Mescitle meyhane arasındaki lider
Abone olKendilerini hormonsuz, amatör ruhla siyaset yapan Anadolu çocukları olarak tarif eden BBP liderinden İnternethaber'e çok özel açıklamalar.
ANKARA- Türkiye seçim sathına girdi, yüzde 10
barajı nedeniyle özellikle merkez sağda birlik, ittifak
tartışmaları başladı. Bu çağrıyı yüksek sesle dile getiren isim ise
BBP lideri Yalçın Topçu.
Hasan Celal Güzel, Ali Güngör, Ramiz Ongun, Süleyman Soylu, Numan
Kurtulmuş’un isimlerini veren Topçu, “Ey ‘milletçi siyasi
kuvvetler. Gelin tertemiz 18 yıllık geçmişi olan, üzerinde tek
lekesi olmayan bu zemin üzerinde milli demokrat merkez bir çatı
oluşturalım” diyor.
Milli ve maneviyatçı yönü nedeniyle hem partiye hem de
şahsına büyük ilgi gösterildiğini anlatan Topçu bu ilgiyi de,
“Milli, manevi duruşum hiç kimseye iğreti durmuyor. Adeta
mescit meyhane arasında köprü vazifesi görüyorum"
sözleriyle açıklıyor.
İttifak tartışmalarının merkezindeki isim Topçu
İnternethaber’e konuştu. Merhum Yazıcıoğlu’nun
ölümünden bu yana genel başkan olmasına karşın hiç kullanmadığı
Yazıcıoğlu'nun odasını bize açan BBP lideri Topçu, ittifak
çağrısının nedenleri ve şartlarını Saadet Partisi lideri Necmettin
Erbakan’la yaptığı görüşmeyi, AK Parti’yle yakınlaşma ve yardım
alma yönündeki iddiaları, HSYK seçim sonuçlarını, türban
tartışmalarını ve CHP’deki değişimle ilgili değerlendirmelerini
anlattı.
İşte Topçu’yla yaptığımız sohbetten satır
başları:
- Sayın Yazıcıoğlu’nun ölümünden sonra zor günler
atlattınız. Bugün merkez sağda ittifak iddiaları ile yeniden
gündemdesiniz. Neler oluyor?
BBP, Sayın Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra ömür biçilen bir
parti oldu. Yerel seçim sürecinde acımızdan kurtulup ‘hey millet
seçime gidiyoruz’ diyemedik. Seçim kanunu ve baraj problemi var.
Ama ben BBP lideri olarak bunu problem görmüyorum. Akılla siyaset
yapıyorum, pratiği biliyorum. 16 yaşından beri yöneticiyim.
Geçtiğimiz seçimde önümüze 2 milyon oy koyduk. Ancak şahadet bize
Sivas’ta pik yaptırdı, diğer yerlerde aşağı çekti. 1 milyon oy
aldık. Biz yaşadığımız travmaya rağmen oyları 1 milyona çıkarttık,
şimdi bu 1 milyon oyu 3 katı sıçratma peşindeyiz.
MESCİTLE MEYHANE ARASINDAKİ LİDER
- BBP’nin toplumdaki karşılığı nedir? Bir araştırma var
mı?
BBP’ye büyük ilgi ve sevgi var. Yapılan araştırmalara göre
bölücüler hariç her partinin ikinci partisi durumundayız. Çünkü
benim duruşum birileri gibi değil. Ben milli duruyorum. Bu milli
duruşum da doğudan batıya her yerde tasvip görüyor. Ben maneviyata
önem veriyorum. Bu manevi duruşum hiç kimseye iğreti durmuyor.
Adeta mescit meyhane arasında köprü vazifesi görüyorum.
- Bu sevgi mi sizi 3 milyona taşıyacak?
Evet. Ben bu sevgi sempatinin bedelini istiyorum. Üç şey istiyorum.
Bir, sevginin gereğini yapın. İki rahmetliyi çok sevdiğinizi
söylüyorsunuz. Geride kalanların hepsi yetim. Yetim hakkı diye bir
şey var. Bunun gereğini yapın. Üç ülkenin fotoğrafına bakın. 580
milyar dolar borç, bölücü terör satha yayılmış, Kandil sönmemiş,
İmralı susmamış, sözcüleri de racon kesiyor. Bunda benim değil
Meclis’teki partilerin, 26 yıldır yönetenlerin vebali var.
Ekonomik, bölücü, ahlaki terör devam ediyor. Bunların hiçbirinde
benim vebalim yok. Ellerim temiz. Temiz ellerimi de bu millete
uzatacağım.
- Kendinize güveniniz var ama baraj
sorunu…
Ellerimi uzatırken milletin bana söylediği hassasiyeti de dikkate
alacağım. Milletim bana diyor ki, seni çok seviyoruz ama seçim
barajı var. Hasan Celal Güzel, Ali Güngör, Ramiz Ongun, Süleyman
Soylu, Numan Bey’le görüş diyorlar. Ben de aylardır bunu
dillendiriyorum. Gelin ey ‘milletçi siyasi kuvvetler’ diyorum.
Gelin tertemiz 18 yıllık geçmişi olan üzerinde tek lekesi olmayan
bu zemin üzerinde milli demokrat merkez bir çatı oluşturalım. Seçim
sathı döneminde sözcüyü belirleyelim. Bir manifesto ortaya koyalım,
bir iktidar deklarasyonu yapalım, onun da başbakanını tayin edip
milletin önüne çıkalım.
HİLALLE GÜLÜ MİLLETE GÖTÜRECEĞİM AMA…
-Bu süreçte Sayın Erbakan’la görüşmeniz dikkat çekti.
İttifak yapılacak partilerden biri mi?
Sayın Erbakan’la görüşme bir nezaket ziyaretiydi ama 1.5 saate
yakın da memleketin meselelerini konuştuk. Erbakan’ı da merkez
çatıya davet ettin mi diyorlar. Bunlar işi sulandırmak. Ben hilalle
gülü millete götüreceğim. Bu noktada millet de şu şu kuvvetlerle
birleş, elimi rahatlat diyor. Ben de bu çağrıyı yapıyorum. Buna kim
doğrudur evet bende varım derse başımın üzerinde yeri var.
Ben kaderin gereği bir emaneti aldım. Gücümün yettiği, dilimin
döndüğünce bunun gereğini yapmaya çalışacağım. Siyaseten bir netice
almaya çalışacağım. Aldım aldım… Alamadım… Birilerinin yaptığı gibi
‘taşrada iyiydik, şurada kötüydük’ diye bahane gerekçe bulmam.
Benim bir hedefim var. Hareketi Meclis’e taşımak. Onun gereği
olmadı mı ben millet dalkavukluğu yapmam.
- Ayrılır mısınız?
Tabiî ki. Bahaneyi de başkasına atmaz, başarısızlığı kendimle
alakalı görürüm. Öncelik benim ikbalim değil, milletin istikbali.
İstediğim sonucu aldım mı, almadım mı? Gereğini yaparım, emaneti
teslim ederim.
- Çatı için BBP şart mı, başka çatı olmaz
mı?
BBP’de olması noktasında siyasi, matematiksel bir gerçek var.
Albenisi yüksek, mazisi temiz, denenmemiş 1600 teşkilatı olan bir
partiyiz. Siyasi hakikat BBP’de bu çatı altında biraraya gelmeyi
gerektiriyor.
HORMONSUZ ANADOLU ÇOCUĞUYUZ
- Bu arada AK Parti’ye yakınlaştığınız iddiaları da
var…
BBP kadroları ikbal peşinde olsa ömürlerini verdikleri partiden
ellerini yıkayıp çıkmazdı. Biz Anadolu çocuğuyuz. Katkısız,
hormonsuz, dupduru, amatör ruhla siyaset yapan Anadolu çocukları.
Bizi Anadolu tabiriyle yine harmanda ölçebilirsiniz. Meslek algısı
ile profesyonel değil, amatör bir ruhla milletin istikbali için
siyaset yapıyoruz. Derdimiz ikbal değil. Tabiî ki Türk-İslam
davasının savunucularının Meclis’te olmasını istiyorum, bunun
içinde elimden geleni yapacağım. Ama birilerinin attığı iftira
metotlar ile yapmayacağım. Bu sözleri BBP’nin yükselişine bir çelme
olarak görüyorum.
KARDEŞ ETİ ÇİĞNEDİLER
- Anayasa değişikliğine ‘evet’ dediniz. Bu süreçte
özellikle MHP cephesinden ağır eleştiriler geldi. Ne
diyorsunuz?
MHP benim geçmişte ömrümü verdiğim şerefli bir mazi. Maksadı aşan
kötü sözler söyleyeni bağlar. Bir parti bu kararları alırken
geçmişine, misyonuna bakar, ona göre hareket eder. Biz geçmişimize
bakarak ‘namuslunu millete döndüren tanka selam durmayan bir
anlayış’ olarak yapmamız gerekeni yaptık. İkincisi ben CHP’nin iki
maddeyle ilgili hassasiyetini anladım. CHP kendi egemenlik alanı
daraldığı için ‘hayır’ dedi. Moğultay ve Oktay’ın açıklamaları
ortadayken bu konu üzerinden kardeş eti çiğneyenlerin duruşunu
anlayamıyorum. Bunu da camianın takdirine bırakıyorum.
DEVLETİN İTİBARI KAR ALTINDA
- Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili araştırma komisyonu
çalışmaları ve hukuki süreci yakından izliyorsunuz. Yeni bir
gelişme var mı?
Devlet Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ölümü ile itibarını Keş
dağlarında karların altına gömdü. Bu süreçte milleti sokakta
devletle karşı karşıya getirmedik. O acıyı birilerine örnek
gösterilecek şekilde hukuki ve idari boyutuyla doğru bir sürece
soktuk. Meclis Araştırma Komisyonu, DDK’ya giderek devletin
kayıtlarına taşıdık. Yetkililer kaza, millet ise suikast diyor.
Milletin vicdanındaki ezberi bozmak bürokrasi, siyaset ve hukuka
düşüyor. İddiaları kaza ise ortaya koysunlar.
TÜRBAN TARTIŞMASI SULANDIRILIYOR
- Türban tartışması ilköğretime indi. İlköğretimde türban
olabilir mi?
Konuşuldukça bu işler mecrasından çıkıyor. BBP’nin söylediği net.
Bireysel demokrasi hak ve özgürlükler ileri demokrasi yaşayan
ülkeler seviyesine çıkarılmalı. İlköğretimde türban sulandırma
meselesi. Politik bir argüman olarak kullananları kınıyoruz.
CHP 90 TRİLYONUN HAKKINI VERSİN
- CHP’deki gelişmeleri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
CHP ana muhalefet olarak ülkenin derin bir krizden geçtiği şu
dönemde sağlıklı, pozitif yönde çalışmalı. Temennim iç sorunlarını
aşıp Meclis’te görevlerini yapması. Son aldıkları yardım 90
trilyon. O plazada millet meselelerine çözüm bulsun diye yetki
verilmiş, hazineden para ayrılmış. Orada iktidar mücadelesi doğru
değil bunu aşmaları lazım.