MHP liderinden siyaseti ısındıracak suçlama
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP, AKP ve
BDP'nin uyguladığı siyasetin bölücülüğü hızlandırdığını öne
sürerek, muhalefeti ağır sözlerle eleştirdi:
Başbakan Erdoğan'ın yönelimleri, şuursuzluğu, bölücülüğün dip akıntısını hızlandırmış ve yüzeye çıkarmıştır. CHP'de AKP'nin peşi sıra gitmekte, BDP ile de birleşerek bölücülüğün şeytan üçgenini oluşturmuşlardır. İşin ilginç tarafı ise AKP, BDP ve CHP'nin aynı bölücülük havasından nasıl istifade ettiklerinin ortaaya çıkmasıdır.
Bahçeli, Kürt sorununa ilişkin partilerle
görüşmeye hazırlanan CHP'ye "Bizim hiçkimseyle Kürt
sorunuyla ilgili görüşmeye niyetimiz yoktur. CHP ile çöküş planını
görüşmeyeceğiz" sözleriyle kapıları
kapattı.
MHP lideri Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
liderliğini de "Führer" benzetmesiyle eleştirdi:
"Toplumun her kesimi hükümetin uygulamalarından rahatsız
ve endişelidir. Başbakan hükümetine göre kimse AKP'nin kararına
karşı çıkmamalıdır. Uysallık, itaat, ve sürü psikolojisi olmalıdır.
Modern führer alkışlanmalıdır"
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önce iktidarı eleştirdi, sonrada CHP ve BDP'nin terör politikalarıyla Ak Parti'ye destek verdiğini öne sürdü.
İşte Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları...
Öncelikle Türkiye bir AKP sorunu ile kavrulmaktadır. Görülmektedir ki işsizlik almış başını gitmekte, ama AKP kürtajı diline dolamıştır. Yoksulluk derinleşirken, AKP sezaryeni kafaya takmaktadır. AKP 1930 lu yıllara saplanıp kalmıştır. Memurların durumu belliyken, AKP dindar gençlik yetiştirmenin peşine düşmüştür.
Esnaf batarken, AKP milli bayramlarla mücadele etmiş, emeklinin şikayeti sel haline gelirken, AKP Dersim'deki isyancılara kucak açmış, terör sabrı zorlarken, AKP geçmişin tozlu sayfalarına takılıp kalmıştır.
Dertlerine çare bekleyen milyonları yüzüstü bırakmıştır. AKP işi gücü bırakmış, Erdoğan'ın bireysel hedefleri için mücadeleye girmiştir.
Sanırsınız ki Türkiye tek kişilik çadır tiyatrosunun sergilendiği bir ülkedir ve Erdoğan'dan başka önemsenecek kimse kalmamıştır. Bu ülke Erdoğan'a miras bırakılmış, aklına ne düşerse yapmak kendisine yapmak hak ve helal olarak sunulmuştur. Düzmece methiyeler, temelsiz övücü sözler ona yöneliktir. Yeni yetme pop müzik ikonları gibi tezahürat görmektedir.
Erdoğan kendinden geçmiş akli melakeleri çalışmaz hale gelmiştir. Doğruyu yanlıştan ayıracak zihinsel fonksiyonlarını kaybetmiştir.
MEDYAYA YÜKLENDİ
Arena'daki kongresinde atılan başlıkları hepimizce görülmüş ve okunmşutr. dikkat edersiniz tasma sözünden ortada rahatsızlıkk duyan yoktur. Bize göre bu itham medyanın kucağına atılmıştır. Başbakanın sözlerine taraflı ve tarafsız tüm medya başbakanın sözlerine karşı durabilseydi.
ERDOĞAN PADİŞAHLIK İÇİN ÇIRPINIYOR
10 paraya on takla atanların türkiyeyi sürüklediği yer de burasıdır. Erdoğan'ın hiddet ve hakaretten beslenen siyaset tarzı herkesi köşeye sıkıştırmıştır.
Ayrıca AKP'nin başkanlık için koltuk siparişi, Türkiye'nin içine girdiği ortamı kolaylaştırmaktır. Başbakan tek belirleyen olmak için çırpınmaktadır.
Gelişmeler böyle giderse, bu kafa yapısının kendisinden sonra başbakanlık makamını marjinalleştireceğini işaret etmektedir.
Erdoğan, bu yolla tiranlaşmak için her yolu deneyeceğini göstermektedir. Bize göre başka bir izahı bulunmamaktadır. Böyle bir projeyi başka ülkelerde uygulanıyor diye ısmarlamak, başbakan erdoğan'ın demokrasiye saldırısıyla izah edilecektir. Ama buna önce Türk milleti, sonra da MHP izin vermeyecektir.
TERÖR SORUNU
ERDOĞAN DİCLE KENARINDAKİ KOYUNDAN SORUMLU AMA ŞEHİDİMİZDEN DEĞİL!
Dicle kenarındaki koyundan bile sorumlu olduğunu söyleyen Başbakan, akan şehit kanınında yegane sorumlusudur.
2002'de sıfır terörden 2012'de zirveleşen seviyeye bu terör anlayışıyla gelinmiştir. Şehit Binbaşı Ercan KurtI'un annesi Zehra Kurt'un yüreğim yanıyor sözleri ibretliktir. Başbakan Erdoğan'ın ölü seviciler diyerek sanal çıkışlar yaptığı kesimlerle derin ittifakı büyük badirelerin doğmasına neden olmuştur.
DEMOKRATİK AÇILIM
2009 yılında Kürt açılımı, demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik adıyla açıklanan yıkım projeleri Türk milletinin birliğine darbe vurmasıyla akıllarda kalmıştır. Kürt sorunun öne çektikçe, bölücülük zıvanadan çıkmış, bendini aşmıştır.
Her şeyden önce bölücü terörün teşhisinde çok büyük bir karmaşa ve kaos yaşanmaktadır. Konunun başbakan tarafından 2005 yılında Kürt sorunu olarak tehvili ve bu sorunun 2011 yılına kadar sürülerek getirilmesi faleketi tetiklemiş, hainlerin suyu ekmeği olmuştur.
CHP, AKP VE BDP BÖLÜCÜLÜĞÜN ORTAĞI
Erdoğan'ın yönelimleri, şuursuzluğu, bölücülüğün dip akıntısını hızlandırmış ve yüzeye çıkarmıştır. CHP'de AKP'nin peşisıra gitmekte, BDP ile de birleşerek bölücülüğün şeytan üçgenini oluşturmuşlardır.
İşin ilginç tarafı ise AKP, BDP ve CHP'nin aynı bölücülük havasından nasıl istifade ettiklerinin ortaaya çıkmasıdır. Sanki ellerine tutuşturulmuş bir reçete vardırda bizim bundan gecikmeli haberimiz olmaktadır.
CHP meclis çatı altında faaliyet gösterecek akil insanlar grubu oluşturulması teklifi yer almıştır. bir defa chp'nin sunduğu metnin sadece iki yerinde teröre atıf yapılmış, her şey kürt sorununa bağlanmıştır. CHP'ye göre bölücü terör gibi bir sorun bulunmamaktadır.
CHP bu konudaki niyet ve kalitesini gözler önüne açıkça sermiştir bu yaklaşımıyla. CHP'nin yaklaşımları, PKK canisinin yaklaşımlarıyla aynıdır. Bölücü lugatı, CHP tarafından sahiplenilmiştir. Kandil ve İmralı'nın akil adamlar önerisi CHP'de yankı bulmuş Kılıçdaroğlu'nu harekete geçirmiştir. İmralı canisinin düşünceleri, yeni diye takdim edilen CHP'de karşılık bulmuştur. Yeni CHP'nin sözüm ona terörle mücadele diye sundukları, PKK'nın ihanet hazırlıklarıdır. Cumhuriyeti kurmakla övünen CHP şimdide çöküşü hazırlamaktan kıvanç duymaktadır. Bu gidişe göre Mustafa Kemal'in herhalde kemikleri sızlamıştır.
Ne kadar olumsuz bir manzara da olsa, milliyetçi hareket hale etkisizleştirilememiştir. Bizim hiçkimseyle Kürt sorunuyla ilgili görüşmeye niyetimiz yoktur. CHP ile çöküş planını görüşmeyeceğiz.
Toplumun her kesimi hükümetin uygulamalarından rahatsız ve endişelidir. Başbakan hükümetine göre kimse AKP'nin kararına karşı çıkmamalıdır. Uysallık, itaat, ve sürü psikolojisi olmalıdır. Modern führer alkışlanmalıdır
THY GREVİNE YÖNELİK ENGEL KABUL EDİLEMEZ
KÜRTAJ VE SEZARYEN
Başbakan gündem saptırmak hedefiyle, bilhassa her Kürtaj bir Uludere'dir teşbihi sakıncalarla doludur. Bu tartışmanın ortasında 3. köprü ihalesi göz kaş arasında yapılmıştır. Kürtaj ile uludere'nin bilreştirilmesi, değirmende yoğurt öğütmekle aynı zekadır.
Kürtaja cinayet diyen başbakan, serbest bıraktığı zinayı nasıl açıklayacak ve bu konudaki sicilini nasıl temize çıkaracaktır.
Biz parti olarak islami, insani ve tıbbi olarak Kürtaja karşıyız ve onaylamıyoruz. Ancak tıbbi gerekçelerle birlikte elbette belirli bir s üreyi aşmamak kaydıyla kürtaja izin verilmelidir.
Bununla birlikte bu konunun esasını uzmanlarımıza bırakılması bizim en temel tercihimizdir
SURİYE SORUNU
Suriye'de hiçbir çareye merhem olamayan Annan Planı Suriye toplumunun sığınıcağı liman olmaya devam etmektedir.
Bunun yanısıra komşu ülke Irak'ta istikraszılkı sakmalanını içind eolup bu ülkedeki Türkmen karşdeşlerimiz sorunlarla boğuşmaktadır
Sorunlar bitmediği takdirde, peşmergenin önümüzdeki eylül ayında bağımsızlığını ilan edeceği anlaşılmaktadır.
AKP hükümeti 2008 yılına kadar bütün siyasi ilişkilerini merkezi hükümetle yürüterek, Kuzey Irak hükümetini meşru görmemiştir. Ancak bu karardan dönülmüş, Erbil'e konsolosluk açılmıştır. Erdüoğan, ziyaretler düzenlemiş, ancak Türkmen kenti Kerkük'e gelince duyarsızlık had safhaya ulaşmıştır.
Kerkük, altın köprü, hanekeni, mendeli yerle bir etmiş ve nüfus dengesini bozmuştur. Türkmen kardeşlerimiz baskı ve yıldırmalara maruz kalmıştır. Peşmergenin maksadı bellidir.
Irak Türkmen Cephesi tamamen kaderine terkedilmiş, barzani'yle kucaklaşan Erdoğan'ın aklına Türkmenler hiç gelmemiştir. Peşmerge ile sıra geceleri düzenleyen Erdoğan, Türkmen varlığını görmezden gelmek için elinden geleni yapmıştır.
Biz tüm Türkmen kentlerini yakından takip edip, gerekli notlarımızı kararlılıkla alıyoruz. Türkmen kentlerine mutlaka sahip çıkılmalı, işadamları Türkmen kentlerine yatırımlara öncelik vermelidir. Herkes bilsinki Türkmen kardeşlerimizi kimse ezemeyecek, yok edemeyecektir. Türkmen varlığı bizim gözbebeğimiz olup, Türkmen'e kalkan eli de yeri gelince sahiplerinin yüzlerine çalarız