Metiner sözleriyle neden gurur duydu?

10 yıl önce HADEP Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemdeki konuşmaları internete düşen AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner çok sert. Kaseti servis edenlerin Silivri-Kandil hattı olduğunu iddia etti.

Sesin kendisine ait olduğunu kabul eden Metiner, neden kendisinin hedef seçildiğini kendisini arayan Vatan gazetesi yazarı Murat Çelik'e anlattı. “Bakanlık bekliyordu, olmayınca Başbakan’a verdi veriştirdi” şeklinde haberin sunulmasına isyan ediyor. Çelik, Metiner'in eleştirilere yanıtını köşesinde yazdı.

İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR

Çelik'e “Kalleşçe bir komplo, namertlik“ diyen Metiner, adres gösterdiği iki yere meydan okudu:

“PKK, Ergenekon’un Kürt ayağıdır. O PKK, kurşunla yapamadığını şimdi böyle bir iftira ile yapmaya çalışıyor. Bana yönelik fiziki imha çabasını, şimdi siyaseten imha yoluna çevirdiler. Silivri - Kandil eksenindeki bu tür derin tezgahlar bana vız gelir, tırıs gider. İt ürür, kervan yürür.”

HAKSIZ ÇIKMIŞ OLMAKTAN GURUR DUYARIM

Konuşmasına sahip çıkan Metiner, geçmişte başka partilerden AK Parti'ye geçen siyasileri hatırlatarak eleştirilere cevap veriyor:

“Diyelim ki ben 10 yıl önce Tayyip Erdoğan’ı eleştirmişim. Hakaret yok, küfür yok. Eleştirmişsem ne var bunda? Geçmişte DYP’de, ANAP’ta olan, şimdi yıllardır AK Parti’de siyaset yapan birçok arkadaşımızın eskiden söylediği neler neler var. Ben o dönemki eleştirilerimde haksız çıkmış olmaktan mutluluk duyarım, gurur duyarım”

SÖZÜM DİNLENSİN İSTEMİYORLAR

Bir eleştirisi da var Metiner'in.. Çifte standarta dikkat çekiyor. Askerle ilgili kasetlere "Bu gayri ahlakidir’ diyenlerin kendisiyle ilgili kasete sevinmelerine isyan ediyor.

İtibarsızlaştıma operasyonu olarak gördüğü kaset olayında neden hedef seçildiği sorusuna da “Bir yandan demokratikleşmenin çok daha derinleşerek süreceği, diğer taraftan terörle mücadelenin sonuna kadar büyük kararlılıkla uygulanacağı bu dönemde rol oynamamı istemiyorlar da ondan. Sözüm dinlensin istemiyorlar" diye cevap veriyor.

SES KAYDINDA NELER VAR?

Metiner, internete düşen ses kaydında özetle şunları söylüyor: "Ben Tayyip Erdoğan'la demokratik bir Türkiye inşa edilebileceği kanaatinde değilim. Çünkü icazet aldığı içerideki çevreler statükonun sahici sahipleri.

Kürt meselesinde de Tayyip Erdoğan'ın çok geri ve antidemokratik bir konumda olduğunu biliyorum ama çok pragmatik bir yaklaşımla Kürt sorununa el atabilir. Ama buna ne kadar cesaret edebilir bilemiyorum. Bir; cesareti el vermez. İki; zaten böyle düşünmez.

Bir Mehmet Ağar'ın bir başka gerçekten sicili bozuk insanlarla birlikte yol arkadaşlığı yapıyor olması bile Tayyip Erdoğan'ın aslında Kürt sorununun ne çözümünde ne de demokratikleşme sürecinde çok aktif bir rol oynamayacağı sonucuna götürür ama oradaki boşluk -dinsel muhafazakâr kesimdeki boşluk- Tayyip Erdoğan'la liberal demokratik bir kanala akıtılmak isteniyor. Ama Tayyip Bey bunu götürebilecek bir şey değil, yanında danışmanlarıyla belki bir şeyler kurtarmaya çalışıyor ama kendisi siyaseten entelektüel düzeyde bunu kaldırabilecek çapta bir insan değil. Henüz entelektüel birikiminin, siyasal birikiminin bu çapta olduğuna inanmıyorum. Hele hele Türkiye'yi demokratik bir değişime uğratacak."