Mezar kazıcıların sıra dışı hikayesi
Abone olMezarlıklarda çalışan mezar kazıcıları, şehrin gürültülü temposundan uzakta sıra dışı bir mesleği icra ediyor.
Mezarlıklarda çalışan mezar kazıcıları, şehrin gürültülü
temposundan uzakta sıra dışı bir mesleği icra ediyor. Rızıklarını
mezarlıklardan kazanan mezar kazıcıları, en çok çocuk ve genç insan
cenazelerinden etkilendiklerini belirtiyor.
Cihan Haber Ajansı (Cihan) ekibi, iki gün boyunca İstanbul’da mezar
yeri açmak ve ölüleri defnetmekle görevli mezar kazıcılarına konuk
olarak, çalışma şartlarını görüntüledi. Zaman geçtikçe yaptıkları
işe alıştıklarını ifade eden mezarlık işçileri, duygularını ve
yaşadıklarını Cihan ekibiyle paylaştı.
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda mesai sabah saat 8’de başlıyor. İşçiler,
mezarlık içindeki 20 metrekarelik konteynerda iş elbiselerini
kuşanıyor önce. Kural gereği ilk gelen çayı demliyor. Bardaklar
yıkanıyor servis için. Mütevazı bir kahvaltı eşliğinde yapılan kısa
sohbetin ardından ‘çavuş’ adıyla anılan kıdemli personel, o gün
gelecek olan cenazelerin listesini ve nerelere defin yapılacağını
paylaşıyor meslektaşlarıyla. Mezar kazıcıları kazma küreklerle
kazacakları alana doğru yola çıkıyor.
RIZIK KAPILARI MEZARLIKTA AÇILIYOR
Zincirlikuyu, İstanbul’un büyük mezarlarının başında geliyor.
Yetkililer, mezarlıkta yer kalmadığını, mezar kazıcılarının daha
önceden satın alınan yerleri kazdığını aktarıyor. Haftada bir gün
izin yapan kazıcılar, defin işlemi sırasında herhangi bir ücret
almıyor. Mezar yeri açmak, güç kuvvet kadar tecrübe de
gerektiriyor. Kazıcılar, her mezarın 2 metre boyunda, 80 santim
genişliğinde olması gerektiğinin altını çiziyor. Dini
hassasiyetlere de dikkat edilmesi gerekiyor. Besmele çekmek,
cenazenin sırtına yumuşak toprak koymak, kıbleye çevirmek, üzerine
tahtaları düzgün yerleştirmek gibi detaylara dikkat etmek
gerekiyor. Her gelen tabut, mezarlığa yeni bir hüzün getiriyor.
Mezar kazıcıları, işleri bittikten sonra bir köşeye çekilip kabir
çevresinde ağlaşan ölü yakınlarını izleyerek yer yer duygulanıyor;
onlar için bu sahneler artık sıradan bir durum olsa da... Kazı,
gözyaşı ve yorgunluğun ardından akşam saat 16.30’da bitiyor
mesai.
Akrabasının tavsiyesi üzerine mezar kazmaya başladığını söyleyen 45
yaşındaki İsmet Dedeoğlu, 5 yıldır bu işi yaptığını söylüyor. Dört
çocuk sahibi olduğunu dile getiren Dedeoğlu, kazıcılığa başlamadan
önce mesleğinin çiftçilik olduğunu ifade ediyor. Dedeoğlu, işe
başlamadan önce, “Allah’ım, bana toprakla uğraşacağım bir iş ver.”
diye dua etmiş.
'ÇOCUK VE GENÇLERİN CENAZESİNDE
DUYGULANIYORUZ’
Mezarın şekline göre kazma süresinin değiştiğini ifade eden
Dedeoğlu, defin işlemi sırasında yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Çocuklarla gençlerde etkileniyoruz. Ağlayanlarla ağladığımız
oluyor. Vefat eden çocuk olunca annesi babası ağlıyor, insan ister
istemez üzülüyor. Akşam eve gidince de etkisinde kalıyoruz. Mezarı
kazarken manevi bir gücü var sanırım, taş da olsa toprak da olsa
anlamıyorsunuz kazarken. Bakıyorsunuz, mezar bitmiş.”
‘EŞİM, ‘EVE ÖLÜ TOPRAĞI GETİRME’ DİYE BANA
KIZIYORDU’
Günde bir ya da iki mezar kazdıklarını kaydeden Dedeoğlu,
arkadaşları arasında lakaplarının ‘mezarcı’ olduğunu söylüyor.
Dedeoğlu, başından geçen ilginç olayları şöyle anlatıyor: “Bir gün
‘mezar yeri kazılacak’ dendi. Bir baktım, cenazeye gelenlerin çoğu
akrabamızdı. Ölen amca çocuğuydu. Cenazeyi defnederken ağlamaya
başladım. Eşim ve çocuklarım, zamanla bu mesleğe alıştı. Eşim, ilk
zamanlar ‘eve ölü toprağı getirme’ diye bana kızıyordu.”
Zincirlikuyu’da mezar kazıcıları ortalama her gün iki ya da üç
mezar kazıyor. Bazı günler bu sayının 7’ye çıktığı oluyor.
Yoğunluğa göre kazıcılara takviye de yapılıyor. Tatil dönemlerinde
izne çıkanlar olunca bir kişiye günde 3 mezar düşüyor. Ancak
birbirlerini pek yalnız bırakmıyorlar. Mezarın hazırlanma süresi
çalışılan yere göre değişiyor. Eğer taşlık ve sert bir yerde kazı
işlemi yapılıyorsa dört ya da beş kişi bitirmek için çaba harcıyor.
Yaş ortalamaları 40 olan mezar kazıcılarının çoğu ilkokul mezunu.
İnşaat işinde çalışmış olanı da var, çiftçilik yapmış olanı da.
“Gücün kuvvetin var, mezar işi yaparsın’ dediler, ben de bu mesleğe
başladım.” diyen 46 yaşındaki Asım Demirci ise 4 yıldır mezar
kazıyor. Daha önce inşaat işçiliği yaptığını söyleyen Demirci,
“Evimizden daha çok buraya alıştık. Düzenli bir iş. Çoluk
çocuğumuzun rızkını buradan kazanıyoruz. Hemen hemen her gün mezar
kazıyoruz. Şu ana kadar bin 500’ün üzerinde mezar kazmışımdır.“
ifadelerini kullanıyor.
‘İNSANIN NEREDEN EKMEK YİYECEĞİ BELLİ OLMUYOR’
İşe ilk başladığında psikolojik olarak etkilendiğini belirten
Demirci, şöyle devam ediyor: “Uyurken hopluyormuşum, farkında
değildim. Zaman geçtikçe alıştık. Bazen bize kaç defin yaptığımızı
soruyorlar. ‘Sen mi indiriyorsun mevtayı?’ diyorlar. Biz de ‘evet’
diyoruz. Rızkımızı buradan kazanıyoruz. Tabi özellikle çocuk ve
genç ölümlerinden etkileniyoruz. Ölüm, genç ihtiyar demiyor.
Defnettiğimiz çocuklar kendi çocuklarımız olabilirdi. Babamın
mezarını ben kazdım. Annemi ve babamı ben defnettim. Bu işi
yapmadan önce bana mezar kazacağımı söyleselerdi inanmazdım.
İnsanın nereden ekmek yiyeceği belli olmuyor.”
Demirci’nin mezar kazıcılığını meslek olarak yapmayı düşünenlere de
bir mesajı var: “Kazma kürek işinden anlamayan bu işi yapamaz.”
GÜNDE 250, YILDA 42 BİN KİŞİ İSTANBUL’A
DEFNEDİLİYOR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü, Avrupa ve
Anadolu yakası bölge müdürlüklerinde vatandaşlara kesintisiz cenaze
hizmeti veriyor. İstanbul genelinde 333 adet mezarlık bulunuyor.
Kayıtlara göre, geçtiğimiz yıl İstanbul’da 42 bin 867 defin işlemi
yapılmış. 158 kişinin mezar kazmakla görevlendirildiği İstanbul’da
günde 250’ye yakın insan ölüyor. Bunlardan 150 kişisinin defin
işlemi büyükşehirde yapılırken, diğerleri il dışına gönderiliyor.
Mezarlıklar Müdürlüğü, talep olması halinde cenazeleri, şehirler
arası ücretsiz naklediyor.