Metal Fırtına'yı yalanlayan kitap!
Abone olÇıktığı günden beri tartışmalara konu olan 'Metal Fırtına' adlı kitaba artık bir rakip var. 'Kod adı: Viyana 3' adlı kitapta ABD'yi Türklerin ele geçirmesi işlenmiş.
Türkiye'nin işgalini anlatan ‘Metal Fırtına’ya politik bilim
kurguyla karşılık verildi: Amerika Bizimdir.
Piyasaya çıkmaya hazırlanan, politik bilim-kurgu kitapta, “Kod adı:
Viyana 3” isimli operasyonla ABD’nin Türkler tarafından nasıl ele
geçirildiği anlatılıyor.
Erdoğan Ekmekçi ile Adem Özyol’un kaleme aldığı ve Akis Kitap
tarafından salı günü piyasaya sunulacak olan kitap, şimdiden 60 bin
sipariş aldı.
Türbeye saklanan uzaylı...
Türkler’in Amerika’yı işgalini sağlayan ise Galaktik Hayatı Koruma
Derneği üyesi bir sivil toplum gönüllüsü uzaylının, İstanbul’da bir
ülkücü gence verdiği cihaz...
Kitapta “Kod Adı: Viyana 3” adı verilen yönetimi ele geçirme
senaryosunun gelişimi şöyle:
ABD savaş gemileri, Karadeniz’e düşen ve uzaylılara ait bir kapsülü
ülkelerine götürürken, gemiler İstanbul Boğazı’nda olduğu sırada
kapsül harekete geçiyor ve kapsül içindeki uzaylıyla birlikte
Boğaz’ın sularına gömülüyor.
Kapsülle birlikte karaya çıkarak Beşiktaş’taki Barboros Hayreddin
Paşa Türbesi’ne saklanan uzaylı, burada dua eden bir ülkücü gençle
karşılaşıyor. Uzaylıya yardım eden ülkücü genç, “Dile benden ne
dilersen...” diyen uzaylı dostuna, “Bizimkilerin Amerika yönetimini
ele geçirmesini isterdim” diyor.
ABD’nin uzaydaki iletişim uydusu görünümlü silahlı uydularından
rahatsız olduklarını anlatan uzaylı, ülkücü gencin bu isteğini
yerine getiriyor. Türk genci cihazı çalıştırdıktan sonra ülkücü
teşkilat ABD’yi yönetirken, İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet
Arkabahçeli de ABD Başkanı oluyor.
Oval Ofis’te çiğ köfte partisi
Adeta, “Türkler, ABD’yi işgal etse ne olur” sorusunun cevabını
veren kitapta, Oval Ofis’teki çiğköfte partileri, MTV’deki
Kastamonu Halk Oyunları Ekibi’nin klipleri, CNN’deki kaynana
yarışmaları, Müslüm Gürses ve Sting’in aynı anda sahne aldığı
jiletli konserler, Posbıyıklı Özgürlük Heykeli gibi ABD’ye Türk
damgası vuran gelişmelere de yer veriliyor.
Yaptıkları icraatlarla kısa zamanda ülke ekonomisini çökme
aşamasına getiren yeni başkan ve ekibi, hazırladığı “Türkleştirme
Programı” adlı bir ekonomik programla, Türkler gibi uysal olmayan
ABD’lileri sakinleştirme stratejisi uyguluyor. Kitapta, danışmanı,
ABD Başkanı’na hazırladığı ekonomik programı şöyle açıklıyor:
“Türkiye’de her dakika başı ekonomik krizlerin olduğu dönemler
geldi geçti ama hiçbir şey olmadı. İşte mucize bu, başarı bu. Hiç
kimse kalkıp kimseden hesap soramadı. Kimse ‘ekmeğimizle oynayanlar
hesap versin’ demedi. Kuzu kuzu haberleri seyretti. Bizim de ABD’de
ekonomik krizlere karşı almamız gereken tedbir budur sayın
başkanım. Yani ABD’lileri tam Türkleştirmeliyiz. Bu sayede
krizlere, yolsuzluklara, kötü yönetimlere dayanıklı hale gelsinler.
Devletlerine karşı çıkmasınlar. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü
tehlikeye atmasınlar.” Türkler’in ABD yönetimini ele geçirme
senaryosu, tıpkı başladığı gibi, yani aynı Türk gencinin elindeki
cihazı parçalamasıyla sona eriyor.
Çin’i, Doğu Türkistan’dan 48 saat içerisinde çekilmezse “Kürşat 2”
harekatını başlatmakla tehdit eden yeni ABD yönetiminin yaptığı
icraatların milyonlarca insanın ölümüne neden olacağını gören
ülkücü genç, ABD ve Çin’in savaş hazırlıklarına başladığı sırada
cihazı parçalıyor. Kendini Barboros Hayreddin Paşa Türbesi önünde
bulan Türk genci, kendini toplumun kültür seviyesini artırmaya
yönelik çalışmalara adamaya karar veriyor.
Kovboyluk yerine çobanlık
Türkler’in ABD yönetimine geçmesinden sonra yaşananlar ise bir
hayli ilginç.
Bu olaylar şöyle anlatılıyor:
Türkler, ABD Anayasası’nı temelden değiştirmiş, ABD’nin ülke
dışındaki bütün askerlerini geri çekmişlerdi. Fakir ülkelerin
borçlarını silmiş, Türkiye’ye 10 trilyon dolar karşılıksız yardımda
bulunmuşlardı. Resmi dil artık Türkçe idi. Tüm TV kanalları Türkçe
ve İngilizce yayın yapıyor, gazeteler Türkçe ve İngilizce
basılıyordu. ABD’nin geçmişte demokrasi getirmeye çalıştığı
ülkelere savaş tazminatı ödenmişti. Kötü çağırışımlar yaptığı için
kovboyluk yasaklanmış, onun yerine çobanlık mesleği getirilmiş ve
kurumsallaştırılmıştı. Kovboy şapkası da yasaklanmış, beş köşeli
kasket tavsiye edilmişti. ABD bayrağında da yıldızların olduğu yere
üç hilal konmuştu.
Beyaz Saray’ın adı Türk bayrağının renklerine uygun olarak
Kırmızı-Beyaz Saray olmuştu. Bina da bu renklere boyanmıştı. Dini
ve milli günlerimiz ABD’de milli bayram olarak kabul edilmişti.
Kızılderililer de unutulmamış, dev bir Kızılderili anıtı dikilerek
katliam için özür dilenmişti. Kızılderililere de savaş tazminatı
ödenmesi ve Türkçelerini düzeltmeleri kararlaştırılmıştı.
ABD’yi ciddiye almadık
Yazar Erdoğan Ekmekçi, “Amerika Bizimdir”i hazırlarken sahip
oldukları düşünceyi şöyle anlatıyor:
“İyilik sadece masallarda ve filmlerde değil, hayatta da her zaman
galip gelendir. ABD’nin savaş bölgelerinde esirlere ve halka
yaptıklarını bilmeyen yok. Hepimiz ağır bir psikolojik baskı
altındayız. ‘Bize kafa tutarsanız, sonunuz da böyle olur’
deniliyor. Onları ciddiye almıyoruz. Bunu da bu romanla göstermek
istedik. Bizde bir zamanlar hem de yüzyıllarca dünyanın hakimiydik
ama başlarına çuval geçirip hakaret ettiğimiz bir kişi bile
olmadı.
Dolayısıyla bir gün ABD’yi yönetsek asla, yönettiği ülkelerdeki o
manzaralar olmayacaktır. Yanlış, eksik, komik bir yönetim olacaktır
ama kesinlikle insanca bir yönetim olacak. Bunu işleyip Türk
halkına moral vermek istedik.”
Piyasaya çıkmadan büyük bir taleple karşılaşılan kitabın diğer bir
yazarı Adem Özyol ise, “ABD’nin dünyada nasıl bir yönetim tarzının
olduğunu biliyoruz. Afganistan, Irak ve arkasından gelecek olan
ülkeler. Bunların hepsi umarım bizim kendimizi biraz daha
sorgulamamıza, yaptığımız yanlışları düzeltmemize neden olur.
Türkiye’de aylarca satış rekorları kırdığı iddia edilen Metal
Fırtına kitabının, bizim kitabın satışa başlamasından sonra
popüleritesini kaybedeceğine inanıyorum” dedi.
H.O.TERCÜMAN