MHP ve BDP’ye teşekkür etti
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili, "MHP’nin olayın başından bu yana tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teş...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili,
"MHP’nin olayın başından bu yana tutumunu takdir ediyor ve
kendilerine teşekkür ediyoruz. BDP’nin olayın ilk anından itibaren
takındığı tavrı takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz"
dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Başbakan Vekili ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, görüşmenin ardından Taksim Gezi Parkı
olaylarına ilişkin Yeni Başbakanlık Binası’nda basın toplantısı
düzenledi. 2 gündür şiddet ve vandallık içeren gösterilerin ivme
kaybetmeye başladığını belirten Arınç, "Şiddet içermeyen,
demokratik bir tepki olarak ortaya konan gösterileri saygı ve
sağduyu çerçevesinde takip ettiğimizi söylemek isterim. Devletimiz,
hükümetimiz, ilgili tüm birimlerimiz gelişmelere bütünüyle hakim
durumdadır. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz bir yandan mevcut
gösterilerin şiddet boyutunu engellemek için özveriyle çalışırken,
bir yandan da provokasyonları önlemek için hassasiyetle mücadele
etmektedir. Polisimizin gösterin ilk zamanlarında ortaya koyduğu
aşırı tedbir, haklı olarak tepki toplamıştır, bununla ilgili
incelemeler idari yoldan başlatılmıştır. Ancak son 5 gündür polisin
tavrı, büyük fedakarlık içinde, vakar ve sağduyu içinde bu milletin
bir evladı olarak, bu milletin kendi evlatlarına karşı son derece
hassas konumdadır. Göstericiler arasındaki illegal örgütlerin
kışkırtma ve şiddet eylemlerine karşı polisimiz, yasalar
çerçevesinde üzerine düşen bir hakkı yerine getirmiş ve bundan
sonra da yerine getirmeye devam getirecektir" şeklinde konuştu.
"BU ÜLKEYİ BİRLİKTE KURDUK"
"Bu ülkeyi 29 Ekim 1923’te hepimiz beraber kurduk" diyen Arınç, "76
milyon ferdimizin her biri bu büyük cumhuriyetin sahibidir. 90 yıl
boyunca bu Cumhuriyet, milletimizin istisnasız her ferdinin
emekleriyle, alın teriyle, çabalarıyla büyüdü, yüceldi ve bugünler
ulaştı. Kuşkusuz dünya üzerindeki tüm toplumlarda olduğu gibi bizim
toplumumuzda ciddi da farklılıklar vardır. Ancak Meclisimiz bütün
bu farklılıkları gözeterek açılmış, cumhuriyetimiz bu farklılıkları
kaynaştırmak suretiyle kurulmuş, Türkiye bugünleri farklılıklarını
zenginlik olarak değerlendirmek yoluyla bulmuştur. Türkiye’nin en
büyük zenginliği, farklılıkları hoşgörü içerisinde bir arada
tutuyor olmasındadır. Türkiye’yi 90 yıl içerisinde bu seviyeye
ulaştıran bu hoşgörüdür, birlikte yaşama kültürüdür. Gerek partimiz
olarak, gerek hükümetimiz olarak kurulduğumuz andan itibaren
farklılıkların hepsine saygı duyduk, toplumun bütün kesimlerine
eşit mesafede durduk" ifadelerini kullandı.
"BİZE OY VERMEYENLERİN TALEPLERİNE AÇIĞI DUYARLIYIZ"
Yaşam tarzlarının AK Parti hükümeti için son derece değerli, önemli
ve hassas olduğunu vurgulayan Arınç, "Yaşam tarzlarımız nedeniyle
ağır baskılar yaşamış bir kadro olarak kendi yaşadıklarımızı
başkalarına yaşatmamak için büyük bir duyarlılık içinde olduk. Biz
empati kurmak suretiyle bize oy vermeyen arkadaşlarımızı her zaman
anlamaya çalıştık. Kendi yaşam tarzlarımızı, kendi
hassasiyetlerimizi öne çıkarmak yerine ortak noktalarda buluşmayı,
ortak yolu bulmayı her zaman öncelikli vazifemiz olarak gördük.
Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içerisinde olmadık ve olamayız.
Herkes bizi takdir etmek zorunda değil ancak biz bizi takdir
etmeyenlerin de görüşlerine açığız. Herkes bize oy vermek zorunda
değil ama biz bize oy vermeyenlerin de talep ve beklentilerine
duyarlıyız" dedi.
"300’ÜN ÜZERİNDE VATAN EVLADI YARALANMIŞTIR"
Taksim’de bir yanlış bilgilendirme olsa da vatandaşların meşru,
haklı ve makul tepkilerini ortaya koyduğunu belirten Arınç, "Buna
saygılıyız" dedi. Gezi Parkı’nda şehri sahiplenme ve çevre
duyarlılığıyla başlayan gösterilerin bugün çok farklı boyutlara
ulaştığına dikkat çeken Arınç, "Meşru tepkilerini ortaya koyan
vatandaşlarımıza özellikle sesleniyorum. Vatandaşlarımızın masum,
demokratik tepkileri marjinal, illegal bazı gruplar tarafından
kullanılmakta ve insanımıza, şehirlerimize özellikle de Türkiye
ekonomisine, Türkiye’nin uluslararası itibarına zarar verir hale
gelmektedir. Şu ana kadar 244’ü polis, 64’ü gösterici olmak üzere
300’ün üzerine vatan evladı yaralanmıştır" diye konuştu.
"Yaralıları sayarken bugün duyduğumuz haber bizi fevkalade
üzmüştür" diyen Arınç, Hatay’daki olaylar sırasında Abdullah Cömert
isimli bir vatandaşın hayatını kaybettiğini anlatarak, ailesine,
Hataylılara ve bütün millete başsağlığı dilediğini belirtti.
Gösterileri bu noktaya getirenlerin bu işi sonunda bir ölümle
sonlandıracağını bildiklerini vurgulayan Arınç, "Bunun için gerekli
bütün hassasiyeti gösteriyor, ölüm olmaması için bütün dikkati
topluyorduk ama maalesef istenmeyen bir olay oldu. Bunun üzerine
yine sosyal medyada veya başka yollarla olayı büyütmek ya da olayın
üzerine yeni provokasyonlar inşa etme gayretlerini seziyorum"
ifadelerini kullandı.
Hatay Valiliği ve Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
kendisine gönderilen bilgi notlarını okuyan Arınç, "Hayatını
kaybeden Abdullah Cömert’in ilk yapılan otopsi işlemi neticesinde
ateşli silahla ait giriş-çıkış deliği ve beyin dokusunda traje
oluşturmuş herhangi bir lezyon bulunmadığı tespit edilmiştir. Yani
bir ateşli silahla ölümüne yol açılmayan bir olay olduğu
anlaşılmaktadır. Belki bir sert cisimle başı ezilmiş ve ölüme
sebebiyet verilmiş olabilir. Ama Adli Tıp’ın incelemesi sonucu
ortaya çıkacak. Olayla ilgili soruşturma devam etmektedir. Bir an
önce sonuca ulaşmasını ve Abdullah Cömert kardeşimizin ölümüne yol
açanlar varsa yargıya teslim edilmesini arzu ediyoruz" dedi.
"110 POLİS ARACI TAHRİP EDİLMİŞTİR"
110 polis aracı tahrip edildiğini ve 207 sivil araç yakıldığına
dikkat çeken Arınç, "Karşıyaka başta olmak üzere Çiğli ilçe
binalarına saldırılar yapılmıştı. Ambulanslar taşlanmaktadır. Sivil
vatandaşlara karşı aşırı tepkiler gösterilmekte, insan hak ve
özgürlükleri kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Bir takım kamu
binalarına karşı veya bir takım insanların kendi özel evlerine
karşı aşırı tepkiler, haksız, gayri meşru, gayri kanuni bir takım
olaylar meydana getirilmeye çalışılmaktadır" dedi.
Çevreci duyarlılığı istismar eden bazı grupların özellikle
Ankara’da kaldırım taşlarını sökmek, kamu binalarına zarar vermek
suretiyle ağır hasar meydana getirdiğini anlatan Arınç, esnafın bu
olaylardan etkilendiğini ve bazı dükkanlara dışarıdan ve içeriden
zararlar verildiğini vurguladı. Bu olaylardan Türkiye ekonomisinin,
"altın yıl" yaşama iddiasında bulunan turizmin ağır yara aldığının
altını çizen Arınç, "Uluslararası basının olağandışı ilgisi ve
abartılı yayınları nedeniyle Türkiye’nin uluslararası güç ve
itibarı da hedefe konulmuştur. Zarar gören ya da zarar görmesi
muhtemel olan varlıklar, AK Parti’nin, hükümetin değil, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ve vatandaşlarının varlıklarıdır. 90 yılda çok zor
şartlar altında, herkesin emeğiyle, alın teriyle oluşturulan
varlıkların bu şekilde heba edilmek istenmesi gerçekten acı
vericidir. Çözüm sürecinde silahlar susmuşken, şiddet ortadan
kalkmışken, ekonominin önünde sınırsız bir ufuk açılmışken
kazanımlarımızın hedefe alınması oldukça düşündürücüdür"
değerlendirmesinde bulundu.
"BDP VE MHP’Yİ TAKDİR EDİYORUZ"
"Biz herkesin hükümetiyiz" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar
büyük bir hassasiyet içinde olduysak, bu gösterileri de doğru
okumak için o kadar büyük bir hassasiyetin içindeyiz. Biz kendimizi
hesaba çekeriz ve çekiyoruz. Öz eleştirimizi yaparız. Bundan hiç
kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’ye, Türkiye ekonomisine, birlik
ve dayanışmamıza yönelik tavır ve dayanışmalarda herkesin özellikle
sakınmasını rica ediyoruz. Muhalefet partilerimizin aklıselimi öne
çıkararak, yatıştırıcı tavır sergilemelerini arzu ediyoruz ve bunun
gerçekleştiğini görmekten de mutluyuz. MHP’nin olayın başından bu
yana tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz.
BDP’nin olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor
ve kendilerine teşekkür ediyoruz. CHP’nin Sayın Genel Başkanı’nın
kamu malına zarar verilmesini tasvip etmediğini, bu olayların
içerisinde parti olarak değil bireysel olarak bulunduğu ve Taksim’e
bu amaçla gittiğine ilişkin cümlelerine teşekkür ederiz. Ama
maalesef üzüntüyle görüyoruz ki Türkiye’de yaşanan pek çok olayda
CHP’li milletvekillerinin, il ve ilçe teşkilatlarının hem
kışkırtıcı hem de olayların bizzat içerisinde olmak gibi bir
konumları vardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun dün Sayın
Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantı ve takındığı tavır itibariyle
güçlü bir genel başkan olarak, olayların vardığı bu boyutu hiçbir
şekilde tasvip etmediğini, tüm teşkilatlarıyla ve birimleriyle
olayların vardığı bu noktada hiçbir zaman bulunmayacaklarını,
olayların yatışması konusunda olumlu bir dil kullanacağını bekliyor
ve ümit ediyoruz. Türkiye’nin ana muhalefet partisi böylesine zor
durumlarda mutlaka kendisine düşen görevi fazlasıyla
yapacaktır."
VATANDAŞLARA VE STK’LARA ÇAĞRI
Bugüne kadar gösterileri sabırla izleyen vatandaşlardan sabır ve
sağduyu beklediklerini vurgulayan Arınç, "Anne babalardan
çocuklarının bu kaotik ortama itmek isteyenlere karşı liseleriyle,
ilköğretim okullarıyla, üniversite gençliğimizi bu kaotik ortamın
birer aktörü haline getirmek isteyenlere karşı, rektörlerimizden,
sağduyu, ilgi ve fedakarlık bekliyoruz" dedi.
STK’ların gerginliği düşürecek bir tavır içinde olmalarını rica
eden Arınç, "KESK ve DİSK gibi güçlü sendikalarımızın bu olaylar
karşısındaki tutumlarının Türkiye’nin iç barışını ve toplumsal
barışını bozmayacak durumda olacağını tahmin ediyorum. İllegal
örgütlerin ekmeğine yağ sürecek ve ateşi büyütecek davranışlarından
kaçınmalarını kendilerinden rica ediyorum. Türkiye bütün
senaryoları boşa çıkartacak güce sahiptir. Şu anda her şey
devletimizin kontrolü altındadır. Vatandaşlarımızın sağduyu ve
sabrıyla huzur ve güven ortamı tesis edilmiş olacaktır. Haklı
taleplerini, tepkilerini ifade eden vatandaşlarımıza tekrar
teşekkür ediyorum. Gelişmeleri tam bir sabır ve metanet içinde,
aklıselimle takip eden vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Özveriyle çalışan ve günlerdir belki uykusuz, yorgun ama görevinin
başında bulunan güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum" şeklinde
konuştu.
(İHA)