MHP'de son hafta yardımlar bile kesilebilir!
Abone olMHP'li muhaliflerin başlattığı kurultay sürecine ilişkin mahkeme kararı 8 Nisan cuma günü verilecek. Kritik karara 1 hafta kala MHP'de hareketlilik yaşanıyor.
Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, MHP'de
yaşananları bugünkü köşesine taşıdı.
'MHP'daki hareket' başlıklı yazısında Sarıkaya, muhaliflerin kurultay talebiyle ilgili partilerin üçe bölündüğünü yazdı. Sarıkaya'ya göre, 'Devlet Bahçeli bir orta yol bulmak zorunda. '
Sarıkaya, geçmişte CHP ve SP örneklerini hatırlatarak, mahkemenin kurultay kararı vermesi halinde karara uymayan MHP'nin devletten aldığı mali yardımların dahi kesilebileceğini yazdı.
Sarıkaya'nın bugünkü köşesinden detaylar şöyle:
"MHP'li Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Devlet Bahçeli adını
verdiği köprünün temel atma töreni birçok açıdan önemli. Öncelikle,
iktidar partisi dışındaki belediyelerin de büyük projelere imza
koyabildiğim gösterdi. Uzun süredir bakanlıklar eliyle
gerçekleştirilen büyük projelerin belediyeler tarafından da
yapılabileceğini kanıtladı.
Bahçeli dün adının verildiği eserin temel atma törenine katılarak şevklendirdi. Buradan yola çıkarak MHP'nin iç dinamiklerinin voltranı oluşturduğunu söylemek ise zor. Çünkü 4 aydır devam eden kurultay sürecine ilişkin karar gelecek hafta sonlanacak.
ÜÇ GÖRÜŞ
MHP'de üç görüş var.
İlki genel merkez yönetiminin de içinde bulunduğu gruba ait; kurultay 2018'de yapılmalı. Bu grup MHP gibi köklü partinin kurultayı hakkında tek hâkimin bir mahkemenin karar vermesinin söz konusu olmaması gerektiğine de vurgu yapıyor. Kararın daha yüksek yargı merciine bırakılması gerektiğini savunuyor.
Karşı görüşte olanlar ise bin 100 seçilmiş delegeden 540'ının noter onaylı olağanüstü büyük kurultay çağrısının görmezden gelinemeyeceğinin altını çiziyor. Mahkemenin 540 imzanın gereğini yerine getirip kurultayın toplanması için 3 kişiden oluşacak bir "çağrı heyeti"ni atamasını bekliyor.
Son grupta yer alanlar ise tüzük değişikliği amacıyla toplanacak kurultayın bir sonuç getirmeyeceğine işaret ediyor. Çünkü, olağanüstü kurultaylarda da lider değişimine olanak tanıyacak tüzük değişikliği yapılsa bile sonuçta liderin değişmesi için ikinci bir kurultaya daha ihtiyaç var.
MHP Genel Merkezi'nin aynı tutumu ikinci kurultay için de göstermesi halinde bunun için de yine bir imza ve mahkeme sürecine imza duyulacak ki, bu da zaten öngörülen tarihe yakın bir zamanda kurultayın toplanması anlamına gelecek.
CHP VE SP...
Sonuçta ne olacağına gelirsek...
Türkiye'nin geçmişe dönük yaşadığı benzer iki süreç var.
Biri 2005 yılında CHP'de yaşandı; konunun
taşındığı Anayasa Mahkemesi, büyük kurultay delegelerinin beşte
birinin tüzük değişikliği talebini yerine getirmeyen CHP'ye
"6 ay içinde kurultayını toplaması için ihtar
verilmesini" kararlaştırdı.
Yerine getirmediği takdirde, "Hazine yardımından kısmen
veya tamamen mahrum bırakılacağı" konusunda da uyardı.
İkincisi ise 2010'da Saadet Partisi'nde
yaşandı.
Genel merkez, kurultay delegelerinin beşte birinin imzasına karşın
kongreyi toplamayınca konu aynen MHP'de bugün yaşandığı gibi Ankara
10. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne taşındı.
Mahkeme, delegelerin imzalarının geçerli olduğuna hükmedip kongreyi
toplaması için "çağrı heyeti" atadı.
SP yönetimi, Çankaya İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'na
itiraz etti, ancak her ikisi de mahkeme kararına uyulmasını
isteyerek başvuruyu reddetti.
SP de Ekim 2010'da kongresini topladı.
MHP için mahkeme sonucunun ne olacağını kestirmek güç.
Ancak her ne olursa olsun, Ankara'da beşinci parti arayışlarını da
öteleyen bu gelişmeler MHP'yi yol ayrımına taşır. O nedenle
geçmiş mahkeme süreçlerini de göz önüne alarak MHP Lideri Devlet
Bahçeli'nin bir orta yol üretmesi gerekir.