MHPde uyuz keçiler dönemi
Abone olMHP'de kongre hazırlıkları sürerken, uzun süredir sessiz kalan muhalif sesler de çıkmaya başladı.
Tıbbiye öğrencisi olduğu 1960’lı yılların ortalarından bu yana
Ülkücü hareketin içinde bulunduğunu söyleyen ve 12 Eylül 1980
sonrasında Ankara Mevki Hastanesi’ne Tutuklu Servis Şefi olarak
Alparslan Türkeş’in 3,5 yıl doktorluğunu yapan Selim Kaptanoğlu,
Başbuğuna verdiği sağlık rapor sonrası askerlikten
uzaklaştırılmıştı.
Türkeş'in ölümüne dek MHP Genel Sekreter Yardımcılığı görevini de
üstlenen işadamı Selim Kaptanoğlu, belli ki kongrede aday olmayı ya
da aday olanların listesinde önemli bir yer kapmayı düşünen isimler
arasında.
6 Temmuz 1997 tarihli 5'nci Olağanüstü Kongre’de Dr. Devlet
Bahçeli’nin Genel Başkan seçilmesiyle MHP’de “zul dönemi, başların
öne eğildiği, yüzlerin kıpkırmızı olduğu” bir devir başladığını
iddia eden, Kaptanoğlu, "MHP'de uyuz keçilerin öne geçtiğini"
savunuyor.
İşte; Selim Kaptanoğlu’nun www.haberbank.com sitesinde yayınlanan
ve Ülkücü yönetimi hedef alan röportajı;
BAHÇELİ 300 BİN KİŞİNİN ÜYELİĞİNİ İPTAL ETTİ
-Türkeş’in vefatından sonraki süreçte MHP’de yaşananları özetler
misiniz?
Alparslan Türkeş vefat edikten sonra pek bir şey yapamadık. Çünkü
Bahçeli Genel Başkan olduktan sonra üyeliğimiz iptal edildi.
Benimle birlikte 300 bin kişinin üyeliği iptal edildi. Yeni baştan
partiye kayıt olmak da mümkün değil.Kendi partinize kabul
etmiyorlar sizi…
BAHÇELİ DÖNEMİ YÜZLERİN KIPKIZIL OLDUĞU, BAŞLARIN ÖNE
EĞİLDİĞİ BİR DÖNEM
-3,5 yıllık iktidar döneminin bir analizini alabilir miyiz sizin
pencerenizden?
-Ben ülkücü hareketin tarihini üçe ayırıyorum: MÇP dönemi, MHP
dönemi ve Devlet Bahçeli dönemi.. MÇP ve MHP dönemi gayet onurlu
şerefli bir dönemdir. Ama Bahçeli dönemi, ülkücü hareketin zul
dönemidir, ülkücülerin yüzlerinin kıp kızıl olduğu, kafalarının öne
eğildiği, yerin dibine girdiği bir dönemdir.
UYUZ KEÇİLER ÖNE GEÇTİ
Bahçeli’nin genel başkan olduğu kongreyle sürü ters dönmüştür. Sürü
ters dönünce uyuz keçiler öne geçmiştir. Ülkücü harekette kalite
problemi doğmuştur. Üçüncü dördüncü kalitedeki insanlar birinci
sınıf kalitedeki insanların önüne geçmiştir. Ülkücü hareketin
yetişmiş, ülkeyi yönetecek kadroları da vardır, fikri de vardır,
her konuda düşünen, üreten insanları da vardır. İktidarda, ülkücü
hareketin hiçbir fikri hayata geçirilmemiştir. Ecevit gibi birine
payandalık yapılmıştır, Başbakan Yardımcılığı’na talip
olunmuştur.
-Başbakan olabilirdi aslında DYP ve Fazilet’i arkasına alarak değil
mi?
-ANAP da dahil buna... Ona da gerek yoktu. Bayrağı açsaydı,
ülkücüler gelin deseydi, DYP’den ANAP’tan en az 50 kişi gelirdi.
Bunu yapmadı. Eee onu yapmadın, koalisyon yapsaydın, Başbakan
olsaydın. Onu da yapmadı, “hacı bacı dinlensin” dedi, gittiği
Başbakan Yardımcılığı’na razı oldu. Bu, kendine güveni olmayan
lider tipidir. Kendine güveni olmayanın partisine de ülkesine de
faydası olmaz.
-Rahşan Ecevit’in “eli kanlı katiler” diyerek MHP’yi taciz etmesi,
özür bile beklenmeden birkaç gün sonra DSP ile koalisyona razı
olunması...
-Ben o zaman işadamı olarak ülkücü gazetelere ilan verdim. Biz
Rahşan Hanım’ı tanırız. Ülkücülük hakkındaki fikrini de biliriz.
Sakın, sakın böyle bir şey yapmayın… Ben üzerime düşeni yaptım,
uyardım. Bence kendisine güvenmeyen, vizyonu olmayan liderdir.
BAHÇELİ DÖNEMİNDE ÜLKÜCÜLÜĞÜN KÖKÜNE ZARAR
VERİLDİ
-İdam kararını 2 yıl Başbakanlık’ta tutan Bahçeli, bugün AKP’ye
“Apo’yu asmak istediniz de ip mi bulamadınız” diye soruyor. Ne
diyorsunuz?
-Bahçeli, Apo konusunda yanlış yaptı. Hemen hükümetten
çekilmeliydi. Biz Apo’nun idamına karşı çıkacak insanlara Meclis’in
tuvaletinde bilmem ne yaparız diyorlardı. Ama arkasından da idam
kararı sumen altı edildi. Ülkücüye yakışan bir tavır değildi.
1991 seçimlerinde ittifak’ta ben Erzurum’dan adaydım. Bir oyla
kaybettik. 1995’te Ankara’dan adaydım, liste başıydım, 85 bin oy
aldım, parti barajı geçemedi. Şunu söylerdim; ANAP’ı,DYP’yi,CHP’yi
denediniz, hırsızlıkları gördünüz, bir de bizi deneyin. Ülkücü
yetim hakkı yemez, yedirmez. Doğruluk ve dürüstlükten bahsettim.
Ama Bahçeli dönemi iktidarı, Koray Aydın meseleleri şunlar bunlar
dürüstlüğü zedeledi, ülkücü harekete çok zarar vermiştir.
Ülkücülüğün köküne zarar vermiştir.
ÖNCE İÇ HESAPLAŞMA YAPILSIN SONRA MİLLETİN HUZURUNA
ÇIKILSIN
Bundan sonra ülkücü hareketten ülke yönetimine talip olacak
kimselerin önce kendi içlerinde bir iç hesaplaşma yapmaları lazım.
Milletin huzurunda bu kişilerden hesap sormak lazım.
-Bu hesaplaşma ne zaman yapılacak?
-Mutlaka er geç yapılacaktır.Yapılması lazım. Yoksa başka türlü kim
gelirse gelsin bir ilerleme olmaz.
-MHP anketlerde barajın üstünde görünüyor, sizce de hakikate öyle
mi?
-Yani ülkücüler şu anda göğüslerini gere gere MHP’ye rahatlıkla oy
verebilecek durumda değillerdir.
BU KAFAYLA BARAJI GEÇECEKLERSE HİÇ GEÇMESİNLER DAHA
İYİ
-AKP’ye giden emanet ülkücü oylarının birçoğu ilk seçimde MHP’ye
geri dönmez diyenler var.
-Bence emanet oyların sadece bir kısmı geri döner. Eğer MHP bu
dönemde barajı geçecekse… Mevcut kadroyla, ekiple barajı geçip,
geçmişte yaptıklarını yapacaklarsa hiç geçmesinler daha iyi.
Birileri gelir, harekete gerçek vechesini kazandırır, ülkücü gibi
davranır, o hareket yine millet tarafından kabul görür.
FIRSATINI BULDUĞUMUZ ANDA..
-Adınız muhtemel genel başkan adayları arasında geçiyor. Gerçekten
böyle bir niyetiniz var mı?
-Mutlaka her ülkücü üzerine düşeni yapmalıdır. Ben hareketim, davam
için yeri zamanı geldiğini düşündüğümde ne yapılması gerekiyorsa
yaparım. Arkadaşlarımızla sürekli görüşüyoruz, Anadolu’yu
geziyoruz. Fırsatını bulduğumuz anda MHP gerçek kimliğine
dönecektir. Bunun için çalışıyoruz.
(Haberbank)