MHP ve HDP'den AK Parti'yi iki açık çek
Abone olYeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü köşesinden koalisyon görüşmelerini ve partilerin tavrını analiz etti.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi'nin "Erdoğan
olmadan asla" başlıklı bugünkü yazısına göre, MHP ve HDP'nin
koalisyon görüşmelerindeki tavrı AK Parti'nin elini
güçlendirdi.
"MHP ve HDP iki konuda açık çek verdi" diyen
Abdülkadir Selvi, koalisyon görüşmelerinin ilk turunda "AK
Parti'siz hükümetin kurulamayacağı görüldü" tespitinde
bulundu.
Selvi, MHP ve HDP'nin 'açık çek' olarak tabir ettiği açıklamalarına
ilişkin ise şunları yazdı:
"...Bahçeli, 'Biz, ülkeyi çaresiz ve sıkıntılı duruma düşürmeyiz.
Hele CHP'yi bir deneyin. Yoksa erken secim olsun. Olmazsa, biz
ülkeyi çaresiz bırakmayız" demişti. Bahçeli, bu sözlerinin AK
Parti hükümetine destek verecekleri anlamına gelmediğini söyledi.
Zaten işin sırrı burada yatıyor.
HDP Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş da,
AK Parti-CHP hükümetini destekleriz, ama eğer bu mümkün olmazsa
hemen secim kararı almayın. Bir tur daha yapın, seçim hükümetini
tartışmaya hazırız" mesajını vermişlerdi.
...CHP-MHP-HDP blokunun bir araya gelerek koalisyon kuramayacağı
ortaya çıktı. HDP destekli CHP-MHP koalisyon hükümeti jet
hızıyla gündemden düştü. AK Parti'siz bir hükümet
kurulamayacağı görüldü. HDP'nin içinde yer alacağı,
ya da dışarıdan destekleyeceği hükümet formüllerine kapılar
kapandı.
AK PARTİ-CHP KOALİSYONU
Selvi yazısının ikinci bölümünde ise AK Parti-CHP koalisyonu
ihtimalini değerlendirdi, Erdoğan faktörünü yazdı.
Selvi, "Eğer, bir AK Parti-CHP koalisyonu kurulacaksa, bu,
Erdoğan'a rağmen kurulamaz. Erdoğan da istediği taktirde
kurulabilir" dedi. İşte Selvi'nin yazısının devamı...
"AK Parti-CHP koalisyonu için ilk adım bu hafta atılacak. Bu
noktada, CHP açısından bir psikolojiye işaret etmek istiyorum.
Kılıçdaroğlu'nun, koalisyona istekli tavrı, 'CHP,
koalisyona girmek için her türlü tavizi vermeye hazır'
şeklinde bir algı oluşturdu. CHP'yi koalisyona teşne bir parti gibi
göstermek, sürece zarar veriyor.
...Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konumu var.
CHP, Cumhurbaşkanının Anayasal sınırlara çekilmesini talep etmişti.
Ancak CHP, Cumhurbaşkanı konusunu koalisyonun işi olarak
görmüyor. CHP'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendileriyle
koalisyon kurulmasını istemediğine dair bir kanaat var. Bunu
AK Parti ile CHP'nin olumlu bir görüşme yaptıkları gün.
Cumhurbaşkanının CHP'ye yönelik eleştiriler yöneltmesine
bağlıyorlar. Kılıçdaroğlu, bu durumda Cumhurbaşkanı ile
Başbakanı ayrıştıran bir açıklama yaptı. Koalisyona Erdoğan'ın
değil, Davutoğlu'nun karar vereceğini savundu.
CHP'nin stratejisi doğru değil. Erdoğan'la
Davutoğlu'nu ayrıştırarak sonuç almaları mümkün değil. Çünkü
Erdoğan demek, AK Parti demek, Ak Parti demek Erdoğan demek. AK
Parti, Erdoğan'a rağmen karar almaz. Davutoğlu, her konuşmasında
Cumhurbaşkanı konusundaki hassasiyetini ortaya koyuyor,
"Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini ya da makamının
saygınlığını tartışmaya açmak baştan koalisyon müzakerelerini
saboteye dönüştürür." Davutoğlu'nun tavrı,
"Erdoğan olmadan asla!" ya da "Erdoğan
istemeden asla!" diye yorumlanabilir.
Eğer, bir AK Parti-CHP koalisyonu kurulacaksa, bu, Erdoğan'a rağmen
kurulamaz. Erdoğan da istediği taktirde kurulabilir.
AK Parti-CHP koalisyonunun önündeki mayınlı alana dikkat çekmek
istedim. Yazının sonunda tekrar iyimserlik şapkamı takacak
olursam, konuştuğum CHP yöneticileri, "Bizim için taksimetre yeni
çalışmaya başlıyor. Biz, masadan kalkan taraf olmayacağız'
diyorlar.