Mescid-i Aksa'yı bekleyen tehlike
Abone olİsrailli uzmanlara göre, Müslümanlar için büyük öneme sahip olan Mescid-i Aksa, heran yıkılabilir.
Yahudiler'in ilk tapınağı olarak kabul edilen Süleyman
Tapınağı'nın kalıntılarını ortaya çıkarmak için İsrail tarafından
Mescid-i Aksa'nın altında başlatılan kazı çalışmalarının, en ufak
bir depremde Müslümanlar için büyük öneme sahip Mescid-i Aksa'yı
yıkacağı iddialarını yıllardan beri sürdüren İslam Dünyası, şimdi
bu tehlike ile karşı karşıya kaldı. El Quds gazetesinde yer alan
habere göre, 11 Şubat'ta Ölü Deniz merkezli Richter ölçeğine göre
5.0 büyüklüğündeki depremde; Kubbetü's-Sahra'nın duvarları
çatlarken, Mescid-i Aksa'nın güneyindeki bazı taşlar yerinden
koptu. Gazete haberinde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin, kutsal
mekanların onarımı için Mescid-i Aksa'nın idaresini elinde
bulunduran özel statüdeki vakfa maddi yardımda bulunduğu
belirtildi. Gazete, İsrail tarafından altında kazı çalışması
yürütülen Mescid-i Aksa'nın ve Kubbetü's-Sahra'nın yıkılma
tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ve acil önlemler alınması
gerektiğini ileri sürdü. Doğu Kudüs'te 3 yıldır araştırmalarını
sürdüren İsrail Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin geçen hafta sonu
yayınladığı raporda, Doğu Kudüs'ün tamamıyle deprem riski altında
olduğu belirtildi. Merkez raporunda, Doğu Kudüs'ün zemininin kaygan
ve çürük olması nedeniyle, İsrail'de meydana gelebilecek büyük bir
depremde buradaki kutsal mekanların yıkılabileceği uyarısında
bulundu. Dünyanın en uzun graben çukurluğu olan ve Mozambik
sınırından başlayarak, Hatay sınırına kadar uzanan 5 bin
kilometrelik Kuzey Afrika Fay Hattı'nın Kudüs'ün doğusundan geçerek
Ölü Deniz üzerinden Suriye'ye ulaştığını belirten İsrail Jeolojik
Araştırmalar Merkezi Müdürü Amos Bein, bilim adamlarının İsrail'de
50 yıl içerisinde büyük bir deprem beklediklerini söyledi. Bu
depremin meydana gelmesiyle Doğu Kudüs'teki 3 dine ait kutsal
mekanların büyük zarar göreceğini, özellikle Müslümanlar'a ait
Mescid-i Aksa ve Kubbetü's-Sahra'nın tamamen yıkılacağını belirten
Amos Bein, "3 yıldır Doğu Kudüs'te sürdürdüğümüz araştırmalarda bu
bölgenin zemininin çok zayıf olduğunu saptadık. Doğu Kudüs olarak
adlandırdığımız eski şehir, yeni şehire göre çok daha fazla riskli
bir durumda. Bu bölgenin zemini sert kayadan değil de çakıl taşı
gibi moloz kaya dediğimiz yapıda olduğu için, depremin oluşturacağı
sismik dalgalardan en fazla etkilenecek yer burası olacaktır.
Burası yakın zamanda büyük bir depremin olacağı aktif bir bölge.
Özellikle Kudüs Belediyesi ve ilgili makamlar, buradaki tarihi
yapılar için güçlendirici önlemler almalıdır" açıklamasını yaptı.
Doğu Kudüs'ün topoğrafik, jeolojik ve toprak haritasını çıkarmak
için son sistem bilgisayarlar kullanıldığını, bu sistemde eski
şehrin altındaki yer altı mahzenlerini ve tünelleri de
hesaplamalarına kattıklarını belirten Amos Bein, "Önlem alınmazsa,
bu bölgedeki birçok kutsal mekan zarar görecek. En büyük risk
müslümanlar için büyük öneme sahip iki camide. Bölgede son 4 bin
yılda 10'dan fazla büyük deprem meydana geldi. İsrail'de son büyük
deprem 1927 yılında Kudüs'ün 15 kilometre Doğu'sundaki Eriha
kentinde meydana geldi ve olayda 200 kişi hayatını kaybetti. 35
milyon yıl önce ayrılan Afrika ve Avrasya tektonik tabakasının
oluşturduğu Mozambik-Suriye Fay Hattı üzerinde bulunan İsrail'de
bilim adamları, 50 yıl içinde büyük çapta bir deprem bekliyor. 1016
yılında Kudüs'te meydana gelen depremde, Mescid-i Aksa ve
Kubbetü's-Sahra tamamen yıkılırken, yerine aynısı yeniden inşa
edildi. İSRAİL MESCİD-İ AKSA'NIN ALTINDA KAZI ÇALIŞMASI YAPIYOR
Yahudi inancına göre Mescid-i Aksa'nın tam altında bulunan Hz.
Süleyman Tapınağı'nı ortaya çıkarmak için İsrail Hükümeti, 1985
yılında kazı çalışmalarına başladı. İsrail, iki kez yıkılan Hz.
Süleyman Tapınağı'nı ortaya çıkarmak için Mescid-i Aksa'nın altında
büyük çapta kazı işlemi gerçekleştirdi. Kazı çalışmaları hala
sürerken, İslam dünyası olaya büyük tepki gösteriyor. İslam
dünyası, İsrail'i, Mescid-i Aksa'nın altını oyarak ufak bir
sarsıntıda kendiliğinden yıkılmasını sağlamaya çalışmakla suçluyor.
İsrail ise, amaçlarının tamamen turistik olduğunu ve tarihi
tapınağın kalıntılarını ortaya çıkararak dünya turizminin hizmetine
sunmak olduğunu savunuyor. Uzun yıllar Kudüs'te çalışan Amerikalı
arkeolog Gordon Franz, daha önce gazetelere bu konudaki
gözlemlerine dayanarak yaptığı açıklamada, "Emin olduğum bir şey
varsa, Tapınak'ı yeniden inşa etmeyi hedefleyen Yahudiler'in o iki
camiyi mutlaka yıkmak istiyor oluşlarıdır. Bu yıkımın nasıl olacağı
konusunda kesin bir fikrim yok, ama olacaktır. Yıkacaklar ve burada
onun yerine bir tapınak inşa edecekler. Ne zaman, nasıl yapılacak
bilmiyorum ama yapılacak" dedi. DOĞU KUDÜS'TEKİ KUTSAL MEKANLAR 4
BÖLÜMDEN OLUŞUYOR Doğu Kudüs olarak adlandırılan Eski Şehir.
Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Ermeni çeyreği olarak 4 parçaya
bölünen eski şehirde, 3 semavi din için kutsal sayılan mekanlar
var. Müslüman çeyreği şehrin güneydoğusunda, Yahudi çeyreği ise
Müslüman çeyreğine bitişik olarak şehrin güney batısında yeralıyor.
Eski şehirde en önemli yerler Müslümanlar için Mescid-i Aksa ve
Kubbetü's-Sahra, Yahudiler için ise ağlama duvarı ve Hz. Süleyman
tapınağı. Eski şehirdeki Müslüman bölümünün tüm idari işleri özel
statü verilmiş bir vakıf tarafından yürütüyor. Haremü'ş-Şerif
(Tapınak Dağı): Üstünde l. ve II. Tapınak'ın yer aldığı Tapınak
Dağı eski kentin güneydoğusunda yer alır. l. Tapınak Hz. Davud'un
oğlu Hz. Süleyman tarafından yaptırıldı. Burası Milattan Önce
586'da Nabukadnezar tarafından tüm kentle birlikte yakıldı. Burada
Kubbetü's-Sahra ve El-Aksa Camii bulunur. Kubbetü's-Sahra:
Haremü'ş-Şe-rif'te, Mescid-i Aksa'nın hemen kuzeyinde bulunur.
Peygamber Efendimiz'in Mirac'a çıktığı zaman atını bağladığı
kayanın ve Hacer-i Muallak diye anılan kayanın üzerini örtecek
şekilde inşa edildi. 691'de Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan'ın
inşa ettirdiği yapı 1027'deki depremde yıkılınca aynı şekilde
yeniden inşa edildi. Kubbetüs's-Sahra'nın kubbesi altın plaklarla
kaplıdır. El Aksa Camii (Mescid-i Aksa): Adı (Mekke'den) "en
uzaktaki cami" anlamına gelir. Hz. Ömer tarafından 638'de camiye
dönüştürüldü. 1027'de cami şiddetli bir deprem sonucu yıkılınca,
1034'te tekrar yapıldı. Haçlılar tarafından kilise olarak
kullanılan yapı, Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü aldığında tekrar cami
olarak açıldı. Cami, İslamiyet'in en kutsal yerlerinden biri.
Yahudi inancına göre caminin altında Hz. Süleyman Tapınağı
bulunuyor. Ağlama Duvarı: İkinci Tapınak'ın sağlam kalan tek
duvarı, bugün Ağlama Duvarı olarak biliniyor. Burası tüm dünyadaki
Yahudiler için en önemli tapınma yeri sayılıyor. Duvar, Mescid-i
Aksa'nın tam batısından aşağıya doğru iniyor. Camide ibadet eden
Müslümanlar'ın, ağlama duvarındaki Yahudiler'i görmemesi için
duvar, avlu seviyesinden daha yüksekte yapılmıştır. Duvarın zemini,
Mescid-i Aksa'nın zeminine göre yaklaşık 30 metre aşağıdadır.