Metin Kaplan'a şok ceza

Abone ol

Metin Kaplan, savunmasını verdi. Kaplan, "Gayriislami düzenin vereceği cezayla düşünceleri budamayacağını" söyledi. Mahkeme, Kaplan'a en ağır cezayı verdi.

Almanya'dan sınırdışı edilen İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği (ICCB) yöneticisi Metin Kaplan, hakkında ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada esas hakkında savunmasını yapan Metin Kaplan, isteği üzerine tekrar kısa bir süre avukatlarıyla görüştürüldü. Yazılı savunmasında Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyan Kaplan, herkesin fikirlerini rahatlıkla söylemesi gerektiğini söyledi. ''Kurşun sıkanla, kalem tutan bir olmamalı'' diyen Kaplan, Türkiye'de laikliğin Avrupa'dan farklı olduğunu, laikliğin Müslümanlar'a baskı olarak uygulandığını öne sürdü. Kaplan, yazılarında, kitaplarında, gazete ve broşürlerinde şiddetin yer almadığını, bunların teröre yönelik olmadığını savundu. Bir hoca olarak ''tebliğ görevini'' yerine getirdiğini söyleyen Kaplan, şöyle konuştu: ''Biz ne vatan hainiyiz, ne de vatansızız. Bu memleket bizimdir. 'Kara ses' değiliz, 'kan kusan' da değiliz. Biz kişilerin putlaştırılıp, ona ilah denilmesine karşıyız. Biz bölücü değiliz. Müslüman milletin, Kuran etrafında toplanmasını istiyoruz. Terörist, anarşist değiliz, 22 yıl süren Almanya'daki hayatım budur. İslam ülkesi olan Türkiye'de hür, düşüncemde özgür olayım. Kemalist rejimi reddediyorum. Baskı altında fikirler öldürülemez.'' Ceza korkusuyla düşüncelerini budamayacağını dile getiren Kaplan, ''Yazdıklarımı ve söylediklerimi inkar edemem. Benim için önemli olan gayriislami rejimler tarafından verilecek ceza değil, dinimden olmam, imanımı yitirmem ve tarihin vereceği karardır. İmanımı, düşüncelerimi baskı altında tutacak hiçbir engel tanımıyorum. Karşılığında gelecek cezaları göze alıyorum. Biz öyle bir Türkiye istiyoruz ki Kuran anayasa, şeriat kanun, İslam devlet olsun'' diye konuştu. Mahkemenin dünya kamuoyuna karşı bir sınav vereceğini öne süren Kaplan, hakkındaki kararın aceleye getirilmemesi gerektiğini ve adaletin tecellisi için Allah'a dua ettiğini kaydetti. İddianamede yer alan Anıtkabir ve Fatih Camii olaylarıyla ilişkisinin olmadığını, bunun bir komplo olduğunu savunan Kaplan, Yeni TCK'ya göre fikirleri açıklamanın suç olmaktan çıktığını anlatarak, tahliyesini istedi. Savunması sırasında Kaplan 2 kez sesini yükseltince, Mahkeme Heyeti Başkanı tarafından uyarıldı. Kaplan da, ''Kürsüde konuşmaya alışmışım, bu yüzden bağırıyorum'' dedi. Mahkeme Heyeti Başkanı tarafından son sözü sorulan Kaplan, söyleyecek bir şeyi olmadığını belirtti. Duruşmaya, kararın açıklanması için ara verildi. -CUMHURİYET SAVCISI'NIN ESAS HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ- Davanın önceki celsesinde esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan, Metin Kaplan hakkında, kaldırılan İstanbul, Adana ve Erzurum DGM'ce hazırlanan 13 ayrı iddianamenin, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirildiğini hatırlatmıştı. Sanığın, babası Cemalettin Kaplan'ın ölümünün ardından İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği (ICCB)/Anadolu Federe İslam Devleti'nin (AFİD) liderliğini üstlendiğini belirten Savcı Pehlivan, silahlı olan bu örgütün, şeriata dayalı büyük bir İslam devleti kurmayı amaçladığını, planlanan hilafet devletinin merkezinin ise Anadolu'da olmasının düşünüldüğünü kaydetmişti. Metin Kaplan'ın, uçakla Anıtkabir'e yönelik saldırı ve Fatih Camii'nin işgal edilmesi konusunda hazırlık aşamasında kalan eylemlere ilişkin talimat verdiğini belirten Savcı Pehlivan, Kaplan'ın ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmasını istemişti. KAPLAN, TCK'NIN 146/1 MADDESİ UYARINCA ''ÖLÜNCEYE KADAR SÜRECEK MÜEBBET AĞIR HAPİS CEZASI''NA ÇARPTIRILDI Almanya'dan sınırdışı edilen İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği (ICCB) yöneticisi Metin Kaplan, ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan yargılandığı davada, ölünceye karar sürecek müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, verilen aranın ardından Metin Kaplan hakkındaki kararı açıkladı. Kaplan hakkında, TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca, ''ölünceye kadar sürecek müebbet ağır hapis cezası'' verildi MAHKEME HEYETİ, KAPLAN'IN DURUŞMALARDAKİ TAVRINDAN PİŞMANLIK GÖSTERMEDİĞİ GEREKÇESİYLE CEZASINDA İNDİRİM UYGULAMADI Almanya'dan sınırdışı edilen İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği (ICCB) yöneticisi Metin Kaplan'ın, ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan yargılandığı ve ''ölünceye kadar sürmek şartıyla müebbet ağır hapis'' cezasına çarptırıldığı davada mahkeme heyeti, Kaplan'ın duruşmalardaki tavrından pişmanlık göstermediği gerekçesiyle cezasında indirim uygulamadı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 saat süren duruşmanın ardından açıklanan kararda, İstanbul Cemiyet ve Cemaatler Birliği (ICCB)/ Anadolu Federe İslam Devleti (AFİD) örgütünün anayasayı yıkıp yerine şeriata dönük bir devlet kurmayı amaçladığı, babası Cemalettin Kaplan'ın ölümünden sonra örgüt liderliğine geçen Metin Kaplan'ın, Türkiye'ye iade edilmesine kadar geçen süreç içerisinde faaliyetlerini sürdürdüğü belirtildi. Mahkeme kararında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması döneminde yapılan Şeyh Sait ayaklanması, Menemen olayı ve Tunceli Dersim ayaklanmalarına da yer verilirken, yakın tarihte meydana gelen Sivas ve Kahramanmaraş olaylarından da söz edildi. Terörün kimden, nereden ve hangi düşünceden kaynaklanırsa kaynaklansın insanlık suçu olduğu vurgulanan kararda, ''Teröre karşı herkesin el birliğiyle işbirliği yapması gerekir. Atatürk'ün laiklikle ilgili açıklamaları geleceğimize ışık tutacaktır'' denilerek, Atatürk'ün laiklikle ilgili bazı sözlerine yer verildi. CEZA ESKİ TCK MADDESİNDEN Sanık hakkındaki suçlamaların yürürlüğe giren Yeni TCK'nın 309 ve 311. maddeleri kapsamında olduğu, ancak eski TCK'da bunun 146. maddede anlatıldığı ifade edilen kararda, yeni TCK'ya göre ayrı ayrı cezalandırılma yapıldığı belirtildi. Kararda, bu nedenle sanık lehine olan hükümlerin uygulanması için eski TCK'nın 146. maddesinden ceza verildiği belirtildi. Sanık hakkında açılan dava konusu eylemlerin tek bir sonuca bağlanarak en ağır suçtan ceza verildiği ifade edilen kararda, Kaplan'ın, eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan, ''ölünceye kadar sürmek şartıyla müebbet ağır hapisle'' cezalandırılmasının hükme bağlandığı kaydedildi. Kararda, Kaplan'ın, duruşmalardaki tavrından pişmanlık göstermediği anlaşıldığından eski TCK'nın indirim maddesi olarak bilinen 59. maddesinden yararlanmasına takdiren yer olmadığı ifade edildi. Sanık hakkında indirim maddesinin uygulanmamasına heyet üyelerinden birinin karşı oy kullanarak muhalif kaldığı belirlendi. Bu arada, Metin Kaplan'ın cezaevi aracına bindirileceği sırada kendisini görüntüleyen basın mensuplarına, ''Hasbinallahu'' dediği duyuldu. KAPLAN'IN AVUKATININ İDDİALARI Öte yandan, adliye çıkışından basın mensuplarına açıklama yapan Kaplan'ın avukatlarından Hüsnü Tuna, ''mahkemenin taraflı davrandığı yönündeki düşüncelerinde haklı olduklarının ortaya çıktığını'' savundu. Savunmalarına kararda yer verilmediğini kaydeden Tuna, müvekkilinin ilk duruşmadaki ufak tartışmanın dışında mahkemeye karşı bir saygısızlığının olmadığını, buna rağmen 59. maddenin uygulanmadığını söyledi. Avukat Tuna, Cumhuriyet Savcısı Ahmet Ayvaz'ın bu davaya ilk defa katıldığını belirterek, asıl savcının rapor aldığını öğrendiklerini anlattı. Tuna, ''savcının bu şekilde rapor alıp duruşmaya katılmamasının dosya üzerinde bir operasyon yapıldığı şüphesini kendilerinde uyandırdığını'' ifade etti.

Günün Önemli Haberleri