Mevlüt Çavuşoğlu: Suriye ile görüşmemiz ABD'yi rahatsız etti
Abone olDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye ile temaslarına değinerek, "ABD'nin Suriye ile görüşmemiz pek hoşuna gitmedi. Bizim işbirliği yapmamız PKK/PYD'ye yönelik bir tehdit oluşturacak." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Habertürk'te Mehmet Akif
Ersoy'un sunduğu "Nedir Ne Değildir?" programına konuk
oldu.
Bakan Çavuşoğlu gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye ve Suriye'nin tekrardan görüşmelere başladığı süreci değerlendiren Bakan Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Suriye ile görüşmemiz ABD'nin hoşuna gitmedi"
"Şu ana kadar İran için yıkıcı diyemem. Tabii Rusya'nın
inisiyatifiydi bu. İran'ın bundan sonraki süreçte yapacağı katkı
önemli. ABD'nin Suriye ile görüşmemiz pek hoşuna gitmedi. Bizim
işbirliği yapmamız PKK/PYD'ye yönelik bir tehdit oluşturacak.
Kimyasal silah kullandığı zaman kırmızı çizgimiz dediniz, sonra
adım atmadınız. Suriye politikasından çekildiniz. Ajandanız sadece
PKK/YPG'yi desteklemek ve Suriye'yi bölmek oldu ajandanız. Biz onun
bunun hoşuna gidecek gitmeyecek kaygısıyla hareket etmiyoruz. İdlib
konusunda statüko devam ediyor. Burada yerinden edilmiş insanlar
için yaptığımız briket evler var. İdlib aynı şekilde Fırat Kalkanı
bölgesi, diğer Suriye'nin kuzey doğusu, Barış Pınarı için geçerli
bir durum. Suriye'de yol haritası üzerinde hep beraber çalışmamız
lazım. Başka ülkeler varsa, Körfez, Arap ülkeler varsa, işte Mısır
dahil herkesin katkısına, AB'nin katkısına hazırız biz."
"Mayıs'ta dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı olabilir"
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"Suriye rejimi başından beri 'Türkiye topraklarından çıksın' diyor. Ama topraklarında hakimiyetinin olmadığı bir gerçek. PKK/YPG terör örgütü burada hakimiyet sürüyor. DEAŞ'in hakimiyet sürdüğünü hatırlıyorsunuz. Biz temizledik. Suriye'nin toprak bütünlüğünü en güçlü şekilde destekliyoruz. Herhangi ön şartın olmadığını söyledik. Siyasi süreci canlandırmak istiyoruz. Başka olasılık kalmadı. Astana sürecinde rejim ve muhalefet var. Sonuçta Anayasa Komisyonu'nda da netice alınamadı. BM Güvenlik Konseyi 2254 kararı çerçevesinde siyasi süreci canlandırmak lazım. Bizden Suriye'ye zarar gelmez. YPG/PKK Suriye'yi bölmek istiyro. Suriyeli göçmenlerinin güvenli şekilde dönmesini sağlamak. Sadece bizim kontrol ettiğmiiz güvenli bölgelerden değil, rejimin kontrol ettiği yerlerden gerdi. Buralarda da rejimle angajmana girip çalışmak lazım. Bakan yardımcıları düzeyinde toplantı oldu. İstihbarat ve savunma bakanları düzeyinde oldu. Mayıs'ın başında dışişleri bakanları nezdinde görüşme olabileceğini Rusya söyledi bize. Mayıs'ın başında böyle bir görüşmenin olabileceğini söylediler, bazı tarih önerilerinde bulundular. Tarihi netleşince o toplantıyı gidip gerçekleştireceğiz."
"Askerleri çekin' şartını kabul etmiyoruz "
"Tarihler örtüşmedi. İran ben de dahil olayım dedi. Daha sonra bakan yardımcılar ıhazırlasın dedik. Ancak uygun zamanda gerçekleşti. Herkes düşüncesini açıkça söyledi. Bu iletişimin devamı konusunda hemfikir kalındı. Biz geçmişi unuttuk, sen adım atma gel aramıza derse ülkeler, siyasi süreçle ilgili rejimin adım atma olasılığı çok daha azalır. Rejim siyasi çözümü tercih etmedi; askeri çözümden yana oldu. Bunun o kadar kolay olmayacağını herkes görüyor. Neticede muhalefetin de eğitilmiş gücü var. BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde siyasi sürecin netice getirebilmesi için Suriye rejiminin atması gereken adımlar var. Karşılığında adıma adım projesi var. Arap ülkeleri içinde ilişkileri normalleştirelim diyenler de var, rejim adım atmadan tam normalleşme ya da üyelik olmasın diyenler de var. Rejimle başlayan angajman netice getirirse iyi. Bizim de arzumuz bu. Kalıcı statükoyla ilgili herhangi bir şey yapamayız. Biraz da bizim angajmanımız bazı ülkelerle rejimin diyaloğunu hızlandırmış gibi. Görüşmek için askeri çekin şartını kabul etmiyoruz. Biz çıkınca bize yönelik tehditler oluşacak. Adana Mutabakatı'nı yeniden güncelleyecek miyiz? Adana Mutabakatı'na göre Suriye tüm tehditleri bertaraf edecekti. Toprak bütünlüğüne saygı gösterdiğimizi her seferinde hatırlatıyoruz. O konuda şüphelerin olmaması gerektiğini söylüyoruz."