Mete Yarar şahit oldu Fırat Kalkanı'nda Çanakkale ruhu
Abone olGÜVENLİK Uzmanı Mete Yarar, Fırat Kalkanı'nda görev yapan askerlerle ilgili de bir anısını anlattı.
GÜVENLİK Uzmanı Mete Yarar, Çanakkale ruhunun
bitmediğini belirterek, askerlerin silah ateşi kesilmesin diye 60
kiloluk mermileri sırtlarında teker teker yüklediklerini
söyledi.
Mete Yarar, AK Parti Onikşubat Gençlik Kolları tarafından Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen '15 Temmuz süreci ve darbenin kayıp saatleri' konulu konferansa katıldı.
Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Akif Erdoğan'ın konuşmasıyla başlayan programda daha sonra söz alan Mete Yarar, cuntacı generali öldürdükten sonra şehit olan Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir ile ilgili bilinmeyen bir anıyı paylaştı.
Halisdemir'in 15 Temmuz'dan gelecekte kendisi ve çocuklarıyla ilgili hayalleri olduğunu belirten Yarar, şunları anlattı:
KÖYÜNDE HAYALLERİ VARDI
"15 Temmuz'da Ömer Halisdemir'i bu ülke kahramanlığıyla,
şahadetiyle hatırladı. Ömer Halisdemir 20 yılını özel kuvvetlere
vermiş şerefli bir astsubaydı. 15 Temmuz olmasa 3 ay sonra
emekliliğine ayrılacak bir arkadaşımızdı. 15 Temmuz'dan yaklaşık 1
ay önce memleketine gidiyor, bir asra satın alıyor, öyle büyük
hedefleri de yok yani İstanbul'da, Ankara'da yaşayım hedefi yok.
Doğduğu köye gidiyor, orada bir ev alıp evin etrafını duvarlarla
çeviriyor, bahçesine güllerini ve ağaçlarını dikiyor şehit
arkadaşları için, onları hatırlamak için. Bu anılarında var.
Çocukları, eşi var. 20 yıl boyunca yılda belki 2 ay görmediği
çocukları var. Onlarla beraber köyünde onlara zaman ayırarak
geçirmek istiyor. 15 Temmuz günü komutanı 'Bunun sonunda şehadet
var' dediğinde 'Başım üstüne' diyebiliyor. 'Yahu ben 3 ay sonra
emekli olacaktım, çocuklarıma daha fazla zaman ayıracaktım. Ben
yapmasam başkası yapar'ı getirmiyor aklına. Hiç düşünmüyor. Bunları
yapan şehitlerin bizlere yüklediği sorumluluğu düşünebiliyor
musunuz Her şeyden vazgeçerek şahadete gidiyor."
'ELİMİZ KOLUMUZ UZUYOR'
Konuşmasının devamında Suriye'de devam eden Fırat Kalkanı
operasyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Mete Yarar, şöyle
devam etti:
"Bugün El Bab'da ne işiniz var' diyenler yaklaşık 4 ay önce 'Kilis'e roketler atılıyor, vatandaşlarımız öldürülüyor, siz IŞİD'le ne zaman mücadele edeceksiniz' diye soruyorlardı. Bugün El Bab'a gittik 'El Baba'da ne işiniz var' diye soruyorlar. Ankara'da, İstanbul'da, Kayseri'de bombalar patlıyor, gencecik vatandaşlarımız, askerlerimiz, polislerimiz şehit ediliyor 'Siz ne zaman PKK ile mücadele edeceksiniz, Kobani veya diğer yerlerde bu işi engelleyeceksiniz' diye soranlar Suriye'ye geçtiğinizde 'Sizin Suriye'de ne işiniz var' diyorlar. Bizim her yerde işimiz var kardeşim. Benim vatandaşımın yaşı ne olursa olsun saçının kılına zarar verecek olan adam bilecek ki, bunun hesabını bu devlet sorar. Buraya geldiğinde bir daha o kıla el uzatamaz. O el o kadar uzun olacak ki, dünyanın neresinde olursanız olun, onun hesabını soracaksınız. Benim ülkem oraya doğru gidiyor. Zaten bugünlerde bu kadar uğraşmalarının ana sebeplerinden bir tanesi bu, elimiz uzuyor arkadaşlar, kolumuz uzuyor. Çünkü biz güçlendikçe bizimle mücadele etme şansları azalıyor. Biz güçlendikçe insanları korumaya devam ediyoruz."
'İDAM GELİRSE YURT DIŞINA KAÇANLAR TÜRKİYE'YE İADE
DİLMEZ'
Salondakiler sorularını da yanıtlayan Mete Yarar, idamla ilgili bir
soru üzerine idam getirilse dahi geriye doğru işlemediğini ifade
ederek, "Eğer idam cezası çıkartırsak bu iadesini beklediğimiz hiç
kimse Türkiye'ye iade edilmez. Yani idam çıkarttığımız andan
itibaren yurt dışına kaçanların hiçbiri o ülkelerden alma şansına
sahip değiliz. Bu olayı iyi değerlendirmek zorundayız. İdamı
çıkarmanın iyi ve kötü sonuçları ne olur düşünmek zorundayız. 'Bu
adamların Türkiye'ye getirilip yargılanmasını istiyor muyuz,
istemiyor muyuz' sorusunu iyi düşünmek lazım. Ani karar verdiğimiz
de hata yapabiliriz. Çünkü belki bunlar bunu da istiyor
olabilirler. Türkiye'ye ide edilmemek için bir sebep oluşturmak da
istiyor olabilirler" diye konuştu.
'60 KİLOLUK MERMİLERİ ASKERLER SIRTINDA
TAŞIYOR'
Mete Yarar, bir soru üzerine Fırat Kalkanı'nda görev yapan
askerlerle ilgili de bir anısını anlattı. 1,5 ay önce bölgeye
gittiğini ve o dönem yerli yapım fırtına obüsleriyle 10 bin
merminin atıldığını ve her merminin 60 kilo ağırlığında olduğunu
söyledi. Obüslerin başındaki askerlerin kendi aralarında
tartıştığını gördüğünü belirten Yarar, sonrasında yaşananları şöyle
anlattı:
Dedim ki 'Sorun mu var' 'Sorun yok komutanım' dedi. 'Biz olayın başladığı günden bu yana buradayız. Ama bir konuda bir problem yaşıyoruz ve onu kendi aramızda çözmeye çalışıyoruz' dedi. Sorunun ne olduğunu sorduğumda 'Sırtımızda mermiyi içeri taşıyoruz' dediler. 10 bin ile 60 kiloyu çarpın, ne kadar büyük bir rakam yapıyor. 'Bunlar otomatik olarak doldurulabilen silahlar, arkaya dayıyorsunuz mermiler otomatik olarak içeriye kayıyor' dediğimde 'Biz bunu yaparsak silahımız ateş etmiyor o sırada. Ama bizim arkadaşlarımız devamlı çatışıyorlar ve mermiyle onları desteklemek zorundayız. Silah ateşi kesilmesin diye biz mermileri sırtımızda teker teker yüklüyoruz içeriye.' Bana söyler misiniz Çanakkale ruhu bitmiş mi?"
Konferansın sonunda Onikişubat İlçe Belediye Başkanı AK Partili Hanifi Mahçiçek Mete Yarara plaket ve köstekli saat verdi. Yarar daha sonra 'Darbenin kayıp saatleri' isimli kitabını imzaladı.