MHP'den çok net 'azınlık hükümeti' açıklaması
Abone olMHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın Devlet Bahçeli'nin sözlerine yanıt veren Demirtaş'a çok sert cevap verdi ve azınlık hükümeti polemiğine noktayı koydu.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Semih Yalçın, "Biz yeri geldiği zaman Bilal'i de Selo'yu da
yargılamasını biliriz" dedi.
MHP'nin Genişletilmiş İl İstişare toplantısında konuşan MHP lideri
Devlet Bahçeli, "Boğazda yalılarda viskisini yudumlayıp
oyunu HDP'ye veren şerefsizler" deyince, yanıt HDP Eş
Başkanı Demirtaş'tan geldi. Demirtaş, Bahçeli'nin bu sözlerine,
"HDP İstanbul'da üçüncü partidir. Bu Türkçe'yi doğru dürüst
konuşamayan Türk milliyetçilerinden daha fazla oy almıştır. HDP
İstanbul'un en fukara semtlerinden oy almıştır. Öyle üçüncü parti
olmuştur. Elbette zenginler de HDP'ye oy vermiş olabilir. Hepsi
bizim için çok saygındır. Seçmenimize küfür hakaret edene de bin
misliyle de aynen iade ediyorum. Seçim öncesi hırsızdan hesap
sorarız deyip, seçim sonrası hırsızın sarayında zevki sefa sürenler
midir şerefli olanlar? Şeref kavramını kullanmaya kalkmasınlar,
hadlerini bilsinler." diye cevap verdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Demirtaş'a çok daha sert
sözlerle yüklendi ve "Bizi Bilal'i vermekle de suçlayan
Demirtaş'a şunu söylemek isterim; Halk bize yetkiyi verdiği zaman,
Selo'yu da Bilal'i de yargılayacağız" dedi.
Azınlık hükümeti destekleme konusunda seçim gecesinden beri aynı
şeyi söylediklerini belrten Yalçıni, hükümet kurma süresi
bittiğinde Anayasa'nın 114'üncü maddesi gereği diğer partiler bir
araya gelerek seçim hükümeti kuracaklardır, biz de zaten başından
beri "3 parti bir araya gelsin diyorduk" dedi.
DEMİRTAŞ'IN
BÖBÜRLENMESİ...
"Arkasına PKK terör örgütünü alarak İstanbul'da kurtarılmış
bölgeler tesis etmek suretiyle, zor kullanarak, oyu hapsederek,
belli bir orana ulaştım diye böbürlenmesi, Demirtaş'ın terör
örgütüyle alakasını ve illiyetini ortaya koyar.
TÜRKİYE GENELİNE BAKILDIĞINDA OYLARI
DÜŞÜK
PKK ile ilintisini bir defa daha ortaya koyar. Sırtlarını
yasladıkları terör örgütü üzerinden İstanbul'da oy almanın peşine
düştüler, bu da gerçekleşmiş olabilir ama Türkye geneline
bakıldığında Demirtaş'ın bu sözlerinin çok saçma sapan sözler
olduğu net olarak ortaya çıkar.
MHP 16.3, HDP 13 OY
ALDI
Türkiye genelinde MHP 16.3 oy almıştır, HDP 13'te kalmıştır.
İstanbul'a göre neden değerlendiriyor, kendi kurtarılmış alanı mı
yapmaya çalışıyor, Güneydoğu'daki illerde olduğu gibi.
ÖNCE ELLERİNDEKİ KANI
TEMİZLEYECEKLER
Biz, 7'si sonrası mevcut HDP için ne dediysek hala aynı noktadayız.
Önce ellerindeki kanı temizleyecekler, terörle illiyetlerini
kesecekler, ondan sonra bu milletle hesaplaşacaklar, sonra
helalleşecekler, sonra mevcut durum ve halleri normalleşecek.
TERÖR BULAŞIĞI SİYASİ
PARTİ
Ne kadar çabalarsa çabalasın, ne kadar bu tür demeçler verirse
versin, HDP'ye bakış açımız çok nettir, terör bulaşığı bir siyasi
partidir. Kravat taktılar diye, mazbata ellerine verildi diye,
bunların Kandil'den emir almadıkları veya onlarla bağlantıları
olmadığı söylenemez.
SEÇİM ALANINDA VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERİNE
GETİRİYORUZ
İmralı'ya adeta taparcasına, İmralı'ya Kıble'ye döner gibi
dönercesine siyaset yapıyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün
değil.
Biz bu millete seçim alanında ne söz verdiysek hepsini yerine
getiriyoruz, eğer getirmemiş olsaydık, iktidar cazibesine katılıp
AK Parti ile iktidarı hemen oluşturabilirdik. Dikkat ederseniz;
şartlarımızı hemen kabul edeceksiniz diyoruz. O şartlardan biri de;
hırsızlara hesap sormaktır.
Daha geçtiğimiz gün, Sivas'ta, Tokat'ta Sayın Genel Başkan yine
Bilal oğlan üzerinden aynı hususu dile getirdi. Şimdi bunu söyleyen
bir lidere veya siyasi harekete bu suçlamayı yapmak demek yalan
üzerinden siyaset yapmak anlamına gelir.
BİZ BİLAL'İ DE, SELO'YU DA
YARGILAYACAĞIZ
Geçen gün de Demirtaş; "Bilal'i alamadınız ama hilali
verdiniz" demişti. Bunları neye dayandırrark söylediğini
anlamak zor olmakla birlikte şunu söylemek isterim;
Vakti zamanı geldiğinde biz Bilal'i de, Selo'yu da hilalin
adaletinin karşısına çıkarmayı biliriz.
Bizi bu konularda suçlayan Demirtaş yeri geldiğinde terör
örgütü bağlantılı olarak yargının karşısına çıkacak, Bilal oğlan da
yolsuzluk bağlantısıyla yargının karşısına çıkacaktır.
Ancak biz bunları ne zaman yapacağız, milletten aldığımız yetki
sonrası yapacağız, zaten bunun başka meşru yolu da olmaz.
Dolayısıyla, Demirtaş canı sıkıldıkça ortaya çıkıp kabadayılık
yapmaya kalkmasın. Bu ülkede bu tip insanlara kabadayılık
yaptırılmaz.
"MHP AK Parti azınlık hükümetini destekleyecek"
sözlerine de yanıt veren Yalçın, başından beri AKP'yi desteklemeyi
hiç düşünmedik ve düşünmüyoruz" dedi.
HAYIR EFENDİM,
DESTEKLEMEYECEĞİZ
Dün akşam Kılıçdaroğlu'nun Habertürk'teki proğramında da "MHP'nin
azınlık hükümetini destekleyeceği" konuşuldu. Hayır efendim,
desteklemiyoruz, desteklemeyeceğiz. Bu fikrimizi size tekraren
söylüyorum; 7 Haziran gecesi Başbakan Davutoğlu balkon konuşmasında
"Biz başarılıyız, iktidardan düştük ama birinci partiyiz, ya
azınlık hükümeti kurarız, ya da hodri meydan erken seçime gideriz"
dedi.
O GÜNDEN BERİ SÖYLEDİK
Davutoğlu'dan 1,5-2 saat sonra konuşan Devlet Bahçeli erken seçim lafını Davutoğlu'na karşı duruş şekliyle ifade ettiği için hep onun üzerine bindirdiler, hep Devlet Bey üzerinden bunu götürmeye çalıştılar. Halbuki ilk meydan okuma Davutoğlu tarafından yapıldı. Onun konuşmasından sonra Sayın Genel Başkanımız da çıktı, seçimi nasıl okuduğunu ifade etti, koalisyonun olması gerektiğini ifade etti ve bunun karşılığında da mevcut AK Parti'nin, HDP'nin, CHP'nin bir araya gelerek hükümet kurmalarını söyledi, "Ha bunu yapamıyorsanız, buyrun erken seçime" dedi.
O günden bu güne "AKP'nin azınlık hükümetini desteklemeyiz"
dedik, seçim gecesi bunu söyledik. Bugün de aynı noktadayız, seçim
hükümetini değil, azınlık hükümetini desteklemeyiz. Seçim
hükümetini de desteklemek istemiyoruz, desteklemeyiz, o noktada
değiliz. Bundan sonraki süreçte bu olmadığı taktirde, mevcut siyasi
iktidarın azınlık hükümetini belki CHP destekleyecek, belki HDP
destekleyecek. Onlara bir şey diyemeyiz ama bunu devamlı bize
yamama gibi bir gayret içerisinde olmak, şu mantığı dillendirmekten
ibaret; MHP yeri geldiğinde, zamanı geldiğinde AKP'ye hizmet
ediyor."
SEÇİMİN NE ZAMAN OLACAĞINA
BAKARIZ
Hayır böyle bir şey yok. MHP kendi ilkelerini uyguluyor. Kendi ilkeleri bazen CHP ile bazen AKP ile örtüşüyor. Örtüşen bu temel ilkeler aslında milletin bizden beklentileri, biz onu yerine getiriyoruz. Zaman zaman benim söylediğim doğruyu CHP de söyleyebilir, AKP de söyleyebilir. Bundan doğal ne olabilir, siyasilerin bunu ayırt etmesi lazım.
Dolayısıyla MHP, AKP'nin azınlık hükümetini desteklemez. Peki,
azınlık seçim hükümetini destekler mi? Seçimin ne zaman olacağına
bakar. Mayıs mı, Kasım mı, yoksa 1 sene sonrasına mı yetki istiyor,
bunlar bilinmiyor. Bilinmediği için doğmamış çocuğa fistan biçmenin
şu an için alemi yok.
Yeterince erken olursa mı desteklersiniz, sorusuna yanıt
veren Yalçın şunları söyledi:
ANAYASA'NIN 114'ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE SEÇİM HÜKÜMETİ
KURULUR
Yine de "destekleriz" demiyoruz. AKP'yi bu manada destekleme niyetinde değiliz. AKP'yi destekleme fikrine hiçbir dönemde sıcak bakmadık, hala da bakmıyoruz.
Diyelim ki hiçbir parti böyle bir hükümete destek vermedi, ne
olur, 45 günlük süre bitince Cumhurbaşkanlığı anayasa'nın 114'üncü
maddesini işletir, seçim hükümeti kurulur. Sayın Devlet Bahçeli
başından beri, seçim hükümetinden önce de "3 parti bir araya
gelsin" diyordu. Biz de Cumhurbaşkanı eliyle 3 partiyi seçim
hükümeti olarak 114'e göre bir araya getiririz.
ÇARELER VAR
Bunda MHP olacak ya da olmayacak gibi bir durum yok, olmamayı
yeğleriz. Yani çareler var. Şu anda erken seçimin nasıl olacağını
söylemek için oldukça erken, çünkü hala görüşmeler devam ediyor.
AKP-CHP görüşmesi mutlak suretle neticelenmeli. Bu ülkede kaos ve
anarşinin tekrar hortlamaması için, mevcut terörün
nihayetlendirilmesi için toplumdaki sosyal bölünmenin önüne
geçilebilmesi için şu andaki mevcut siyasi iktidar oyalanmak
yerine, kendi tabirleriyle, istikşafi görüşmeler yerine, inkişafi
görüşmelere geçmeli.
ARTIK HÜKÜMET
KURULMALI
Yani, "keşif yapacağız" diye uğraşmamalı, artık hükümeti kurmayı keşfetmeli, bu kadar net söylüyoruz. Daha fazla oyalanarak, saatler süren toplantılar yaparak neyi bölüşemiyorlar. Koalisyon protokolü temel ilkeler etrafında olur, bunlarda anlaştığınızda vakit kaybetmenin bir gereği yok, 45 günlük zamanın yarısı bitti zaten. Dolayısıyla, en çok oyu alan iki siyasi parti, iki farklı uçta bir araya gelerek hükümet kurdukları taktirde ülke rahatlayacaktır, bunu net olarak söylüyoruz.