MHP lideri Devlet Bahçeli'den Anayasa Mahkemesi bombası! AYM yeni baştan yapılandırılsın
Abone olMHP Genel başkanı Devlet Bahçeli'den, Anayasa Mahkemesi için bomba çıkış... "Anayasa Mahkemesi’nin son zamanlarda verdiği kararlar sancılı ve sakattır" diyen Bahçeli, AYM'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine göre yeniden yapılandırılmasını istedi...
"1960 darbesinin bütün izlerinin ortadan kaldırıldığı bir
dönemde Anayasa Mahkemesi de tüm unsurlarıyla yeniden masaya
yatırılmalıdır." diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şöyle devam
etti: "Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına
uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır." İşte "Anayasa
Mahkemesi’nin son zamanlarda verdiği kararlar sancılı ve sakattır"
diyen Bahçeli'nin açıklamasının tam metni...
- Sıcak tartışmaların yaşandığı, ülkemizin çevresinde vasat
bulan gerilim ortamının dalga boyunda yükselişlerin gözlendiği bir
zaman aralığında, TBMM 27’inci Dönem 4’üncü Yasama yılına 1 Ekim
2020 tarihinde başlayacaktır.
- Gazi Meclisimiz milli iradenin tecelli merkezi, milli hedef ve
özlemlerin takip mekânı, temin merciidir.
- Türkiye’nin daha demokratikleşmesi, daha gelişmesi,
bölgesinde ve küresel sistemde daha da etkili olması bir yanda
TBMM’nin tarihsel gücüne, diğer yanda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi’nin müessir vasfına bağlıdır.
Parlamenter sistemin tüm kamburlarından kurtulalım...
- Bugün ülkemiz devamlı tahkimi ve ikmali yapılan bir husumet
cephesiyle karşı karşıyadır.
- Milli güvenliğimizin sağlam esaslara bağlanmasının yanında,
iç huzur ve istikrar ortamının kökleşmesi için bilhassa
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarıyla
yerleşmesi temel gündem olmalıdır.
- Bu maksatla da yeni hükümet sistemi Parlamenter Sistemin bütün
kamburlarından, bütün bağlarından, bütün engellerinden ayıklanmalı,
arındırılmalıdır.
Başkanlık sistemlerinde Anayasa Mahkemesi
yok!
- Nihayetinde hakim ve havi hukuk sistemi mutlaka ele
alınmalı, darbe dönemlerinin ürünü ve mirası olan yargı müessesleri
demokratik bir içeriğe kavuşturulmalıdır.
- Özellikle
Başkanlık Sistemiyle yönetilen ülkelerde yargının en üst organı
olarak “Yüce Mahkeme” veya “Yüksek Mahkeme”ler yer almaktadır.
Buna karşılık Parlamenter Sistemle yönetilen ülkelerde ise Anayasa
Mahkemeleri bulunmaktadır.
- Hâlbuki ülkemizde tarihi nitelikli bir yönetim reformu
yapılmış, egemenliğin yegane sahibi aziz Türk milleti 16 Nisan
2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih etmiş,
Parlamenter Sistem dönemi kapanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı sistemi sayesinde...
- Milli bekamızı tehdit eden devasa sorunlara daha etkili
karşılık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle verilmektedir.
Anti-demokratik girişimlerin önü yine bu hükümet sistemiyle
kesilmektedir.
- Terör mücadeledeki başarılar, sınır ötesindeki operasyonlar,
egemenlik haklarımızın muhafazası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
sayesinde daha hızlı ve tesirli bir hale gelmiştir.
- Ekonomik saldırılara direnç, Kovid-19 salgını ile kararlı
mücadele yeni hükümet sisteminin sunduğu güçlü sevk ve idareyle
arzu edilen seviyelere ulaşmıştır.
Artık kaçınılmaz bir zarurettir
- Parlamenter Sistem’in oluşturduğu kurumların yeniden
yapılanması ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne fonksiyonel
açıdan müzahir noktaya taşınması artık kaçınılmaz bir
zarurettir.
- Demokrasinin ilkeleriyle ve aziz milletimizin iradesiyle
temellenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni darbelerin ardından
tesis ve tezahür eden kurumların küflü prangalarından kurtarmak
asıl olmalıdır.
- Bunlardan birisi de ilk defa 1961 Anayasa’sı ile hukukumuza
giren, esas itibariyle 1960 darbesinin oluşturmak istediği
demokrasi dışı yapıyı korumak için ihdas edilen Anayasa
Mahkemesi’dir.
AYM, yeni sistemin ruhuna uygun şekilde yapılandırılsın...
- Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına
uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.
- 27 Mayıs darbecilerinin, 12 Haziran 1960 tarihinde çıkardığı
“1” numaralı geçici kanun ile hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
hak ve yetkileri hem de Türk milleti adına yapılan yargılama
yetkisi “Yüksek Adalet Divanı” adı verilen icazetli ve boyunduruk
altındaki yapı tarafından gasp edilmiştir.
Yassıada’da millet iradesini yargılayan ve dönemin bakanları
ile başbakanına idam kararı veren de bizzat bu gayrimeşru lekeli
yapı olmuştur.
- Bahse konu Yüksek Adalet Divanı’nın birçok üyesi ise maalesef o
dönemde kurulan Anayasa Mahkemesi’nin kurucu üyeleri olmuş, bu
mahkemenin ana iskeletini oluşturmuşlardır.
- Kaldı ki Yüksek Adalet Divanı Başkanlığı sıfatıyla 27 Mayıs
darbesinin tetikçiliğini yapan Salim Başol, ilerleyen yıllarda
Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine seçilmiştir.
AYM siyasi ve ideolojik saplantılara kapılmıştır
- Mahkeme’nin Anayasa’ya uygun kararlar vermesi beklenirken
siyasi ve ideolojik saplantılara kapılması millet vicdanında derin
yaralar açmıştır.
Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağlıklı bir
zeminde devamını ve güçlenmesini mümkün kılacak reformların
gecikmeksizin yapılması acil bir ihtiyaçtır.
- Ahlaki ve siyasi bir uzlaşmayla, 1960 darbesinin bütün
izlerinin ortadan kaldırıldığı, zulüm olan yargılamaların tüm
sonuçlarının yok sayıldığı bir dönemde, Anayasa Mahkemesi de tüm
unsurlarıyla yeniden masaya yatırılmalıdır.
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhu ve esaslarıyla
birlikte, yüksek demokratik standartlar bunu gerektirmektedir.
'Divan-ı Ali' kurulması Türkiye'nin gücüne güç
katacaktır
- Türkiye’nin demokratikleşme sürecini hızlandıran
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle çelişmeyecek demokratik, etkin,
adil, tartışmaların odağı olmaktan çıkarılmış bir “Yüce Mahkeme”,
deyim yerindeyse bir “Divan-ı Ali” kurulması Türkiye’nin gücüne güç
katacaktır.
- Siyaset kurumunun görevi, yaşanan karanlık dönemlerin muhasebesi
ile geleceğin Türk asırlarının, Türk nesillerinin ihtiyaçlarını
tespit etmek, kudretli devlet inşası için gerekli demokratik
adımları ve atılımları süratle hayata geçirmektir.
AYM'nin son kararları sancılı ve sakattır
- Geçmişin hüzünlü ve kaotik dönemlerinden hukuken, fiilen,
fikren ve ruhen kurtuluş bu şekilde sağlanacaktır.
- Anayasa Mahkemesi’nin son zamanlarda verdiği kararlar sancılı ve
sakattır.
- Hak ihlalleri adı altında, milli haklara ve adalet duygusuna
telafisi imkansız zararlar verilmektedir.
- Türkiye darbelerle
yüzleştikçe, darbelerin demokrasi karşıtı kurumlarıyla
hesaplaştıkça istikbal ve istiklalini sarsılmaz biçimde güvenceye
alacaktır.
- Yeni Yasama Yılının başlangıcında bu konunun samimi, sağduyulu, önyargısız, demokrasi ahlakına ve milli gerçeklere münasip ölçülerde değerlendirilip tartışmaya açılması halisane beklentimizdir.