MHP, CHP VE BDP’NİN TABANLARI SÜRECİ DESTEKLİYOR”
Abone olKültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, “CHP, MHP ve BDP’nin tabanlarının büyük bir çoğunluğu süreci destekliyor” dedi. <br/>Turizm Haftası’nın ...
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, “CHP, MHP ve BDP’nin
tabanlarının büyük bir çoğunluğu süreci destekliyor” dedi.
Turizm Haftası’nın açılış etkinlikleri dolayısıyla Adana’da bulunan
Bakan Çelik, AK Parti Yüreğir İlçe Başkanlığı’nın Danışma Meclisi
Toplantısı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Çelik, AK
Parti’nin, Türkiye demokrasisini ‘iflastan’ kurtardığını ifade
ederek, Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarıyla yarışan bir
demokrasiye sahip olduğunu söyledi. Cumhuriyet’in kuruluşundan
belli bir müddet sonra ‘ırkçılık virüsünün’ Türkiye topraklarına
nakşedildiğini iddia eden Çelik, “1900’lü yılların başında,
imparatorluğun dağılma sürecinde burada yaşanan travmalar,
arkasından tek partili dönemin sonlarına doğru yürürlüğe sokulan
bir takım ırkçı yaklaşımlar, bu topraklara ait olmayan
hastalıkların maalesef bu topraklarda yeşermesine yol açmıştır.
Ulus devlet kavramı dejenere edilerek, bir takım oligarşik gruplar
tarafından makbul vatandaş, makbul olmayan vatandaş ayrımları
yapılmıştır” dedi. Çelik, Anadolu’nun sadece belli bir ektik gruba
ya da belli bir ideolojik gruba ait topraklar olarak
konumlandırılmadığını belirterek, Anadolu’nun her zaman içerisine
Kafkasları, Mezopotamya’yı ve Orta Doğu’yu alan bir ‘ana ocağı’
olduğunu söyledi.
Çözüm sürecine değinen Çelik, Türkiye’de akan kanın durması ve
sosyal barışının yeniden tesis edilmesi için başlatılan çözüm
sürecinin, dünyanın her tarafında ilgiyle izlenen yeni bir model
olduğunu kaydetti. Bugün gelinen noktada büyük bir vizyon ortaya
konulduğunu kaydeden Çelik, “Bu vizyon çerçevesinde çözüm süreci
dediğimiz süreç, bir takım vatandaşlarımızın dillerinin
yasaklanması, kültürlerinin yasaklanması; başka demokrasi
sorunlarının ortaya çıkması neticesinde, Türkiye’nin yaşadığı
travmalardan 10 yıl içerisinde geldiği demokratikleşme çabasıyla
kurtulmasının neticesinde artık terör faaliyetlerinden ve Türkiye
topraklarının içerisindeki terör aktivitelerinden kurtaracak, yeni
bir vizyon ortaya koyuyor” diye konuştu. Çelik, artık Türkiye’de
gelinen demokratik hak ve hürriyet düzeni ile hiç kimsenin herhangi
bir demokrasi talebi için ‘silaha başvurması gerektiğinin’
söylenmesinin meşrutiyetinin kalmadığını savundu.
“MHP, CHP VE BDP’NİN TABANLARI ÇÖZÜM SÜRECİNİ DESTEKLİYOR”
Silahlı grupların ülke topraklarının dışına çıkması için ‘çözüm
sürecinin’ ortaya koyulduğunu vurgulayan Çelik, “Muhalefetin,
vatandaşlarımızın zihninde bulanıklık yaratmak için bir sürü beyan
ortaya koyduğunu görüyoruz. Aslında gönül isterdi ki Türkiye’nin
içerisindeki bu büyük projenin, silahlı unsurların yurt dışına
çıkarılmasının, Türkiye’nin içerisindeki sosyal barışın daha da
güçlendirilmesini sağlayacak inisiyatifin keşke herkes bir parçası
olsaydı. Keşke bu büyük mücadelenin, bu büyük riskin neticesinde bu
ülkeye getirilecek büyük kazanımların bir parçası diğer muhalefet
partileri de olsaydı. Keşke bunu hiç kimse bir siyasi rekabet alanı
olarak görmeseydi çünkü biz biliyoruz ki CHP’nin tabanındaki
kardeşlerimiz de MHP’nin tabanındaki kardeşlerimizin de gönlünden
geçen şey, büyük bir çoğunluğuyla şuan yürütülen çözüm süreciyle
ilgili projedir. Bu sebeple o partilerin sözcülerinin söyledikleri
sözlerden çok o partilerin tabanının ne dediklerine bakıyoruz ve
netice itibariyle şunu görüyoruz; sadece AK Parti’nin değil, CHP,
BDP ve MHP’nin tabanı da çözüm süreciyle ilgili bu büyük
inisiyatifi büyük oranla desteklemektedir” şeklinde konuştu.
“PAZARLIK KELİMESİNİ ŞİDDETLE RET EDİYORUZ”
Bakan Çelik, süreç sırasında eleştirilerin olabileceğine dikkat
çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eleştiri yerine bir yıkım üslubu kullanmak, yıkıcı siyaset yapmak
emin olun ki bu ülkenin, bugünlerine hizmet etmiyor, geçmişinden
gelen birikime de yakışmıyor bu ülkenin geleceğine de hizmet
etmeyecektir. Bugün devletin niteliği üzerinden bir tartışma
yürütülüyor değildir arkadaşlar. Herhangi bir pazarlık söz konusu
değildir. Burada pazarlık kelimesini şiddetle ret ediyoruz. Bu
milletin verdiği talimatın çıkacak hiçbir girişimin içerisinde
olmayız. Bu sebeple çözüm süreciyle ilgili inisiyatife, pazarlık
kelimesinin yakıştırılması mümkün değildir, meşru da değildir.
Yürüttüğümüz tartışma, Türkiye’nin rejimi ile de ilgili de
değildir. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin rejiminde bir problem
yok, mesele sistemle ilgilidir. Bugün Türkiye’nin daha etkili
yönetilmesi için, anti demokratik uygulamaların kaldırılması için
Türkiye’de yapılan sistem tartışmalarını birilerinin, rejim
tartışması gibi sunması da maalesef eski Türkiye’nin zihniyetinde
kalması gereken, bugün artık terk edilmiş olması gereken çok
kanıksanmış bir provokasyondur.”
"ANAYASA’DA TÜRK ADINDAN RAHATSIZLIK DUYAN KİMSEYİ GÖRMEDİK"
Anayasa tartışmaları sırasında, milletin vasfı üzerinden de
tartışmaların yürütüldüğü gibi dışarıya bir takım yanlış şeylerin
aktarıldığını belirten Çelik, şunları söyledi:
“Türkiye içerisindeki silahlı unsurları, terör unsurlarını yurt
dışına çıkarma girişimiyle, Türkiye’nin diğer sistemleri üzerindeki
restorasyonlarını bir biriyle pazarlık konusu gibi sunulmak, bugün
bir kafa karışıklığı yaratmaktan ya da kara propaganda yapmaktan
başka bir şey değildir. Mesela, ‘Anayasa’dan Türk ifadesi
çıkarılıyor mu?’, ya da ‘Türkiye’nin adı değişiyor mu?’ gibi
ifadelerle süreci provoke etmeye çalışıyorlar. Biz, Anayasa’daki
milletin adından ya da Türkiye’nin adından rahatsızlık duyan kimse
görmedik.”
Çelik’e konuşmalarının ardından parti teşkilatı tarafından Başbakan
Erdoğan’ın bir portresi takdim edildi.
(İHA)