MHP de işkencecilerin peşine düştü!
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup
toplantısındaki hedefi yine iktidar partisi AK Parti
oldu.
MHP lideri Bahçeli, şehit yasasından, 4+4+4 yasasına; alevi köylerinde MHP'yi hedef alan provokatif eylemlerden, AK Parti'nin dış politikasına ve 12 Eylül davasına dek birçok konuda hükümeti eleştirdi.
Bahçeli eleştirilerinin ardında hükümeti dershanelerin
kapatılması projesine de destek verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup
toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli konuşmasının başında Erzincan'da merkeze bağlı bir Alevi köyünde okul duvarlarına yazılan "Pis Aleviler hepinizi yakacağız" şeklindeki yazılara tepki gösterdi. Aynı köyde bazı evlere de üç hilal işaretinin konulduğunu kaydeden Bahçeli, okul duvarlarına yazılan yazıları sanki MHP'lilerin yapmış gibi bir izlenim verilmeye çalışıldığını belirterek, "Üç hilal konulması bizim nevrimizi döndürmüştür" diye konuştu.
Olayı 'şerefsizce' olarak nitelendiren Bahçeli, bu olayın MHP ile alakasının olmadığını söyleyerek, "Soyu ve sopu meçhul ahlaksızlar bilsinler ki, ne yaparlarsa yapsınlar amaçlarına ulaşamayacaklardır. Alevi kardeşlerimizle bizi karşı karşıya getirmeye hiçbir fanin gücü Allah'ın izniyle yetmeyecektir" dedi.
Bahçeli ayrıca, "Alevi kardeşlerimiz müsterih olsunlar, biz yanlarındayız. Canlarını canımız bildiklerimiz rahat olsunlar, biz arkalarındayız" diye konuştu.
DERSHANELERİN KAPATILMASINA DESTEK
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasının bir bölümünde ise hükümetin dershanelerin kapatılacağı şeklindeki açıklamalarına destek verdi. "Dershanelerin kaldırılması yerinde bir uygulamadır" diyen Bahçeli, "Zaten sınavların kaldırılacağı bir ortamda dershanelere gerek kalmayacaktır" dedi. Dershanelerde çalışan öğretmen ve yardımcı personelin de Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınarak geleceklerinin garanti altına alınması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Dershanelerin özel okullara dönüşmesi teşvik edilmeli ve buralardaki birikimin kaybedilmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır" diye konuştu.
İşte Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları...
Erzincan'ın üzümlü ilçesine bağlı Avcılar Köyü'nde yaşananlar bildik oyunun yeniden sahnelendiğini ortaya koymuştur. Partimizi zan ve töhmet altında bırakırcasına üç hilal simgesinin bırakılması, öfkemizin kabarmasına neden olmuştur.
Pis aleviler hepinizi yakacağız sözlerini duvarlara yazıp, altına da partimizin amblemini koyan soyu sopu belli olmayan çevreler amaçlarına ulaşamayacaklardır.
Alevi kardeşlerimizle bizi karşı karşıya getirmeye çalışanların gücü yetmeyecektir. Partimizin daha önce maruz kaldığı izan dışı komplolorda olduğu gibi bu olayında faili meçhul kalmaması hükümetin sorumluluğu altındadır. Bir densizin işidir deyip geçemeyiz.
ALEVİLER BİZİM KARDEŞLERİMİZDİR
Antep'te, İzmir'deki benzer olayların üzeriden çok zaman geçmedi. Adıyaman'daki alevi kardeşlerimizin evlerine konulan işaretlerin çocuk işi gören bakış anlayışıyla, provokatörlerin tespit edilmesi ihtimalini bir hayli uzak görüyoruz.
Zira mezhep aidiyeti ve cepheleşmelerin çok acı sonuçlar yaratabilir. Biz konusu kabus olan bu filmi daha önce görmüş bir siyasi partiyiz. Maraş, Çorum ve Sivas'ta üzerimize sıçratılmaya çalışan çamuru unutmadık, unutmaya da niyetli değiliz.
Alevi sünni kutuplaşmasından kimlerin istifade ettiğinin kimlerin işine yaradığının da farkındayız. Her bulanık dönemde, kalabilıkları ajite ederek, inançlarımızı tersten yorumlayarak karmaşaya düşmemizi bekleyenleri fazlasıyla gördük. Türk Kürt düşmanlığını bilemeye çalıştılar, ama başaramadılar.
Ülkücüleri sokağa çekmeye daha ne duruyorsunuz sözleriyle kışkırtmaya çalıştılar, ama muratlarına eremediler. İnşallah dünya durdukçada küf tutmuş hastalıklı zihniyetler, ya kahırlarında ya da işbirlikçi ilişkileriyle çürüyüp gideceklerdir. Alevi kardeşlerimiz müsterih olsunlar, biz yanlarındayız. Canlarımız, canımız bildiklerimiz rahat olsunlar, biz arkalarındayız. Biz muhabbet bağında açan gonca gibiyiz. Biz biriz, beraberiz, ilelebette böyle kalacağız.
ŞEHİT YASASI
Geçen haftaki grup konuşmamda şehitlik üzerinde durmuştum. Sivil şehitlikle ilgili eleştirilerimizi anlamayan ya da anladığı halde itiraf edemeyen bazı kişiler, meseleyi çok farklı mecralara çekmeye kalkmışlardır. Yazılı ve görsel medya organlarının bazı temsilcileri, bizimle manşetlerden polemiğe girmiştir. Eli ve vicdanı satılık kalemler ise şehitlikle ilgili ahkam kesmeye koyulmuşlardır.
Bizim bunları ciddiye alacak bir yanı yoktur. Bizim hatır ve siyasi çıkar uğruna, AKP gibi şehitlik tanımına ilave yapmaya bırakınız teşebbüs etmeye, kafamızın bir köşesinden bile geçirmemiz mümkün değildir.
Biz geçen hafta ne dediysek, yarında aynı şeyi söyleyeceğiz. Aksini söyleyenler ulema diye bildiklerine, hoca diye bildiklerine müracaat etmeleri ve gerçekleri öğrenme arayışına girmelerini öneriyoruz.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarını katledilmesini fetva veren, onları hain ilan eden anlayışın bugünde belini doğrulttuğu görülmektedir. Bizim milli mücadelenin yanında olmuş, Ankara müftüsü bizim Mehmet Rifat Börekçi'ye saygımız sonsuz olmuştur.
Bizim için şehitlik muazzez bir makam olup, fedekar ruhların erişebileceği manevi bir yükseliş halidir. Şehitlik için müslüman olmak şarttır. AKP'nin adımlarını bu yönde atması mecburiyet ve manevi bir yüktür.
4+4+4 YASASI
Geçen haftanın önemli konusu da eğitim sistemindeki değişikliktir. Çocuklarımızı en taze zamanlarında düştükleri sınav maratonundan kurtarmak boynumuzun borcudur. Üniversite sınavalarını kaldıracğımızı daha önce ilan etmiştik. Hükümeti gecikmeksizin harekete geçmeye davet ediyoruz.
Başbakan Erdoğan, ayrıca dershane sisteminin kaldırılacağını ifade etmiştir. Elbette ailelere mali külfet olan dershanelerin kaldırılması gereklidir.
Peki buralarda çalışan binlerce personelin geleceğini garantiye almak, bunları milli eğitim sistemine dahil etmek gereklidir. Bu bakımdan 2011 seçim beyannemizde bulunduğu gibi, özel okul haline getirilmelidir.
4+4+4 yasası geçen hafta yasalaştı. Elbette kamuoyunda kanunun taşıdığı sakıncaılı yönler vardır. Bu denli hayati nitelikli teklifin, aceleyle hazırlanması ve müzakereye konu olmaması, güvenirliiğini sakatlamıştır.
Kabul edilen yeni eğitim sistemi, adeta 28 şubatın rövanşını almak maksadıyla cephanelik olarak kullanılmıştır. Oysa ki ailelerin beklentisi olan, geleceğin güçlü türkiyesini inşaa temek için hangi metodların kullanılacağı konu edilmemiştir.
İtiraf etmek lazımdır ki, 28 şubatların izleri silinecek, açtıkları çukurlar kapatılacaksa, işe önce darbe dönemlerinin siyasi mahsüllerinden başlamak son derece isabetli olacaktır.
Kanun görüşülürken, mecliste önergeler verdik, sürece müdahil olmaya çlaıştık. Ancak AKP bunları kabul etmedi, geri çevirdi. İmam hatip liselerinin orta kısımlarının açılması, Peygamberimizin hayatının okutulması talebi ise sonuç buldu.
Şurası bir gerçektir ki, eğitim sistemindeki düzenlemenin en hayırlı tarafı, kuranı kerim ve peygamberin hayatının seçmeli ders olarak seçilmesidir.
12 EYLÜL DAVASI
Merhum başkanımız Türkeş beyin vefatının 15. yılında bu yargılamanın başlayacak olması dikkat çekicidir. Biz AK Parti'nin 12 Eylül üzerinden geçindiğini hep söyledik. Dava açılmış bile olsa, hukuki bir sonuç alınamayacağı bellidir. 15. madde suç ve cezaların geriye yürümeyeceğini açıkça yazmaktadır.
O talihsiz cinnet döneminin en büyük zararını görmüş, azabıyla yüz yüze kalmışların başında MHP kalmıştır. Türkiye 1960 sonucunda içine girdiği cepheleşmenin doğruğunu 1980 de yaşamıştır. Bölünmüş şehirler, yaşanan faciaların özeti olmuştur. Üstelik 12 eylül öncesinin şartlarında Türkiye'nin stratejik konumu, dönemin iki büyük bloğunun karşılaşma alanı olmuştur
Başkalarının hesabına çalışan ajanların yaptıkları, devlet bünyesine yayılmıştır. Yabancı ve yıkıcı emeller, istihbarat düzenekleri, aradıkları iklimi kolayca bu yöntemle bulmuştur.
Türk devletini yıpratmamak, acılarımızı yeniden deşmemek için söz söylemedik, zorbalıkları ve zalimlikleri unutmadık. Yeri ve zamanı geldiğinde zindanlarda süründüren alçakların yakasından tutmak için sabır ve metanetle bekledik
Çünkü biz 12 eylül işkencelerini hiç unutmadık. asılan 9 arkadaşımızı hiç unutmadık. Ülkücülere yabancı, yabancı gibi davrananları, tetikçi savcı ve hakimleri de hiç unutmadık. Dava arkadaşlarımızı, Türkeş'i mahkum edenlerin, milli yüreklerde müebbet'e çarptırılmalarını da unutmadık
Yaşananları 2 kişiye indirgemekte doğru değildi. Yaşanaların faturası iki kişiye fatura edilemeyecek kadar önemlidir. İşkenceci canilerin ve kolluk görevlilerinin de dahil edilmesi gerekmektedir
SURİYE'NİN DOSTLARI TOPLANTISI
Tunus'ta gerçekleştirilen geçen toplantının ardından sırayı Türkiye'nin alması düşündürücüdür. Suriye'nin dostları olanlar rejim değişikliğini önermekte. Erdoğan'ın en son yaptığı dış temaslarda Erdoğan'ın takındığı tavırı söylemeliyiz. Seul'de Nükleer güvenlik zirvesinde muhataplarıyla temaslar gerçekleştirmiştir.
Erdoğan muhteşem ortağı ABD başkanı ile görüşmüş, Suriye'den İran'a kadar payına düşenleri liste halinde almıştır.
İnsansız hava araçları sayısındaki artışı da diline pelesenk yapmıştır. Bölücülükü hız ve cüssesini hızlandırmıştır. Dışardan alınan talimata göre erdoğan, Seul'den Tahran'a arkardaşının düşüncelerini taşımıştır. İran'ın nükleer programı ile ilgili okyanus ötesinin güncelleşmiş düşüncelerini ilk elden iletmiştir.
İsrail'in irana saldırması halinde, bölgenin yerle yeksan olacağını söyleyen başbakan, arap baharı ile bunların yaşandığını görmemiştir. Bize göre asıl one minute denileceklere karşı AK Parti'nin susmuş olması ilgniçtir. Ahmedinejad'la el ele veren başbakan erdoğan, ülkemize gelir gelmez İran'dan alınan petrolü azaltmış, eksiği Libya'dan almaya karar vermiştir.
bunu ABD büyükelçisinin istediği söylenmiştir. İran'dan geldikten sonra bu ülkeden alınan petrolü , başkalarının bastırması ile nasıl kısıtlamıştır. Sömürge güçlerine dua eden başbakanların bulunduğu ülkede bu sorulara verilecek makul cevaplar bize göre yoktur.
ZAMLARI DA UNUTMADI
Doğalgaz zammının getirdiği ek zamları şiddetle kınıyor, AKP'nin bu kararından dönmesini bekliyorum.
Zam yapılan maddeler, üretimin temel unsurları olduğu için her maddeye yeni zamlar gelecektir. Akaryakıta yapılan zamlar dayanma gücünü çoktan aşmıştır. Bu iktidarın vatandaşın cebinde eli vardır. bu eli çekecek olan milletin iradesidir.
İLK İŞİ PETROL ALIMINI KESMEK OLDU
Rusya ve Çin toplantıyı boykot etmiş, Annan gelmemiş, Irak bulunmamıştır. Sonuuç bildirgesinde malum bilgiler tekrarlanmıştır. Alınan kararların Suriye'yi rahatlacak bir yanı bulunmamaktadır.
Bundan sonra Esad yönetimin sözlerinden daha çok eylemlerine bakılacağı ifade edilmiştir. ABDI'nin ve yanınnda duran ülkelerin Annan Planı'na odaklanması Erdoğan'ın da tarz değiştirmesine neden olmuştur.