Mescidi Aksaya silahla girdi!
Abone olFilistinli yetkililer, "El Aksa camii yerleşkesine sızmaya çalışan silahlı bir yerleşimci yakalandı" dedi, İsrail polisi ise olayı yalanlayarak şahsın "silahlı değil meczup" olduğunu öne sürdü.
Filistinli kaynaklar, El Aksa Camii yerleşkesine sızmaya çalışan
silahlı bir Yahudi yerleşimcinin, günün ilk saatlerinde, caminin
Filistinli güvenliği tarafından yakalanarak, polise teslim
edildiğini bildirdi. İsrail polisi ise yakalanan kişinin silahlı
olmadığını ve bir "meczup" olduğunu öne sürdü.
Filistin yerel haber ajanslarından Ma'an, cami içindeki görgü
tanıklarına dayanarak, silahlı bir yerleşimcinin, yerleşkenin Bab
el Kattanin yakınlarında, bir merdivenle cami avlusuna yakın bir
binaya girmeye çalışırken yakalandığını bildirdi. Silahlı
yerleşimcinin saat 02.00 sıralarında, bazı Filistinlilerin de
yardımıyla ele geçirildiği belirtiliyor.
Görgü tanıkları, yerleşimcinin otomatik silahının sırtında asılı
bulunduğunu, ancak kaçmaya teşebbüs etmekle birlikte, herhangi bir
şekilde silahını kullanmaya niyet etmediğini vurguladılar. El Aksa
Camii güvenlik görevlileri, silahlı kişinin sabah namazı için
gelenlere saldırı düzenleme amacında olabileceğini de ifade
ediyor.
İsrail polisi ise yakalananın hem silahlı olmadığını hem de akıl
sağlığının yerinde bulunmadığını iddia etti. Polis, söz konusu
kişinin psikiyatri kliniğine gönderildiğini belirtirken, olaylarla
ilgili haberlere yayın yasağı getirildiği de öne sürüldü.
Silahlı kişinin yakalanmasına yardımcı olanlar ise polisin bu
tutumu karşısında şaşkınlığa düştüklerini ifade etti ve
yerleşimcilerin Eski Kent içerisinde silahsız dolaşmadıklarına
dikkati çekti.
Polisin iddiasına Filistinli yetkililer de tepki gösterdi. El Aksa
Vakfının eski yöneticilerinden Adnan Hüseyni, olayın "meczupluk"
denilerek geçiştirilemeyeceğini söyledi.
Filistin Yönetimi'nin eski Kudüs'ten sorumlu bakanlarından Hatim
Abdülkadir de İsrail polisini, bu tür olaylar karşısında
Filistinlilere ve Yahudilere farklı davranmakla suçladı. Söz konusu
olanın bir Filistinli olsaydı hemen gözaltına alınıp hapse
tıkılacağını ve soruşturmaya uğrayacağını anlatan Abdülkadir, böyle
bir olayı düzenleyen bir Yahudi olduğunda ise hemen "meczupluk"
yaftası yakıştırıp hastaneye götürüldüğünü belirtti.
Abdülkadir, İslamın kutsal yerlerine saldırı teşebbüslerinde
bulunanların İsrail tarafından "meczup" diye nitelenmesinin ilk kez
olmadığını, 1969 yılında El Aksa Camii'ni kundaklamaya çalışan
Denis Michael Rohan'ın da aynı şekilde nitelendirildiğini
hatırlattı. Hatim Abdülkadir, polisin bu tutumunun Yahudi
yerleşimcilerine cesaret verdiğini de belirtti.
Kudüs'teki Rum Ortodoks Patriği Attallah Hanna da olayı protesto
ederek, El Aksa Camii'ne yönelik saldırıları protesto etti. Hanna,
camiye yapılacak bir saldırının sadece Müslümanlara değil,
Hristiyanlara da, Hristiyanların kutsal mekanlarına da saldırı
anlamına geleceğini söyledi.
1994 yılında İsrailli aşırı sağcı yerleşimcilerden Baruch
Goldstein, El Halil'deki Halil İbrahim Camii'nde namaz kılanların
üzerine ateş açmış, 29 kişinin ölümüne neden olmuştu.
Bu olayın tüm Batı Şeria'da yol açtığı öfke ve protestolardan sonra
İsrail polisi, camiyi İsrailliler ve Filistinliler için ikiye
bölmüştü.