İSTANBUL'da 6 - 7 yaşlarında bir çocuk.. İçinde bulunduğu metrobüsün en küçük ve en meçhul yolcusu. Adını, kim olduğunu bilen yok. Söyleyemiyor. Bunun nedeni bir engeli değil. Bırakın konuşmayı, gözlerini açamayacak, başını omzunun üstünde tutamayacak kadar yorgun. Kimliğini değil ama ne yaptığını ele verecek tek ipucu avucunda sıkısıkıya tuttuğu bir kaç kuruş. YÜZLERCE, BİNLERCE AKRANININ YAPTIĞI GİBİ Bu paralar onun, akranlarına İstanbul'un her kavşağında, istasyonunda rastladığımız mendilci ya da dilendirilen çocuklardan biri olduğunu gösteriyor.. Çocuk yaşta en ağır yükü, yaşamda kalma yükünü omuzlamak zorunda kalan çocuğa, yolculardan birinin gösterdiği merhamet onunla ilgili bir tartışmaya dönüşüveriyor. YOLCU TARTIŞMASININ KONUSU OLDU Metrobüsün zemininde uyuklayan çocuğu kaldırıp koltukta yer veren yolcunun bu davranışı bir başka yolcu tarafından doğru bulunmuyor, fazla görünüyor. O'nun geleceğin suçlusu olacağını söyleyenler... Bu durumda olmasının kendi seçimi olmadığını söyleyenler... Tartışma böyle sürüp giderken yorgun çocuk, hiçbir şeye aldırış etmeksizin uyuklamayı sürdürüyor. SAYILARI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR Çoğu yalınayak. Burunları akıntılı. Avuçlarında sıkı sıkıya tuttukları bir kaç kuruş var. Artık onlara çok sık rastlanıyor. Beylikdüzü'nden Sögütlüçeşme'ye kadar metrobüsler evleri gibi. Mendil satmak ya da dilenmek için bir başka bölgeye giderken bindikleri metrobüslerde uyuklayarak yorgunluk gidermeye çalışıyorlar.