MHP''de beklenen ihraçlar başladı
Abone olMHP'de ihraçlar başladı. Parti içinde yaşanan bu ihraçların nedeni ise Ozan Arif konserlerinin düzenlenmesi. Arif'in konserini düzenleyen partililer bir bir ihraç ediliyor.
MHP Genel Merkezi''ndeki koltuklarında ''süresiz istiharate''
çekilen Paşaların, memlekette olup bitenler karşısında ''hiç bir
şey yapmadıklarını'' görerek harekete geçen, düzenledikleri Ozan
Arif konserleri aracılığıyla ''birlik ve beraberliğin yeniden
sağlanması için'' bireysel çaba gösteren Türk milliyetçileri,
''ülkelerine sahip çıkmanın faturasını'' çok ağır ödemeye
başladılar!.. ''Memleket meseleleri ile ilgilenmek'' yerine, Ozan
Arif konserlerini engellemeye çalışan, konserleri Şlme çekip,
''düzenleyenler ve katılanlar hakkında çetele tutan'' MHP Genel
Merkezi''ndeki çok sayın paşalarımız, ''kısa bir bekleyişin''
ardından vaziyete el koydu!.. ''Ozan Arif konserlerini düzenleyen''
MHP il ve ilçe yöneticileri birer birer görevinden alınıyor!..
Hatta bazı yöneticiler, sadece görevden alınmakla kalmayıp ''parti
üyeliğinden ihraç'' istemiyle disiplin kurullarına sevk ediliyor!..
MHP Ermenek ve Nazilli ilçe teşkilatları, ''sırf Ozan Arif konseri
düzenledikleri'' için bir süre önce toptan feshedildi!.. Sandıklı
Ülkü Ocağı Başkanı''na, ''konserin düzenlendiği saatte'' bir
telefon ile görevden alındığı tebliğ edildi!.. Şimdi aynı
gelişmeler Karabük ve Kırşehir''de de yaşanıyor!.. ''Özel bir
organizasyon tarafından'' gerçekleştirilen İstanbul Açık Hava
Tiyatrosu''ndaki dışındaki bütün konserler gibi Kırşehir konseri de
''halka açık'' ve ''ücretsiz'' olarak tertip edildi!.. Gerçi Ozan
Arif, bizim de birebir takip ettiğimiz konserlerin hiçbirinden
''kendi adına'' para almadı!.. Ancak, Ozan Arif''in para almaması
konserleri düzenlemek için yetmiyor!.. ''Işıklandırma'', ''ses
düzeni'', ''sinevizyon gösterimi'', ''sahne arkasındaki ses
sanatçıları'', ''ulaşım'' ve ''konaklama'' masraflarını karşılamak
için, epey bir yekun tutan bütçe gerekiyor!.. MHP Kırşehir İl
Yönetim Kurulu üyelerinden Rıza Ağırman ve tertip komitesinde yer
alan arkadaşları da, bu masrafları ''kendi ceplerinden
karşılayarak'', Kırşehir''de sandığa gömülen partilerini yeniden
harekete geçirmek istediler!.. Daha önce AKP''ye oy veren, hatta
''ülkücü camia ile hiç alakası olmayan'' insanları dahi Kapalı Spor
Salonu''na çekerek, Ozan Arif''in destanları ile onları harekete
kazandırmaya çalıştılar!.. Bütün amaçları, ''birlik ve beraberliğin
yeniden sağlanması için'' karınca kararınca da olsa katkıda
bulunmaktı!.. Geceye, ''beklenenden daha yoğun'' bir katılım oldu,
Kapalı Spor Salonu hınca hınç doldu, salona moralsiz olarak gelen
insanlar, ''marşlar söylerek'', ''bozkurt işaretleri yaparak'',
titreyip kendilerine dönmüş bir halde evlerinin yolunu tuttular!..
Rıza Ağırman ve arkadaşları, yaptıkları bu ulvi hareketin MHP
yöneticileri tarafından ''karşılıksız bırakılmayacağını''
biliyorlardı!.. Bir sabah kapılarına dayanan postacının elinde,
''üzerinde üç hilal anteti'' bulunan bir zarf ile karşılaştılar!..
"Mutlaka Genel Merkez''den gelen bir taktir mesajıdır!.." diyerek
büyük bir keyif ile zarfları açtılar!.. Fakat, MHP İl Disiplin
Kurulu Başkanı tarafından kendilerine gönderilen yazıda aynen şu
ifadeler kullanılıyordu: "Sayın.............., Partimizin il
yönetim kurulunun oy birliği ile aldığı karar gereği, 16 Ekim 2004
tarihinde disiplin kuruluna verilmiş bulunuyorsunuz!.. Savunmanıza
esas olmak üzere aşağıdaki sorulara cevap vermeniz gerekmektedir!..
1- Parti aleyhine toplantı organize etmek. 2- Genel Başkan hakkında
küçük düşürücü kelimeler sarf etmek. Genel Başkanlık seçimi
olmaması rağmen faaliyette bulunmak. 3- Partinin adını kullanarak
konser düzenlemek ve şahısları yönlendirmek. Savunmanızı parti
tüzüğünün 66 maddesi uyarınca 15 gün içerisinde vermenizi,
vermediğiniz taktirde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağınızın
bilinmesini rica ederim." İmza: Ayse Altunsaray Kırşehir İl
Disiplin Kurulu Başkanı Kendisine ''MHP''den ihraç istemi ile''
yazı gönderilen isimlerden birisi de bir zamanlar rahmetli Başbuğ
Alparslan Türkeş''in ''uç beylerim'' dediği kişilerden Turgut
Akpınar''dı!.. CKMP''den beri Kırşehir''in can damarı olarak
bilinen Turgut Akpınar, gençlik yıllarında Kastamonu, Mersin ve
Ankara''da parti ve ocak teşkilatlanmalarında aktif görevler
almıştı!.. Her seçim dönemlerinde Kırşehir''i ilçe ilçe, köy köy
gezerek MHP için oy istemişti!.. Hatta MHP Akpınar İlçe Teşkilatı,
geçtiğimiz yıl ''partiye yaptığı üstün hizmetlerden dolayı''
kendisine bir plaket verdi!.. ''Plaketi takdim eden kişi'' ise,
şimdiki MHP Kırşehir İl Başkanı idi!.. Turgut Akpınar, şimdi aynı
kişiler tarafından ''Ozan Arif konserini organize ettiği
gerekçesiyle'' parti üyeliğinden ihraç istemiyle Disiplin
Kurulu''na sevkedildi!.. Akpınar, aslında konseri tertip eden heyet
arasında yer almıyordu!.. Bütün suçu, Ozan Arif ile birlikte
Kırşehir''e gelen misafirlere ''bürosunda'' yemek vermek!.. Yani,
''Türk töresine uyup'', şehrine misafir gelen Ozan Arif''e yemek
vermek bile, bir kişinin, hem de Turgut Akpınar gibi ömrünü MHP
için harcamış bir dava adamının partiden ihracı için yeterli sebep
olabiliyor!.. Aslında, bu görünürdeki sebep!.. Asıl sebep ise,
Akpınar''ın muhtemel bir erken seçimde ''milletvekil aday adayı
olarak'' Genel Merkez''deki paşalarımızdan Metin Çobanoğlu''nun
karşısına çıkma ihtimali!.. Çobanoğlu Metin Paşa, Turgut Akpınarı
tamamen partiden atarak, önündeki bir engeli daha kaldırmak
istiyor!.. Çok muhterem paşalarımız!.. Memleketin hangi yerinde MHP
oyunu artırmışsa, hemen o oyları artıran teşkilatları feshedip,
mensuplarını partiden uzaklaştırmak için adeta zulmediyorsunuz!..
''Vatan hainlerine'' karşı duyarsız kalıp, ''ülkücü tavırlarını''
ortaya koyanlara karşı yapmış olduğunuz son uygulamalar, hareketin
mensuplarının vicdanlarına sizi bir kez daha gömmüş bulunuyor!..
Bilmem farkında mısınız?..
--------------------------------------------------------------------------------
TURGUT AKPINAR''IN VERDİĞİ SAVUNMA Kızım!.. Özüme özüm gibi
inandığım MHP ve 1969 yılında katılıp bugüne kadar keskin bir çizgi
ile aziz ve rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş emrinde, onun
verdiği her göreve canu gönülden koşarak, onun koyduğu çizgide
hizmet sergiledim!.. Bugün yine aynı davaya aynı heyecan ve sevda
ile bağlıyım. Ancak, 26.10.2004 Salı günü saat 14.00''te postacı
bir zarf verdi. Zatıalinizin imzasını taşıyan yazıda savunmamı
istiyorsunuz. Ve savunma vermezsem hakkımı kaybedeceğimi dile
getiriyorsunuz. Yani, "Biz kafaya koyduk, sizi bir şekilde ihraç
edeceğiz" diyorsunuz. Bu beni asla üzmemiştir!.. Beni asıl üzen
nedir biliyor musunuz?.. BİR: Bugün Türk devletini sıkıntıya sokup,
bölüm parçalamak isteyen (azınlık psikozundaki zümrelerin
birleştiği ve Türk sözcüğüne bile tahammül edemediği bir ortamda)
MHP''yi yönetenler, özellikle ileride mebusluk yolunda bizi
kendisine rakip olarak görenler az olsun benim olsun zihniyeti ile
bizi MHP üyeliğinden dahi çıkarma organizasyonu içindedirler. İKİ:
Bugün ülkede Türk milletinin diline pranga vurulmaya çalışılırken,
bununla mücadele etmesi gerekenler, bu gibi hallerde sesi
kısılanlar, benim ferdi olarak sesimi kısmamı sağlamak
gayretindedirler. ÜÇ: Solcuların bile MHP''yi aradığı şu dönemde
MHP''yi canlı tutmakla bir beraberlik organizasyonu yapmakla
mükellef olanlar, ilerde yanımda olmazlarsa milletvekili olamam
kaygısı ile MHP''de ülkücüleri harcama organizesini kendilerine
asli vazife bilmişler de ona yanarım. DÖRT: Ülke elden gidiyor.
Türklük zayi ediliyor, birbirini tanımayan azınlık güruhu 15''li
bir koalisyon oluşturup tarihi, milli, manevi bütün değerleri
tahrip ediyor iken, bizimkilerin Ozan Arif''i bahane ederek
kendileri ile beraber olmayanları harcayarak ileride kendilerine
mebus kapısını açma savdasına düşmeleri beni üzüyor. BEŞ: Benim
Türklüğüm ve Türkçülüğüm doğuştan vardır. Ülkücülüğüm ise aziz
Başbuğumun öğretileri doğrultusundadır. Birilerinin gölgesinde ve
himayesinde ülkücülük-Türkçülük yapma kendi adıma hicap duyarım.
Beni ihraç etseniz de ben MHP''liyim, Türküm, Türkçüyüm. Vatan,
millet, bayrak, ezan değerlerine can verecek yürekteyim. Ben bu
dava uğruna 26 yerden kurşun, bıçak yarası taşımaktayım ve on üç
kez işkence görmüş bir insanım. Aziz Başbuğumun yakınında ve bizzat
direk ve özel emirleri doğrultusunda inanarak hizmet vermiş bir
adamım. Beni ihraç etme sevdasında organizeyi deruhte edenlerin de
o zamanlar abisi idim. Ama şimdi onlar elindeki yetkiyi bu davaya
hizmet edenleri susturmak ve kendi yollarını böylece açık tutmak
istiyor iseler, böyle bir baskı ile de benim kendilerine biat
edeceğimi umuyorlarsa bilsinler ki Turgut Akpınar komünist partiye
bile girse orada Türkçülük ve ülkücülük yapar, yutkunmaz, ses
çıkarır ama beni Ozan Arif''in konserine katıldı ve konuşma yaptı
diye ihraç ettirip kaydımı sildirmek isteyenler olsa olsa partide
hizipçiliği, grupçuluğu, kişiciliği organize ederler. Ben konseri
organize etmedim, sadece katıldım. Ne için katıldığımı oradaki
konuşmamda da söyledim. MHP''den, ülkücü hareketi resmen temsil
edenlerden ses istediğimi beyan ettim. Siyaseten insanlar
harcanabilir. Alma getirisini ve götürüsünü hesap etmek gerekir.
MHP''li olmanın, MHP kaydının bakı kalmasının şartı birilerini
sevme mecburiyeti getirmez. İcraatını beğenmediğim zaman babam da
olsa dile getiririm. Kaldı ki şunun iyi bilinmesi lazım: Benim
ihracımı organize edenlerin birçoğu daha dünyada yokken ben MHP''de
vardım. Hem de çıkarım uğruna değil, ihraç edilsem de MHP''de varım
ve var olmaya devam edeceğim. Benim Türkçülüğümü, ülkücülüğümü
kimse izne tabi tutamaz. Türküm, Türk olduğum için Türkçüyüm. Milli
değerlerime bağlı oldğuum için milliyetçiyim. Alparslan Türkeş''in
öğretileri doğrultusunda yetiştiğim için ülkücüyüm. Bu değerler
bizlere kimsenin hizbine, grubun, hiçbir şahsın siyasi istikbaline
bağımlı olmamayı öğretti. Kendi irademiz ile istediğimizi severiz,
istediğimizi sevmeyiz. Hayatımızın hiçbir yerinde partinin adını
kullanarak çıkar sahibi olmadık. Sayın Genel Başkan aleyhinde küçük
düşürücü laflar ettiğimize gelince: Genel Başkan''ın seçimle
işbaşına geldiğni bilecek zekadayım. Siyasi Partiler Kanunu
gereğince ve demokrasi inancı doğrultusunda partimin Alparslan
Türkeş gibi daha cesur, daha sesli, daha hareketli yönetilmesini
istemek benim de bir ülkücü olarak hakkımdır. Böyle bir eksikliği
eleştirmek de hem insani, hem demokratik görevimdir. Yoksa partide
demokrasi yasak mı? Kaldı ki ben sayın Genel Başkanı iktidar
döneminde de eleştirilerimi mektuplarla kendisine arz ettim. O gün
ihraç istemi olmayıp ta şimdi ihraç istemi olduğuna göre olayı bir
yeni Genel Başkan Yardımcısmızın şahsi ihtiras ve gayreti ile
ilerde kendi yolunu açık tutmak arzusundan kaynaklanan bir
organizasyon olarak görüyor ve -tarihe not düşerek- diyorum ki:
Benim ihraç edilip edilmemem hiç önemli değil!.. Önemli olan
bugünkü iktidara karşı mücadale edebilor musunuz?.. Türk milleti
kimliğini, dilini, hatta vatanını yitirmek üzereyken siz partide
hizipler yaratmaktan vazgeçin. Titreyin kendinize dönün. Gümbür
gümbür mücadele ile partiyi büyütün. Birliği sağlayın diyorum. Siz
istemeseniz de ben ülkücüyüm. Hukuki bütün haklarım da bakidir.
YAZI:İsrafil KUMBASAR KAYNAK:YENİÇAĞ