MGK öncesi o görüntüleri gördük...
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de kimyasal silahlarla öldürülen insanların görüntülerinin Milli Güvenlik Kurulu öncesi Başbakan Re...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de kimyasal silahlarla
öldürülen insanların görüntülerinin Milli Güvenlik Kurulu öncesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda
gördüklerini, toplantıdakilerin kendilerini tutamadığını
söyledi.
Pazar gününden beri Karabük’te tatilde bulunan Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, Karabük Valiliği’ni ziyaretinin ardından
partililer ve vatandaşlarla bir araya geldi. Yıldırımlar Düğün
Salonu’nda yapılan halka açık toplantıda konuşan Davutoğlu, “Bundan
bir müddet önce İngiltere’de bir toplantıda ‘Türkiye’nin 10 yıl
içindeki büyük başarısının sırrı nedir’ diye soruldu. Biz 10 yıl
içinde büyük doğal gaz kaynakları keşfetmedik, büyük petrol
kaynakları da keşfetmedik, bu 10 yıl içerisinde bize birisi 100
milyonlarca dolar borç da vermedi, aksine borçla başladık. Bir tek
şey keşfettik aslında o bir tek şeyin aslında her şey olduğunu
keşfettik o da insanımız. İnsanımızı keşfettik, insanımızı harekete
geçirdik ve ona büyük hedefler koyduk. İnsanın keşfedilmesini
sağlayan insan doğasının hamle yapmasını sağlayan demokrasidir.
Bugün Mısır veya başka ülkelerde eğer bu başarı hikayesi
yazılamamışsa oradaki halkların iradelerinin önüne bir engel
konulması bir pranga oluşturulmasıdır. Biz 10 yıl içerisinde
ayağımıza konulan her bir prangayı birer birer kırarak bugünlere
geldik. Çözüm süreciyle de inşallah son prangayı kıracağız. Bugün
orta doğudaki halkların talep ettiği temel değerleri biz hayata
geçirdik. ‘Neden Mısır meselesi sizin gündeminizde?’ diye
soruyorlar. Gündemimizde çünkü o günleri bizde yaşadık,
gündemimizde çünkü biliyoruz ki, büyük medeniyetin ayağa kalkması
için Mısır gibi, Suriye gibi, Irak gibi dost ve kardeş halklarında
kendi ülkelerinde son sözü söylemeleri söyleme hakkına sahip
olmaları lazım. Onların halkları da Türkiye’de ‘Yeter söz
milletindir’ diye bilme hakkına sahip olmaları lazım. Bu halkların
ayağa kalkmasını engellemek isteyenler, bu halkların birliğinden
beraberliğinden doğan büyük güçten korkanlar o halkların başına
yeni vesayet rejimleri kurmaya çalışıyorlar, aynen Türkiye’de
yapmış oldukları gibi. Ama artık Türkiye’de bu oyun nasıl
bozulduysa, bu tuzaklar nasıl bozulduysa inşallah bütün kardeş
halklarda bu uzakları bozarak kendi iradelerini tarihe
yansıtacaklar. Mısır’daki kardeşlerimizin yanında durduğumuz için
bize ‘Niye bu kadar iddialı bir şekilde duruyorsunuz, dünyada da
yalnızlaşıyorsunuz, bir tek siz kaldınız Mısır’da darbeye karşı
tutuma’ diyorlar. Biz yanlış yerde durmaktansa, yalnız ve dimdik
durmayı tercih ederiz” dedi. Son 10 yıllık başarı hikayesinin üç
omurgası olduğunu kaydeden Bakan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Birisi demokrasi alanının genişletilmesi, millet ikincisi ekonomik
kalkınma, üçüncüsü aktif dünyanın her yerinde söyleyecek sözü olan
dış politika. Şimdi neden Mısır’da meşru cumhurbaşkanının
savunuyoruz, çünkü Türkiye’de de siyaset üzerindeki bütün
vesayetlerin kalkmasını savunduk. Biz kendimiz için ne istiyorsak,
kardeşlerimiz için de aynı şeyi istemenin ahlakı içindeyiz, bizde
özgürlük istiyorsak orada da özgürlük istiyoruz.”
Mursi’ye sahip çıkmayı ahlaki sorumluluk olarak gördüklerini
belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hep acı bir anı olarak anlatılır, rahmetli Adnan Menderes’in tek
başına idam sehpasına yürüyüşü, yüreğimizde sızıdır. O gün Adnan
Menderes yalnız bırakılmış olmasaydı, Türkiye’deki bu büyük
hamleler bu kadar geciktirilmezdi. Aynen o zaman Menderes’in
davasına sonraki nesiller olarak bizler sahip çıktıysak bugünde
seçilmiş cumhurbaşkanı olarak Sayın Mursi’ye sahip çıkmayı ahlaki
sorumluluk olarak görüyoruz. Millet egemenliği ve özgürlük alanı ne
kadar genişlerse o derece tahkin edilir o milletin iradesi. Biz o
milletlerin iradeleriyle, bizim iradelerimiz arasında, oradaki
kardeş halkların kaderiyle, bizim halkımızın kaderi arasında bir
fark görmedik. Onların ızdırabını kendi ızdırabımız bildik, Sayın
Başbakanımız ve hükümetimizin yürüttüğü politikalarla ilgili
eleştirileri görüyorsunuz. ‘Neden Suriye’de 2.5 yıl bu zulme karşı
çıktınız?’ diye sorular soruluyor. Bu kimyasal saldırıya rağmen,
oradaki acı tablolara rağmen dönüp o acı tabloyu yapanlara hiçbir
şey söylemeyenler dönüp ‘Niye bu halklara sahip çıkıyorsunuz’ diye
hesap soruyorlar. Zalimler karşısında sessiz kalanlar, bizim adalet
adına verdiğimiz mücadele karşısında eleştiri oklarını bize
yöneltiyorlar, bütün o oklara göğsümüzü siper ederiz ama hiçbir
yerde hiçbir zulmün yanında durmayız.”
Milli Güvenlik Kurulu öncesi Suriye’de yaşanan olayların
görüntülerini izlediklerini belirten Bakan Davutoğlu, konuşmasını
şöyle tamamladı:
“Maalesef bir hafta geçti, geçen hafta Çarşamba sabahı o görüntüler
Milli Güvenlik Kurulu öncesi hazırlık toplantısında bize geldiğinde
o salonda bulunan herkes kendini tutamadı. O günden bugüne ana
muhalefet partisinden, bize eleştiri getirenlerden Esad’ın yanında
duranlardan bir tek eleştiri duydunuz mu? Mazeret bulmaya
çalışıyorlar, ‘Ne olduğu belli değil kimin yaptığı belli değil’
diyorlar. Bütün o manzara o görüntüler sahte bir tablo gibi geliyor
onların gözlerine. Suriye’de 100 bin insan ölmüş, isteniyor ki biz
de onlar gibi vicdansız bir şekilde sessiz kalalım. Bizim bu
halklarla dostluğumuzun kardeşliğimizin sınırı yok.
(İHA)