Mevlananın mezarında dili tutuldu
Abone olHazreti Mevlana'nın mezarına bugüne kadar sadece bir kişi girebildi. Giren kişi çıktıktan sonra bir daha konuşamadı.
Hz. Mevlana'nın yaşarken dergah olarak kullandığı ve 1926
yılında Atatürk tarafından müzeye çevrilen Mevlana Müzesi sadece
Hz. Mevlana'nın türbesinin bulunmasıyla değil, içinde barındırdığı
ilginç özellikleriyle de insanların ilgisini çekiyor.
Bugün müze olarak kullanılan Mevlana Dergahı'nın yeri, Selçuklu
Sarayı'nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alaeddin Keykubad
tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled'e
hediye edilmişti. Hz.Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince
Mevlana'nın oğlu Sultan Veled, Mevlana'nın mezarı üzerine türbe
yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiş, "Kubbe-i Hadra"
(Yeşil Kubbe) denilen türbe 8 kalın sütun üzerine 130 Bin Selçuki
dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırılmıştı. Mevlevi Dergahı
ve Türbe 1926 yılında "Konya Asar-ı Atika Müzesi" adı altında müze
olarak hizmete başladı, 1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi
yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlana Müzesi" olarak
değiştirildi.
MÜZENİN BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ
Mevlana Müzesi gerek mimarisinde gerekse müze içinde bulunan ilginç
tarihi eserler ile gizemini hala saklıyor. Özellikle mimarisinde ve
dergah içindeki eserlerin yapım malzemelerinin o günün
özelliklerine göre oldukça ileri bir safhada olması dikkat çekiyor.
Binanın inşası sırasında inşaa malzemesinin içine hem yapı sağlam
olsun hem de karıncalar içeri girmesin diye inşaat ustaları
tarafından yumurta akı katıldı. Bu sayede duvarlara çivi bile
çakarken zorlanacak kadar sağlam bir yapı elde edilirken karınca ve
böceklerin dergah içine girmesi engellendi. Ayrıca müze içinde
yapılan özel bir düzenek ile mum isleri ve insanların ağzından
çıkan su buharı bir yerde toplanarak yapıya ve müze içindeki
eserlere nemden dolayı zarar gelmesi engellendi.
Müzede şu an sergilenen ve zamanında Mevleviler tarafından
kullanılan el yazması Kur'an-ı Kerim'ler, hem nemden etkilenmesin
hem de güveler yemesin diye mum isi ile yazıldı. Bu sayede 11.
Yüzyıldan bu yana dergahtaki birçok Kur'an-ı Kerim bugün bile hala
bozulmadan durabiliyor. Ayrıca müze içine örümceklerin girmemesi ve
yuva yapmaması için müzenin muhtelif yerlerine devekuşu yumurtaları
asıldı. Bu yumurtalar sayesinde müzenin içine hiç bir koşulda
örümcek giremiyor.
ZAMANININ ÖTESİNDE BİLİM MALZEMELERİ
Hz.
Mevlana zamanında Mevlevilerin musiki ile ilgilendikleri tarihi
belgelerde belirtiliyor. Müze içinde yer alan bir bölümde
Mevlevilerin o zamanlar musiki yapmak için kullandıkları müzik
aletleri sergileniyor. Bu aletler içinde bulunan keman ise
özellikle dikkat çekiyor. Dünyadaki tek 8 telli keman olan bu
kemanın Türk Musikisinde bulunan bütün makamların rahatlıkla
çalınabildiği nadir kemanlardan olduğu belirtiliyor. Ayrıca
Galileo'nun "Dünya Yuvarlaktır" diye ortaya attığı tezi nedeni ile
Engizisyon mahkemesinde yargılanıp işkence gördüğü ve asıldığı o
yıllarda dergahta eğitim gören Mevlevilere dünyanın yuvarlak olduğu
gerçeği hazırlanan küçük dünya küresi ile uygulamalı olarak
anlatılıyordu. Müzede bulunan seccadelerde ise Pablo Picasso'nun
fikir babalığını yaptığı iddia edilen soyut resim örneklerinden
Picasso'dan yüzyıllar önce bulunması ise dikkat çekici
özelliklerden birisi.
Hz. Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince türbesi Dergahın
içine yaptırıldı ancak Mevlana'nın asıl mezarı sandukasının
aşağısında yer alıyor. Yaptırıldığı yıldan beri Mevleviler dahil
kimsenin girmediği bu mezara rivayete göre sadece bir kişi
girebildi.
Mevlana'nın türbesini ziyaret ettiğinde dergahta bulunanlara mezara
girmek istediğini söyleyen ve bütün ısrarlarına rağmen mezara
girmesine izin verilmeyen Sultan 4. Murat bunun üzerine elindeki
tespihi, ağzı açık olan mezar yerinin içine atmış ve tespihini
düşürdüğünü ve birinin gidip almasını istemiş. 7 yaşındaki bir
çocuk mezara indirilerek tespih aldırılmış. Mezar yerine girip
çıkan çocuğun dilinin tutulduğu ve o günden sonra bir daha
konuşamadığı rivayet ediliyor. O günden sonra mezar yerinin üzeri
betonla kapatılıp üzeri kurşunla kapatıldığı ve kimsenin mezara
girmediği ifade ediliyor.