MHP seçim ofisini basanlar kimler?

Gezi olayları başladığından beri her fırsatta "Bu oyun bitmeyecek ve seçimler yaklaştıkça daha da şiddetlenecek" diye uyarıyorduk.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Gezi olayları başladığından beri her fırsatta "Bu oyun bitmeyecek ve seçimler yaklaştıkça daha da şiddetlenecek" diye uyarıyorduk.

Sadece biz mi?

Başbakan eline her mikrofon alışında, "Önümüzdeki 4 ay boyunca plan, proje, vizyon değil; sadece fitne üretecekler. İçeriden ya da dışarıdan ellerine ne geçirirlerse fırlatacak, Türkiye düşmanlarıyla birlikte üzerimize saldıracaklar!" diyor ve yapılan operasyonların çözüm sürecini baltalamayı amaçladığını eklemeden edemiyordu.

Gazeteci dostlarla bir araya geldiğimiz her ortamda, "Bundan sonra neler olabilir, nasıl oyunlar oynanır?" diye tartışıp durduk.

Doğrusunu isterseniz MHP'ye yönelik bir saldırı olacağını neredeyse herkes konuşuyordu. Konuşuyordu çünkü, bu konuda MİT'in de bir süre önce yaptığı provokasyon uyarıları vardı.

Beklenen kanlı oyun dün sahnelendi.

MHP Esenyurt seçim bürosuna dün düzenlenen silahlı saldırıda 7 kişi yaralandı. Partinin basın danışmanı Cengiz Akyıldız, hayatını kaybetti.

Saldırı haberini alır almaz mikroblog sitesi twitter'a baktım. Daha ölü ve yaralı sayısı netleşmemişken, yapılan yorumlar oldukça manidardı.

Belli bir grup önceden sözleşmiş gibi, "Alın size çözüm süreci. Başbakan Kürtleri başımıza çıkardı. Kürtler MHP seçim irtibat bürosuna saldırdı" diyerek algı yönetimi operasyonuna başlamıştı bile...

Bu oyun yeni değil aslında...

Gezi'de "Biz Ege'de, Akdeniz'de ve Batı'da ayaklandık. Siz de Doğu ve Güneydoğu'da ayaklanın da şu hükümeti sivil darbe ile indirelim" diye az iblislik yapmadılar.

Hatırlayın!

"Kürt kardeşlerimizle bu ülkeyi paylaşırız. Yeter ki bu AKP gitsin"
twitini onbinlerce kişi paylaşılıyor, sokakları ateşe verme karşılığında Kürt kesimine adeta Türkiye'nin yarısını peşkeş çekme sözü veriliyordu o dönemde...

Umduklarını bulamadılar.

"Biz ülkenin bölünmesini istemiyoruz ki" diye gelen karşı cevap adeta şamar gibi patladı suratlarında...

Bu kez Şırnakta iki BDP'liyi katlettikten sonra kargaşa çıkartamaya çalıştılar. Beklenenin aksine herkes sağduyu mesajları  vermek için seferber oldu.

Baktılar ondan da birşey çıkmadı, bu kez mahkemenin verdiği Uludere kararı üzerinden harekete geçtiler. Epey bi zorladılar ama, birkez daha sağduyuyu elden bırakmayan Kürtler'i gördüler.

Son olarak Fransa'daki katliamı MİT'in tertiplediğini iddia ettiler. Sahte belgelerle işe ciddiyet kazandırmaya çalıştılar.

Ama o da fos çıktı...

Şimdi MHP'ye yönelik saldırılardan medet umuyorlar!

Yıllarca bu ülkenin halkını aptal yerine koyarak istedikleri kanlı oyunları sahnelediler ya! Yine başarabileceklerini sanıyorlar.

Terörün en azgın olduğu zamanlarda bile PKK'nın, MHP bürolarına saldırmadığını hesaba dahi katamamış ahmaklar!

Barışın tadını alan bir halkın, çocuklarını iki dağ arasında tekrar kaybetmemek için var gücüyle mücadele ettiğinin farkına varamamış salaklar!

Kimileri MHP'li kılığına bürünerek sosyal medyada, "Bunun hesabı sandıkta sorulacak. Kürtler bunun bedelini ödeyecek" diye nara atıyor, kimi BDP'li kılığında, "Bu daha başlangıç. Çok daha fazla katliamlar yapacağız!" diyerek meydan okuyor.

Kurtlar Vadisi izleye izleye beyin kepçiklemesi yaşayan ergenlerin, "Başbakan yaptırmış" dediğine ve bu salakça söze inanıldığına bile şahit oldum!

Gözümüzün önünde bir tiyatro oynanıyor anlayacağınız.

Göreceksiniz!

Bu saldırının altından ya çok basit bir neden çıkacak, ya da çok korkunç bir siyasi oyun! Bu işin içinde Kürtlerin olmadığını, aksine bir yıldır dağlardan ve karakollardan cenaze gelmiyor diye kahrolanların çıktığını hep beraber görüp izleyeceğiz.

Birileri, "Polislerin görev yerleri değişti. Failleri ortaya çıkaracak polis mi kaldı?" şeklindeki buram buram fitne kokan yorumlarına rağmen...

Faillerin bulunup yargı önüne çıkarılması en önce hükümetin namus borcu olmalı. Tetikçi ve azmettiriciler ortaya çıkarılmadan bu oyun bitmez.

Aksine devamı gelir ki, işte o zaman kötü şeyler olabilir.