Mesleki ve teknik liseler perişan
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yine dert yandı. Mesleki liselere olan ilgisizlik Çelik'i kara kara düşündürüyor. Bakan bu okullarda öğrenci sayısının azaldığını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, mesleki ve teknik okullarda
öğrenci sayısının gittikçe azaldığını kaydetti. Çelik, Milli Eğitim
Bakanlığı (MEB), Gazi Üniversitesi ve Avrupa Komisyonu Türkiye
Temsilciliği tarafından ortaklaşa düzenlenen AB Kopenhag Süreci ve
Maastricht Bildirgesi Açısından Türkiye'de Mesleki Öğretim ve
Eğitimi Bekleyen Zorluklar Uluslararası Konferansı'nın açılışına
katıldı. Konferansın açılışında konuşan Gazi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr.Kadri Yamaç, mesleki eğitim alanında yaşanan sorunlara
değindi. MEB'in, mesleki ve teknik eğitim fakültelerinden mezun
olan gençlerin ancak yüzde 5'ini öğretmen olarak istihdam ettiğini
belirten Yamaç, bunun sorun yarattığını söyledi. AB ülkelerinin
eğitim alanında belirli standartları yakalamak amacıyla yürüttüğü
çalışmalara işaret eden Yamaç, ''Türkiye'nin bu çalışmaların
dışında kalma lüksü olmadığını'' vurguladı. -''PATİNAJ
YAPMAYALIM''- ''Bir ülkenin eğitim politikasının belirlenmesinde
siyasilerin elbette rol oynayabileceğini'' ifade eden Yamaç,
şunları kaydetti: ''Ancak bizi patinaja zorlayacak kaygan zeminler
üzerinde oynamaktansa, hareket etmektense, ülkem ve üniversitem
adına yapılması gerekenleri gerçekleştirmek gerektiği kanısındayım.
Bu konuda ortak zeminler yaratılmasıyla ilgili sorunlar yaşadığımız
açık. Ortaöğretimde ve yükseköğretimde mesleki eğitim son derece
önemli. Bu alan da dahil olmak üzere hepimizi sıkıntıya sokan,
hepimizi gerecek olan konulardan başlamak yerine gevşeme alanları
yaratabilecek daha kolay ve sorunları çözümleyebileceğimiz alanlara
yüklenelim. Zaman kaybına yol açan birtakım sorunların zaman içinde
bu gevşemeyle daha rahat çözülebileceği kanısındayım.''
-''SORUNLARI YOK SAYMAK ONLARI BÜYÜTÜR''- Milli Eğitim Bakanı Çelik
de problemleri görmezlikten gelmenin onları ortadan
kaldırmayacağını belirterek, şunları söyledi: ''Eğer biz
problemleri gün ışığına çıkarıp tartışmazsak, kendi kendimizi
kandırmış oluruz. Onlara yok saymak onları besler ve büyütür. Eğer
mesleki ve teknik eğitim alanında bir problem varsa, mesleki ve
teknik eğitimin yükseköğretim ayağında bir problem varsa bunu
ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde masaya yatırmak ve çözmek
Türkiye'nin yararınadır ve bir parçası olmaya çalıştığımız AB
sürecinde de bunu yapmamız gerekir.'' AB'nin siyasi ve ekonomik
alanda olduğu gibi eğitim, bilim ve teknoloji alanında da güçlerini
birleştirme yoluna gittiğini anlatan Çelik, bu alanda yapılan
çalışmalara ve alınan kararlara değindi. AB ülkelerinin 2010 yılına
kadar gayri safi milli hasılalarının yüzde 3'üaraştırma geliştirme
için ayıracaklarını kaydeden Çelik, böylece rekabet edebilir ve
bilgi temelli bir ekonomi oluşturulacağını belirtti. Bu çerçevede
mesleki ve teknik eğitime önem verildiğini ifade eden Çelik,
Türkiye'nin kendinden önde olan AB ülkelerinden daha fazla
çalışması gerektiğini söyledi. ''Onlar yürüyorsa biz koşmalıyız,
onlar 2. vitesle gidiyorsa biz 4. vitesle gitmeliyiz'' diyen Çelik,
şunları kaydetti: ''Biraz önce sayın rektörümüz ifade etti, biz
artık patinaj yapmamalıyız. Kurumlar olarak, kimin ne gücü varsa
birbirimizin eksikliklerini de tamamlayarak yola devam etmek
zorundayız. Mesleki teknik eğitim sadece ilköğretim, ortaöğretim
düzeyinde bitmez. Sadece çıraklık eğitimi ve ortaöğretim düzeyinde
bu meseleye önem vererek çözemeyiz. Çünkü mesleki ve teknik
eğitimde öğretmenlik yapan insanlar yükseköğretimden yetişerek
geliyorlar. Teknik eğitim fakültelerinin maalesef bugünkü durumu da
iç açıcı değildir. Rektörümüz de ifade etti, buradan mezun
olanların ancak yüzde 5'i öğretmen olarak istihdam
edilebilmektedir. Neden bu kadar az insan alabiliyoruz? Çünkü
mesleki ve teknik okullarımızda öğrenci sayısı gittikçe azalmıştır,
bu okullarımıza rağbet azalmıştır. Şimdi 300 küsür motor
öğretmenimiz fazlayken, torna-tesviye öğretmeni fazlayken, 150
kişiyi daha alıp oturtmak kesinlikle akılcı değildir. Bu
gençlerimiz teknik eğitim fakültelerinden mezun olup iş bulamayınca
bunalıma giriyorlar. İş bulamayan ve bunalıma giren sadeceonlar
değil. 'Ben o okuldan mezun olduktan sonra mühendis olamıyorum,
piyasanın aradığı nitelikte bir teknik eleman olmuyorum' diyen
gençler bu okulları tercih etmemeye başlıyorlar veya bu okulları
tercih eden öğrencilerin kalitesinde düşme meydana geliyor.''
-''BAŞARILI OLANLAR DA MESLEKİ EĞİTİME GİTSİN''- ''Mesleki ve
teknik eğitimdeki kalite probleminin de çözülmesi gerektiğini''
ifade eden Çelik, bu eğitimin sadece el becerisine dayanmadığını
belirtti. Elektrik-elektronik ve bilişim dallarıyla ilgili bir
alana sadece el becerisine sahip olanların alınamayacağını kaydeden
Çelik, özellikle fen konularına yatkın olan çocukların da bu
okullara yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı. ''Başarılı
öğrenciler akademik eğitime gitsinler, başarısı düşük öğrenciler
mesleki ve teknik eğitime gitsinler'' yaklaşımının yanlış olduğunu
belirten Çelik, şunları kaydetti: ''Böyle olduğu zaman mesleki ve
teknik liselerden mezun olan gençler teknik eğitim fakültelerine
gidiyorlar. Zemini sağlam olmayan gençler teknik eğitim
fakültelerinde öğretmenlik eğitimi alıyorlar ve çok başarılı
olamıyorlar. Daha sonra okullara döndüklerinde bu nitelik düşüklüğü
katlanmış oluyor. Mesleki ve teknik eğitimde kendimizi bu çıkmazdan
çıkarmaz zorundayız.'' AB ülkelerinin deneyimli ve vasıflı
kişilerin göçünü desteklediğini ifade eden Çelik, nitelikli
gençlerin Avrupa ülkelerinde daha kolay iş bulabileceklerini,
böylece Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne bu anlamda bir katkı
sağlayabileceğini söyledi. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu
Başkatibi Holger Schröder de Avrupa'da ''sınırları aşan bir eğitim
sisteminin'' yaygınlaştığını belirterek, AB'nin bu yöndeki
çalışmalarını anlattı. Türkiye'de yükseköğretimde merkezi bir yapı
bulunduğunu kaydeden Schröder, bu yapının iş gücüne yönelik bir
yapıya dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.