Mescidi Aksa sonrası İsrail basını kudurdu: Kürt devleti...
Abone olTürkiye'nin Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallere en sert tepkiyi veren ülke olmasının ardından İsrail siyasetinde ve basınında "bağımsız bir Kürt devletini destekleme" çağrıları yapılıyor.
Türkiye'nin Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlal ve
kısıtlamalara en sert tepkiyi veren ülke olarak öne çıkmasının
ardından İsrail siyasetinde ve basınında "bağımsız bir Kürt
devletini destekleme" çağrıları yapılmaya başlandı.
Doğu Kudüs ve Batı Şeria'yı yarım asırdır işgal altında tutan,
uluslararası hukuku hiçe sayarak buralardaki Filistinlilerin
topraklarını gasp eden ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i
Aksa'daki ibadet özgürlüğünü kısıtlamaya kalkan Tel Aviv yönetimi,
"Cam evde yaşayanlar taş atmasalar kendileri için daha iyi olur."
açıklamasında bulunarak Türkiye'ye mesaj vermeye çalışmıştı.
Hüküm sürdüğü 400 yıl boyunca Kudüs'e, tarihindeki en huzurlu
dönemi yaşatan ve tüm semavi dinlerin mensuplarının da haklarını
koruyan Osmanlı Devleti'ne dil uzatmaktan da çekinmeyen İsrail
Dışişleri, "Osmanlı'nın günü geçti. Kudüs Yahudilerin başkentiydi
ve başkenti kalacak." şeklinde bir açıklamada bulunmuştu.
Açıklamada, Türkiye'nin "Kuzey Kıbrıs'ı işgal altında
tuttuğu ve Kürtlere baskı uyguladığı" da öne
sürülmüştü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden
yapılan yazılı açıklamada da, "Erdoğan'ın Kuzey
Kıbrıslılara ve Kürtlere ne diyeceğini görmek ilginç
olurdu." ifadelerine yer verilmişti.
İsrail yönetiminden bu yönde açıklamalar gelirken, basında da bu
konu geniş yer bulmaya başladı.
"KÜRT DEVLETİNİN ZORUNLULUK" OLDUĞU İDDİASI
İsrail'in en büyük gazetelerinden sağcı Jerusalem Post gazetesinde
yayınlanan başyazıda, İsrail'in Türkiye'ye karşı bir Kürt devletini
desteklemesinin "zorunluluk" olduğu iddia edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dünyadaki tüm Müslümanlara
Mescid-i Aksa'yı savunma çağrısı yaptığı ve "İsrail
askerleri Harem-i Şerif-i botlarıyla kirletiyor"
ifadelerini kullandığı hatırlatılan yazıda, İsrail hükümetinin
yukarıdaki Türkiye karşıtı açıklamalarına gazete olarak
kendilerinin de destek verdiği belirtildi.
"Türk lokumuna hayır: İsrail'in Kürt devletini destekleme
zorunluluğu" başlıklı yazıda, "İsrail'in Siyonist
destekçileri, Yahudi ve İsrail devleti olarak bizlerin, Kürtlerin
kendi kaderlerini tayin etme hakkını destekleme yükümlüğümüz
var." ifadelerine yer verildi.
İSRAİL KÜRT DEVLETİNİ DESTEKLEMELİ
İsrail hükümetinden ve basınından gelen bu açıklamalara bir destek
de muhalefetten geldi. Bir önceki hükümette maliye bakanlığı
görevini yürüten ve şimdi muhalefetteki Yeş Adit partisinin lideri
olan Yari Lapid, hükümete Türkiye'ye karşı daha saldırgan bir
politika izlemesi çağrısında bulundu.
Netanyahu'ya rakip olarak gösterilen Lapid, İsrail hükümetinin
"bir Kürt devletinin kurulmasını desteklemesi" ve
sözde "Ermeni soykırımını" tanıması gerektiğini
savundu.
ERMENİ SOYKIRIMINI TANIMAMIZ GEREKİYOR
İsrail basınına yansıyan haberlere göre Tel Aviv'de gazetecilere
açıklamalarda bulunan Lapid, şöyle konuştu:
"Her seferinde bizi daha sert bir şekilde tekmeleyen Türklere
kendimizi sevdirmeye çalışmaktan vazgeçme zamanı geldi. Artık şunu
dememiz lazım: Tamam, anlıyoruz. Şimdi biz de kendi
politikalarımızı uygulamak zorundayız. Şu andan itibaren bağımsız
bir Kürt devletinin kurulmasını destekliyoruz. Ermeni soykırımını
tanımamız gerekiyor. Türkiye ile ilişkilerimiz iyiyken yapmadığımız
her şeyi şimdi yapmalıyız."
Lapid ayrıca İsrail'in Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya
doğal gaz satmayı planladığı boru hattı fikrinden de vazgeçmesi
gerektiğini söyledi.
Lapid, "İsrail kendisine karşı düşmanca hedefleri olan bir
müşteriye bağımlı hale gelmesine müsaade edemez. Türkler, bize her
zaman tekme atacaklarını ve bizim de her seferinde daha fazla tekme
istemeye devam edemeyeceğimizi bilmek zorundalar." dedi.
Yerel basına yansıyan haberlere göre İsrail Emniyet Müdürü Roni
Şeyh de, Mescid-i Aksa'da yaşanan olaylar için İsrail'in haksız
uygulamaları yerine bu uygulamalara karşı çıkan Türkiye'yi
suçlayanlar arasında yer alıyor.
İsrail'in işgal politikalarına ve Mescid-i Aksa'ya yönelik son
ihlallerine en büyük tepkiyi gösteren ülkelerden biri Türkiye
olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve
Dönem Başkanı olarak, uluslararası toplumu Harem-i Şerif'te ibadet
özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaların derhal kaldırılması için
harekete geçmeye çağırıyorum." ifadesini kullanmıştı.