MHP lideri Bahçeli'den kaos uyarısı
Abone olDevlet Bahçeli'nin gündeminde yine Erdoğan'ın gözyaşları vardı. Bahçeli, Erdoğan'a selpak gönderecek!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Geçen gün Meclis'te
grup konuşmasında bir ağlama rolü oynuyor, karşısında da
milletvekilleri başbakanla birlikte ağlıyor. Eğer ağlayacaklarını
bilseydim, grup toplantısından önce kamyonetle selpak gönderirdim"
dedi.
Bursa'nın İznik ilçesinde düzenlenen Uluslararası İznik
Festivali'ne katılan Bahçeli, festival alanında vatandaşlara hitap
etti.
Ara rejimler döneminde yapılmış anayasalardan kimsenin memnun
kalmadığını belirten Bahçeli, Türkiye'de anayasa değişikliğine
karşı olan hiçbir siyasi parti veya sivil toplum kuruluşu
bulunmadığına dikkati çekti.
"ANAYASA KURBAN EDİLİYOR"
Bahçeli, tartışmalara son verecek bir anayasa değişikliğinin
yapılması ve milletin diğer gündemlerine geçilmesi zamanının
geldiğini vurgulayarak, "MHP olarak her zaman anayasa
değişikliklerinin yanındayız. Ancak bir şartla bu yanında olmayı
tercih etmektedir. Anayasa, bir partinin anayasası
olmamalı, bir kişinin amacına öncelik düzenlenmemeli, onun
çıkarları uğruna kurban edilmemelidir" görüşünü dile
getirdi.
Anayasanın uzlaşma zemininde oluşturulması gerektiğini
savunduklarını hatırlatan Bahçeli, "Ancak bugünkü siyasi iktidar,
Meclis'teki çoğunluğuna dayanarak 'Ben yaparsam yaparım,
yapmazsam da yapmam ama yaptığımı ister kabul edin, ister
etmeyin' mantığıyla Meclis'teki 330'un üzerindeki bir
sayıyla referandum yoluyla da olsa 'Ben bu anayasayı değiştiririm'
inadıyla bugün Türkiye'yi bir kaosa, bir krize, yeni bir
çatışmaya doğru sürüklüyor" dedi.
"TÜRKİYE DARBECİLER-DEMOKRATLAR DİYE
BÖLÜNÜYOR"
Bahçeli, iktidar partisinin, temel sorunları çözmek yerine
"yoldaş ve yandaşlarının çıkarı" uğruna, kendisine
"Ben" kendisinden olmayanlara "Öteki" diyerek Türkiye'yi
"Ben ve ötekiler" ikilemine soktuğunu iddia ederek
konuşmasına şöyle devam etti:
"AK Parti iktidarı dönemine bakalım: İnananlar inanmayanlar,
laikler anti laikler, etnik temelli ayrışma, mezhep temelli
bölünme, durup dururken 36 etnik grup gündeme getirilerek milleti
birbirine karşı hasım etme gayretleriyle hep Türkiye'de bir
cepheleşme, kamplaşma, ayrışma ve bununla birlikte bir gerilim
stratejisi ve o gerilim stratejinin çatışmaya doğru yöneltilerek
bugünkü iktidarın devamını koruma anlayışı hakim olmuştur.
Şimdi de darbeciler-demokratlar ayrımıyla Türkiye'yi ikiye
bölmeye çalışıyor. Ne demek darbeciler? Bir anayasa
değişikliği üzerinde kanaatini söylemek ve bulduğu eksiklikler
sebebiyle 'ben hayır diyeceğim' diyerek bir milli
irade tercihini netleştirmiş olan insanları darbeci olarak suçlamak
ve kendilerini de demokrat olarak takdim etmek, hiçbir anlam ifade
etmez.
Eğer Türkiye'de iktidarın çoğunluğunun dışındaki görüşleri,
'Bir darbe niteliği taşıyan anlayışlar' olarak
kabul ederseniz, zaten siz Türkiye'de demokrasiyi
geliştiremezsiniz, demokratikleşmeyi sağlayamazsınız, ancak ve
ancak bölünmeyi körükleyerek demokratikleşme adına PKK'yı
siyasallaştırırsınız."
"Yandaş yoldaşlarla beraber yolsuzluk düzeninin hesabının
sorulacağı gün yaklaştıkça yargı, yürütme ve yasama arasında
gerilim yaratıldığını" ileri süren Bahçeli, "Televizyonlardaki
yandaşlarınızla sabahtan akşama kadar 'evetçi' dayatmalarla ABD ve
AB'den aldığınız desteklerle bu milleti kandırmaya yönelemezsiniz.
Bu millet bir defa size inandı. Tekrar tekrar yanlışınıza inanması
için bu milletin sağduyusunu kaybetmesi lazım. Bu millet, yüksek
bir sağduyuya sahiptir" diye konuştu.
ERDOĞAN'A SELPAK GÖNDERECEK
Bahçeli, 1987 yılında siyasi yasakların kalkmasına yönelik
düzenlenen referandumun ardından Turgut Özal'ın hesaplarının
tutmadığını ve oylarının düşüş eğilimine girdiğini anlatarak,
şunları ifade etti:
"Yani halkın sağduyusunu istismara yönelirsen halk öyle bir
süzgeçten geçiriyor ki hissetmeden ayağını kaydırıyor, bir günde
yere çalıyor. Bugün de AKP'nin sonu budur. Ne kadar tahrik edersen
et, ne kadar ülkücülerin devrimcilerin idamını istismar edersen et,
ne kadar ağlarsan ağla, kaderini değiştiremezsin.
Geçen gün Meclis'te grup konuşmasında bir ağlama rolü oynuyor,
karşısında da milletvekilleri başbakanla birlikte ağlıyor. Eğer
ağlayacaklarını bilseydim, grup toplantısından önce 50 NC
kamyonetle selpak gönderir, gözyaşlarını silmelerini sağlardım.
Bu sahte gözyaşı, 12 Eylül şehitlerimizin, 12 Eylül
öncesindeki mücadelede hayatlarını kaybedenlerin acılarını
dindirmez. Bu sahte gözyaşı Recep Tayyip Erdoğan'a
başbakanlıktan sonra yeni bir çalışma alanı bulur, o da AKP
tiyatrosu olur."
Devlet Bahçeli, "PKK'ya 'dur' denecek, terörün kökü kazınacak,
yolsuzluklardan hesap sorulacaksa bugünkü AKP'yi uyarmak lazım.
Uyarmanın işaretiyse 12 Eylül'de 'hayır, hayır
hayır' demektir" dedi