İzzet Çapa'dan Metin Arolat'ın Başkaban Erdoğan'ın vizyon görüşmesi ile ilgili 7 soru sordu. 1-O kadar insanın katıldığı toplantıda, Başbakan’la bir dakikadan uzun yüz yüze gelemeyeceğini ve ‘özel mülakat’ yapamayacağını bilmeyecek kadar saf mısın? 2- O kadar sanatçı arasında bir tek sen mi ‘zorla’ gittin? 3-Demokrasiyi ve her görüşte insanın bir arada olabilmesi gerektiğini düşünen bir sanatçıysan, bu toplantıya katıldığın için neden kendini savunmak zorunda hissediyorsun? 4-Başbakan sana gülümsediğinde karşılık vermediğini söylüyorsun, peki o zaman neden her fotoğraf karesinde seni sırıtırken görüyoruz? 5-Başbakana yaptığını söylediğin ‘monoloğu’ kitap imzalatırken mi, elini sıkarken mi, yoksa fotoğraflanıp kameraya çekilemeyen bir anda mı yaptın? 6- “Davet edildim, gittim. Size ne?” demek yerine Jean D’arc’lığa soyunmanın altında ‘kahraman olma’ hırsı mı var? 7-‘Çapulcuların sözcüsü’ olma hakkını sana kim verdi? İşin aslına bakarsanız benim Metin’le hiçbir alıp veremediğim yok. Hatta tam da tersine çok da sevdiğim bir arkadaşımdır. Metin’in Vizyon Toplantısı’na gidip gitmemesi beni ilgilendirmiyor. Sadece kafama takılan sorular yukarıdakiler. Kendisini Başbakan’a “Ben Çapulcu Metin Arolat” diye tanıttığını söylemesi de bana hiç inandırıcı gelmiyor. Tabii bunlar benim aklımdan geçenler... Bu yazıyı yazarken kafamda nostaljik bir melodi yankılandı... “Olsun varsın ah çekinme, sen yine yalanlar söyle...”