'Mezar taşlarına açlıktan öldü diye yazılacak!'
Abone olMecliste açlık grevine başlayan BDP kökenli bağımsız milletvekili Leyla Zana, Radikal gazetesinden Baskın Oran'a konuştıu...
İNTERNETHABER.COM
Binlerce tutuklu ve hükümlünün ardından açlık grevine başlayan Kürt
siyasetçilerden Leyla Zana meclisteki odasında
Baskın Oran'ı ağırladı. Radikal
gazetesi için izlenimlerini kaleme alan Baskın
Oran, Zana'nın mesajlarını ve meclisteki açlık grevi
eyleminin etkilerini yazdı.
İşte Baskın Oran'ın Leyla Zana ile yaptığı görüşmeden
edindiği o notlar:
Milletvekillerinin bulunduğu binada A Blok, 1. Kat, 4. Banko
Danışmanları bizi odaya buyur ettiler. Leyla Zana yok. Oturduk,
çaylar soruldu, çaydan önce kendisi geliyor. Selamlaştıktan sonra
diyorum ki, Leyla kardeş, Allah korusun bu iş uzayabilir, sen neden
dolaşıyorsun, enerjini tasarruf etmiyorsun, oturmuyorsun.
EYLEMİ MECLİSTE YAPMAK ÇÖZÜMÜN ADRESİNİ GÖSTERMEK
DEMEKTİR
Artık oturacağını söylüyor; bu böyle gidemez. Bir sedir
getirecekler, oraya oturarak görüşecek ziyaretçi gelince. Söylemek
istediklerimi söylüyorum:
“Söylenecek şey çok; şükür söz bitmedi. Ama sadece iki şey demek
istiyorum. Birincisi, açlık grevi gibi insan hayatına mal
olabilecek çok tatsız bir iş yapıyorsun, yapıyorsunuz. Ama sizi
buna mecbur edenler utansın. İkincisi, bunu Meclis’te yapıyorsun.
Çok anlamlı bir mesajdır. Her problemin TBMM çatısı altında
çözülmesi gerektiğini anlatmak istiyorsun. Ama bunun bir önkoşulu
var: Ezilmiş ve dışlanmışların partilerini, hiçbir koşulda, TBMM
dışında tutmamak. Şimdiye dek 13 Kürt partisi kapatıldı.”
DİYARBAKIR'A YIĞILMAK İYİ OLMADI VEKİLLER ŞEHİRLERE
DAĞILMALIYDI
“Teşekkür ederim, mesaj önemli. Ama, sırf Diyarbakır’a yığılmak iyi
olmadı. Şehir alt üst oldu. Her ilde bir milletvekili olsa daha iyi
olurdu. Nihayet, bölge Filistin değil, Türkiye de İsrail
değil.”
Bu kadın çatışma istemiyor. Her yönden eleştirileri göğüsleyerek
Başbakan’a gitmedi mi? Açıkça ifade de ediyor: “Amacımız ölüm
değil; olayı çatışmadan demokrasi zeminine çekmektir” ve ekliyor:
“Ama tek taraflı olmuyor. Başbakan’ın anladığından emin değilim.
Görünen şu ki, daha çok, önüne gelen istihbari bilgileri önemsiyor.
Ama bunlar çok aldatıcı olabilir. Bu, şimdiye kadar dünyada
görülmemiş kadar büyük ölçekli olay. Hindistan’da bile olmamıştı.
Şiddet istemediğimizi, kendi vücudumuzu tehlikeye koyarak
gösteriyoruz.” Ölümün adı bile soğuk. Lafı değiştirmek için
boğazlarından ne geçtiğini soruyorum. “Günde 1 bardak meyve suyu
içmeye başladık. Tuzu, ayranın içine koyuyoruz. Vitamin sıkıntımız
da yok.” Aklımdan geçiyor, söylüyorum da: “Bizim dışarıda
yediklerimiz boğazımıza tıkılıyor Leyla kardeş. Suçluluk duygusu
içindeyiz. Zaten bu ziyaret biraz sana moral vermek için, biraz da,
sanırım, bu duygumuzu bastırmak için”.
BİR AVUKATIN İŞİ MÜVEKİLİ HÜKÜM GİYİNCE BİTMEZ
O ise kendinden alıp, konuya çekiyor konuşmayı: “Bir yıl öncesine
kadar İmralı’ya tecrit yoktu. Birdenbire böyle yapmaya başladılar,
ortalık karıştı.” Birlikte geldiğimiz avukatım Oya Aydın giriyor:
“Bir avukatın işi, müvekkilinin mahkum olmasıyla bitmez. Avukat,
onun her türlü durumundan, infaz koşullarından, dışarı çıkana kadar
sorumludur.”
TV KANALLARI HABERİ NEDEN 8. SIRAYA DÜŞÜRDÜ?
Leyla kardeş çeşitli kurumların, başta da üniversitelerin, bu gibi
hukuki durumları bilmediğinden veya dile getirmediğinden hüzünlü.
Oya Aydın tamamlıyor: “Haber kanalları başlangıçta daha
ilgiliydiler, ama olay büyüdüğü ve vahimleştiği halde şimdi 8.
haber olarak veriyorlar.” Artık, sebebi nedir, “KCK’ya yardım ve
yataklık”tan mı korkuyorlar, bilinmez. Soruyorum:
“Meclis’ten ziyarete geliyorlar mı?”
BU ÖLÜM FARKLI ÇÜNKÜ MEZAR TAŞINA "AÇLIKTAN ÖLDÜ"
YAZACAKLAR
“BDP’liler dışında bir tek Sezgin Tanrıkulu geldi, CHP’den. Bir de
CHP’li olarak dışarıdan Tarhan Erdem abimiz.” Bir şey
söyleyemiyorum. Leyla kardeşin bu eyleminin TBMM’yi yücelttiğinin
farkında bile değiller, büyük olasılıkla. Gözleri dalmış vaziyette
bir cümle daha söylüyor: “Bir tabut çıksa cezaevlerinden,
tetikleyici olur, çok kötü olur memleket. Bu, çatışmada ölmeye
benzemiyor. Taşına yazacaklar, diyecekler ‘Açlıktan Öldü’.”