Mesut Yılmaz'ın Meclis tutanakları
Abone olİnternethaber Ankara Temsilcisi Nesrin Yanık, ANAP eski lideri Mesut Yılmaz'ın Türkbank İhalesi ile ilgili Meclis Komisyonu'nda verdiği ifade tutanaklarını ele geçirdi.
İstanbul Milletvekili Hüseyin Belsi ve 58 milletvekili ile
Samsun Milletvekili Haluk Koç ve 55 milletvekilinin Türkbank
İhalesi sürecinde malın satımında ve değerinde fesat oluşturacak
ilişki ve görüşmelere girdikleri ve bu eylemlerinin Türk Ceza
kanununun 205’inci maddesine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan A.
Mesut Yılmaz ve Devlet Eski Bakanı Güneş Taner haklarında
Anayasanın 100’üncü ve içtüzüğün 107. maddeleri uyarınca bir meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergeleri ve (9/5, 6) esas
numaralı meclis soruşturması komisyonu raporu Türkiye Cumhuriyeti
Eski Başbakanı Ahmet Mesut Yılmaz’ın 25 Mayıs 2004 tarihinde Meclis
Komisyonunda yaptığı yazılı ve sözlü savunması. Komisyon Başkanı:
Mustafa Demir (AK Parti Samsun Milletvekili) Başkan: Şimdi bugün
dinleyeceğimiz Mesut Yılmaz Beyi dinlemek üzere salona alıyoruz.
BAŞKAN: Sayın Mesut Yılmaz hoş geldiniz. A.Mesut Yılmaz: Hoş
bulduk. Başkan: Tabii, öncelikle bildiğiniz gibi, Yüce Meclisin
alıdğı karar doğrultusunda 9/5,6 esas numaralı soruşturma
komisyonumuzun 18 nci toplantısını yapıyoruz, çoğunlumuz
bulunmaktadır. Ben tekrar size hoş geldiniz diyorum. 22’nci dönem
İstanbul milletvekili Sayın Hüseyin Besli ve 58 milletvekiliyle
Samsun Milletvekili Haluk Koç ve 55 milletvekilinin, Türkbank
ihalesi sürecinde malın satımında ve değerinde fesat oluşturacak
ilişk ive görüşmelere girdiğiniz ve bu eylemlerinizin Türk Ceza
Kanununun 205’nci maddesine uyduğu iddiasıyla hakkınızda açılmış
olan soruşturmayla ilgili olarak sizi davet etmiş bulunuyoruz.
Davet yazımıza ilgili önergeleri de eklemiştik, elinize geçmiştir.
Okudunuz mu Sayın Yılmaz. A.Mesut Yılmaz: Okudum. Başkan:
Teşrifleriniz için tekrar teşekkür ediyorum. Sayın Yılmaz, bizler
sizi yakınen tanıyoruz, ancak, usul gereği tutanaklara geçmesi
bakımından kısa bir özgeçmişinizi alarak şu anda savunma hakkınızı
kullanıyorsunuz. Savunmanın kutsallığı gereği savunmayla ilgili
olarak size bir zaman sınırlaması getirmiyoruz. Komisyon üyesi
arkadaşlarla birlikte münhasıran konuya ilişkin sorular
sorulacaktır. Bu sorularımıza net cevaplar vermenizi rica ediyoruz.
Münhasıran konunun dışına çıkıldığında müdahale etme durumunda
kalabiliriz. Zira, yapmış olduğunuz konuşma ve açıklamalar,
vereceğiniz cevaplar bizlerin nihai kararlarını etkileyecek
mahiyette olabilir. Bugüne kadar bu konuyla ilgili olarak çok
sayıda belge değerlendirildi ve çok sayıda insan tanık sıfatıyla
dinlendi. Bugün de komisyonumuz Yüce Meclis adına sizin savunmanızı
almak üzere toplanmış bulunuyor. Sizin bu açıklamadan sonra
ekleyecek olduğunuz bir talebiniz, zannediyorum avukatlarınız var
yanınızda onların katılmasını arzu ediyor musunuz: A.Mesut Yılmaz:
Evet, avukatlarım var, iki avukatım var. Başkan: Onları da salona
alalım. (Avukat Uğur Alacakaptan ve Aydın Metin komisyon salonuna
alındı ve kendilerini komisyona tanıttılar) Başkan: hoş geldiniz.
Ben şu açıklamayı yapma gereği duyuyorum. Bizler tabii direkt
sizlerle muhatap olacak olduğumuz için size hukuken yardımda
bulunacak olan avukat arkadaşlarımızla ancak kendi aranızda
istişare yapabilirsiniz; ama, biz cevapları direkt sizden almak
durumundayız. Sizin adınıza onların tutanaklara geçecek mahiyette
bir söz sarf etmelerini uygun görmüyoruz, doğru olmadığını
düşünüyoruz. Avukat Uğur Alacakaptan: Affedersiniz, usulü tekrar
edebilir misiniz? Başkan: Siz, Sayın Yılmaz’la birlikte sorduğumuz
sorularda eğer danışması gereken nokta olduğunda sizinle birlikte
danışacak tutanaklara geçmemek kaydıyla, ama biz Sayın Yılmaz’ın
ifadelerini tutanaklara geçirteceğiz. Avukat Uğur Alacakaptan: Bu
bizim bir talepte bulunmak, sorguyla alakalı taleplerde bulunmak
hakkını da ortadan kaldıran bir görüş değil herhalde. Çünkü,o
turumun başlangıcında hukuki beyanlarımız olacak, herhalde onu
engellemeyeceksiniz? Başkan: O hukuki beyanda siz değil ancak Sayın
Yılmaz bulunabilir. Yani, siz ancak varsa bir beyanı Sayın Yılmaz’a
verirsiniz o okuyabilir, tutanaklara geçebiliriz. Tutanaktaki
arkadaşlar da dikkat etsinler, direkt Sayın Yılmaz’ın bizim için
söyledikleri tutanaklara geçecektir, sizinkiler geçmeyecektir.
Avukat Uğur Alacakaptan: Efendim, ben daha vuzuha kavuşsun diye
açıklamada bulunayım izin verirseniz. Benim de söyleyeceğim husus,
Sayın Yılmaz’ın bu olayla ilgili temel bilgileriyle alakalı
değildir. Eğer komisyonun Anayasa ve muhakeme hukuku … Başkan:
Tutanağa geçmiyoruz arkadaşlar, konuşalım. (Ara var…. Tutanaklara
geçmiyor…) Başkan: Sayın Yılmaz, tabii, bu Türkbank süreciyle
alakalı olarak bahse konu olan önergedeki konular üzeirnde, biz,
öncelikle bizim sorularımıza geçmeden, daha önce, bildiğiniz gibi,
birçok Meclisteki çeşitli soruşturma komisyonlarında, araştırma
komisyonlarında, bazı basın ve medya kuruluşlarında bizatihi sizin
ağzınızdan olayı birçok kere kayda, zapta geçmiş bulunmaktadır,
bunların da hemen hemen tamamı bizim elimizde mevcut. Biz tekrar,
komisyonumuza gelmiş bulunmanız nedeniyle tekrar sizden, daha
önceki bilgilerden çok geniş detaya girmeksizin süreci sizin
hafızanızdaki kronolojiye göre, bugünkü Türkiye’nin siyasi olarak,
Başbakan olarak ve üstlendiğiniz siyasi sorumluluktan da bakış
açınıza göre tekrar bir anlatabilir misiniz? A.Mesut Yılmaz: Hay
hay; ancak şu anda zapta geçiyor mu? Başkan: Evet. A.Mesut Yılmaz:
Biraz önce avukatlarımın usulle ilgili itirazlarını kale almamak
konusundaki kararınızın hukuka uygun olduğu kanaatinde değilim.
Evvela onu ifade etmek istiyorum. Bu konuda hazırladığımız imzalı
notu size takdirm ediyorum. Bunu daha ileri safhada dikkate
alacağınızı umarım. Orada da ifade edildiği gibi bu komisyonun
hukuki temelinin olmadığı görüşündeyiz. Anayasa ve içtüzüğe aykırı
olarak teşekkül ettirildiği görüşündeyiz. Bu konuda, gayet tabii,
ileri safhalarda gerekli haklarımızı kullanacağız. O notu dikkatle
okursanız bu konudaki önyargılı bulduğum kanaatinizin
değişebileceğini umuyorum. Türkbankla ilgili meseleye gelince, siz
de ifade ettiniz. Türkbank olayı altı sene önce yaşanmış Türk
kamuoyunu çok uzun bir süre yakından meşgul etmiş olan bir olaydır.
Maalesef Meclis kararına rağmen ikinci defa soruşturma konusu
yapılması bir araştırma komisyonu raporuna dayanmaktadır. Bu
araştırma komisyonunun Türkbankla ilgili raporu veyahutta raporunun
Türkbankla ilgili bölümü bir hilkat garibesidir. Orada yasama
dönemleri 20’inci Dönemle 21’inci Dönem birbirine karıştırılmıştır,
benim oradaki ifadelerim çarpıtılmıştır; ayrıca, Devlet Denetleme
Kurulunun raporunda benimle ilgili hiçbir husus bulunmamasına
rağmen o da bir gerekçe olarak sunulmuştur, gazete makaleleri delil
olarak kabul edilmiştir ve araştırma komisyonu içtüzüğe ve
Anayasaya göre katiyen yetkisi olmayan bir şeyi yapmıştır suç
derpiş etmiştir ve Ceza Kanununun belli bir maddesini bu meseleyle
ilgili tashih etmiştir “burada bir suç var, bu suç şu maddeye değil
bu maddeye girer” demiştir. İçtüzüğe bakarsanız araştırma
komisyonunun böyle bir görevi yoktur. Bu bir yetki aşımıdır.
Araştırma komisyonu sadece Meclisin belli konuda bilgi almak için
kurduğu bir komisyondur, buna uygun çalışmak mecburiyetindedir.
Maalesef, araştırma komisyonu burada bir yetki aşımı yapmıştır ve
bu komisyon raporu baz alınarak Genel Kurulda ikinci bir soruşturma
komisyonu kurulmuştur, sizin Başkanlık ettiğiniz bu heyet
kurulmuştur. Burada hiçbir yeni delil söz konusu değildir.
Dolayısıyla yeniden bir soruşturmayı gerektirecek bir durum söz
konusu değildir. Mesele tamamen siyasi önyargılarla
götürülmektedir. Meselenin özüne gelince: Maalesef, bu konunun bu
safhalara gelmesine neden olan söz konusu şahsın, size de daha önce
gelen, bugün bir gazetede de size verdiği ifadeyi okudum. Korkmaz
Yiğit’in yalan beyanlarıdır. Mesala, bugünkü gazetede yazdığı gibi,
ben hayatımda Korkmaz Yiğit ve Güneş Taner’le veya Korkmaz Yiğit ve
Hüsamettin Cindoruk’la aynı mekanda hiç olmadım. Bu yalanlarını her
komisyonda her vesileyle değişik biçimlerde aktarmıştır. Bunlar
arasında çelişkiler vardır. En son bugün okuduğum safhada artık
beni mafya ile işbirliği yapmakla suçlamaktadır. Başkan: Yani,
gazete haberlerine dayanarak bu beyanatta bulunuyorsunuz? A.Mesut
Yılmaz: Gayet tabii. Eğer gazete haberi doğru değilse siz de tashih
edersiniz. Başkan: Bildiğiniz gibi bizim komisyon tutanakları bizde
mevcuttur. Komisyon tutanaklarında, Sayın Yiğit gelmiştir,
komisyonumuzda tanıklığına müracaat ettik ve söyledikleri şeyler
tutanaklarımızda mevcuttur. Komisyon üyelerimiz tarafından da onlar
değerlendirilmektedir. Sayın Yiğit’in eğer gerçekle örtüşmeyen
beyanları varsa tüm diğer dinlemelerle ve yaptığımız çalışmalarla
birlikte onların tespit edileceğinden hiç şüpheniz olmasın. Şimdi,
Sayın Yılmaz, tabii siz, giriş bölümünde, biz, komisyonumuzun
öncesindeki safhasında şu anda bir çalışma yapıyoruz. Ben sizin bu
sözlerinize bir cevap niteliğinde bir şey söylemek istemiyorum
fakat, netice itibariyle Büyük Millet Meclisinde, önergede
bahsettiğimiz gibi sözü geçen milletvekili arkadaşların verdiği
önergeler doğrultusunda Yüce Meclisin aldığı karar doğrultusunda bu
soruşturma komisyonu kurulmuştur. Eğer o safhalarda Anayasaya,
hukuka aykırılık varsa onun da düzeltilmesi mercii yeri, talepleri
farklı zeminlerde gerçekleşecektir, gerçekleşir eğer iddianızda
haklıysanız, doğruysanız kesinlikle hukuk, bunun, sizin iddianız
doğru olduğunda hakkınızı teslim edeceğinden şüpheniz olmasın,
bizim de şüphemiz yoktur. Biz tekrar Türkbank süreci içerisine
geliyoruz. Diğer şahısların, dinlediğimiz şahısların basına,
örtüşen veya örtüşmeyecek şekilde yansımaları ayrıdır o bizim
dışımızda bir gelişmedir, ama, komisyonumuzun bugüne kadar yaptığı
çalışmalar noktasında basında en az yer alan, tutanaklarının en az
veya söylenilenler konusunda en az haber çıkan komisyonlardan. Biz
buna özel hassasiyet ve gayret gösteriyoruz.Ben tekrar konumuza
dönerek sizin o dönem içerisinde Türkbank sürecini sizin
sorumluluğunuzda dışarıdaki belli gerçekle örtüşmeyen beyanlara
bağlı kalarak veya onlara takılarak diyeyim, sizin yönünüzde, bizim
amacımız doğruyu bulmak, bu konuyla ilgili sizden almayı arzu
ediyoruz. Buyrun. A.Mesut Yılmaz: Zaten kestiğiniz anda onu
anlatıyordum. Şimdi, bu süreçle ilgili bütün bu komisyonların
teşkiline mesnet teşkil edecek tek olay Korkmaz Yiğit’in
beyanlarıdır. Bunun dışında hiç kimse, benim bu süreçle ilgili
herhangi bir yetki aşımında bulunduğum, bir usulsüzlük, bir
kanunsuzluk yaptığımı söyleyemez. İhaleyi yapan organ bellidir.
İhale komisyonuna da onun bağlı olduğu Merkez Bankasına da bu yönde
telkin, tavsiye, baskı, en ufak bir müdahalede bulunmuşumdur.
Malum, bu ihale daha önce de yapılmış, mafyanın müdahalesine yol
açmış hatta bir kişinin yaralanmasına, bir öldürme teşebbüsüne
kadar uzamış bir olaydı. Bu konuda bana gelen bazı bilgi notları
vardı. Bu çerçevede olaya müdahil oldum. Sadece bu çerçevede oldum,
ihale beni ilgilendirmez. İhaleyle ilgili bir olay vardır onu daha
önce de söyledim. Bunu her yerde söylerim. Benim oradaki müdahalem
kamunun menfaatini korumak içindir. Ben oraya, kamu parası olarak
konan 485 milyon doların üstünde bir fiyatın bu satışta
sağlanmasını şart koştum. Bu ihaleyle ilgili bir olay değildir.
Daha sonra bizim o ihaleyi onaylama yetkimiz vardı. Eğer bu rakam
bulunmazsa bu onayı vermeyiz dedim. Bu eğer suçsa kabul ederim,
bunu her yerde de tekrar ederim. Benim Korkmaz Yiğit’i medyaya
girmeye teşvik ettiğim, onun sayesinde bir medya gücü oluşturmaya
çalıştığım iddiası her türlü mesnetten yoksundur. En ufak akıl,
izan sahibi herkes kabul eder ki, bir gün önce tanıdığım bir insan
ertesi gün sen git gazeteleri al, televizyonları al benim için bir
medya kur şeklinde yönlendirmem mümkün değildir. Ben bir
gazetecinin, size değil de daha öncesi soruşturma komisyonuna
verdiği bir beyanı hatırlıyorum. Benle görüşmesinden bir gün sonra
Korkmaz Yiğit kendisine, benle ilk görüşmesinden, yani 30
Hazirandaki görüşmesinden bir gün sonra 1 Temmuzda kendisine
medyadaki büyük projelerden bahsetmiş “şu gazeteleri alacağım, bu
gazeteleri alacağım, basın kralı olacağım” demiş. Herhalde ben bir
gün önce kendisiyle görüşüp de “tamam sen bu ihaleye gir; ama,
benim için de şu gazeteleri al” diye kendisine bir tavsiyede
bulunmadım. Eğer böyle bir niyetim olsaydı, herhalde bunu, hiç
hayatta tanımadığım, bir gün önce gördüğüm birisi aracılığıyla
yapmazdım. Bunu herhalde başkaları aracılığıyla yapardım. Bunu
yapmam için bir sebep de yok, basınla bir kavgam da yok. Daha
önceki beyanları var, benim basınla aramın iyi olduğunu söylüyor,
gazete patronlarıyla aramın iyi olduğunu söylüyor. Bu işin bir
mantığı yok. Eğer siz bu olaya mantıkla yaklaşacaksanız bu
mantıksızlığı görmeniz lazım. Hukukla yaklaşacaksanız zaten hiç
yanından geçmemeniz lazım. Başkan: Sayın Yılmaz, Sayın Başbakanım,
bu açıklamalarınız benim sorumun karşılığı değil! A.Mesut Yılmaz:
Siz soru sormadınız ki, savunma yapmamı istediniz ben de yapıyorum.
Başkan: Türkbank ihale süreciyle ilgili olarak yaşadıklarınızı,
sorumlu mevkide bir Başbakan olarak o gün, sürecin başlangıcı,
gelişimi ve bitiş noktasını sizdeki kronolojiye göre bir izah
edebilir misiniz, eder misiniz diye soru sorduk! A.Mesut Yılmaz:
Sayın Başkan, oraya da geleceğim; yalnız, anlıyorum ki benim
konuşmamdan rahatsız oluyorsunuz. Başkan: Sayın Yılmaz, rahatsız
olduğumuz yok. A.Mesut Yılmaz: Rahatsız olmazsanız sözümü
kesmezsiniz! Usul budur söz kesilmez. Savunma yapıyorsam savunma
yapıyorum. Başkan: Sayın Yılmaz, şurada anlaşalım. A.Mesut Yılmaz:
Bir şey anlaşmamıza lüzum yok, siz duracaksınız ben konuşacağım.
Siz bana savunma için söz verdiniz, iki defa da sözümü
kesiyorsunuz. Şimdi ben size söyleyeyim. Başkan: Buyrun. A.Mesut
Yılmaz: Ben bu olayla ilgili televizyonda çıktım kamuoyunun
huzurunda konuştum, en detayına kadar anlattım, ondan sonra gittim
mahkemede ifade verdim, ondan sonra araştırma komisyonunda
anlattım, ondan sonra soruşturma komisyonunda anlattım, neticede
olayı dört ayrı mercide bütün detaylarıyla anlattım şimdi burada
ilave edecek hiçbir şeyim yok. Ben size bir not getirdim, yazılı
bir not vereceğim. Bu notta kronolojik olarak tekrar özetliyorum.
Olayın nasıl başladığını, nasıl sonuçlandığını tekrar özetliyorum,
imzalı. Burada bu notu dikkatle okutursanız, okursanız zannediyorum
bütün sorularınıza da cevap bulacaksınız. Şimdi benim sizden bir
talebim var. Bu Türkbank olayı kamuoyunu yeteri kadar meşgul etmiş
bir olaydır. Başkan: Sayın Yılmaz! A.Mesut Yılmaz: Kesmeyin sözümü
Sayın Başkan, bitiriyorum. Başkan: Sayın Yılmaz, burayı ben
yönetiyorum. A.Mesut Yılmaz: Siz yönetiyorsanız benim hakkıma
saygılı olacaksınız, başka türlü yapamazsınız. Başkan: Siz savunma
yapmıyorsunuz, siz başka şey yapıyorsunuz. Eğer yazılı metin
yeterliyse, bizim sorularımıza cevap vermeyeceksiniz. Yazılı
metinde her şeyi açıkladıysanız sizinle ilgili dinleme bölümümüzü
kapatabiliriz. A.Mesut Yılmaz: Siz benim evvela izahımın sonunu
bekleyeceksiniz! Başkan: Sorularımıza cevap verip vermeyeceğinizi
baştan belirtin. Eğer sorduğumuz soruya cevap vermeyecekseniz size
soru sormayalım. A.Mesut Yılmaz: Siz evvela sözümü bitirmemi
bekleyeceksiniz! Ben sözümü tamamlamadım! Başkan: Buyrun. A.Mesut
Yılmaz: Bu mesele yeteri kadar kamuoyunu meşgul etmiştir. Bu
meselenin siyasi bir heyet tarafından karara bağlanması mümkün
değildir. Bu meselenin, siyasi etkilere kapalı olan bağımsız,
tarafsız ve meşru bir zeminde sonuçlandırılması lazımdır. Beni Yüce
Divana göndermenizi istiyorum; talebim budur. Teşekkür ederim.
Başkan: Sayın Yılmaz, komisyonumuz siyasi birç alışma
yapmamaktadır. Önerge doğrultusundaki çalışmalarını, bir sayın
cumhuriyet hükümetine Başbakanlık yapmış ve devlet bakanlığı da
yapmış bir şahsın da hakkını, hukukunu korumak, gerçekleri olduğu
gibi ortaya koyabilecek bir çalışmayı üç ayı aşkın bir zamandır
sürdürüyor, çalışmalarını sürdürecektir, tamamlayacaktır ve konu
üzerindeki elde ettiği bilgi, bulgular neticesinde raporlarını
hazırlayıp Yüce Meclise takdim edecektir. Hiç tereddüdünüz olmasın.
A.Mesut Yılmaz: Size iyi çalışmalar diliyorum. Başkan: Teşekkür
ediyoruz.