'nin üniversiteleri büyük bir kamplaşmaya tabi tuttuğunu savunan Yeniçeri, şöyle devam etti:
''Üniversiteler bu noktada iki kutba ayrılmışlardır. Birincisi öğrencilerden ya da olaylardan yana taraf olanlar, diğeri ise Başbakan Erdoğan'ın sözlerinden yana taraf olanlar. Böyle bir şey düşünülemez. Üniversiteler bilim kuruluşlarıdır. Kişilere veya güce göre değil, mevcut yönetime, özgürlüklere ve demokrasiye olan hassasiyete göre tavır alınıp, ifadelerin ona göre ortaya konması lazım.''