Mesajlaşmaya bayılıyoruz
Abone olEricsson-Türkiye'nin yaptığı bir araştırmaya göre Türkler mesajlaşmaya bayılıyor.
Ericsson-Türkiye, tüketicilerin cep telefonu kullanma
alışkanlıkları araştırmasını açıkladı. Ericsson’un
telekomünikasyonda tüketici eğilimleri analizi, Türkiye’nin mobil
iletişimde son derece canlı ve rekabete açık bir pazar olduğu
ortaya koyuyor. Türkiye’de tüketiciler, cepten internet kullanımına
ve 3G uygulamalarına karşı istekli. Tüketiciler ayrıca, mevcut
mobil operatörünü değiştirmek konusunda hiç de muhafazakar değil;
kullanıcıların yüzde 10’a yakını, uygun tarife vermesi halinde
operatörünü değiştirmeye hazır.
Ericsson araştırmasına göre, Türkiye’de tüketicilerin yüzde 55’i en
az 6 yıldır mobil hat kullanıcısı. Tüm kullanıcıların yüzde 18’si,
çift SIM kart, yüzde 3 ise üç SIM kart kullanıyor. Bunun sebebi,
kimi kullanıcıların farklı operatörlerin ön-ödemeli kartlara
uyguladığı kampanyalardan yararlanmak istemesi.
Türkiye’de tüketicilerin yüzde 20’si faturalı, yüzde 80’si ise
ön-ödemeli hat kullanıyor, gençlerde bu oran 90’a kadar çıkıyor.
Türkiye ön-ödemeli modelin en yaygın işlediği ülkelerden.
Tüketicilerin yüzde 72’si faturasını kendi ödüyor. Bunda fiyat
önemli bir etken, ancak Kulabaş’a göre operatörlerine başarılı ve
agresif kampayalarının payı büyük.
İLETİŞİMİ SEVİYORUZ: SMS
Ericsson
araştırmasına göre, 30 yaş altı gençlerin yüzde 88’i günde en az 1
SMS atıyor. Türkiye, bu konuda İsveç ile birlikte dünya
ortalamasının üstünde. Türkiye’de kullanıcıların yüzde 13’ü günde
10 SMS’ten fazla atarken, yüzde 17’si 5-10 SMS arası, yüzde 26’sı
2-4 SMS atıyor. Kullanıcıların yüzde 54’ü geri SMS atarken, yüzde
24’ü geri arıyor, 9’u ise SMS atıp üstüne telefonla arıyor.
SMS VE ANINDA MESAJ GENÇLİĞİ
SMS’in tüm
Akdeniz toplumlarında popüler olduğuna vurgu yapan Kulabaş,
“İletişimi seviyoruz, ancak bunda ucuzluk ve operatörlerin
ön-ödemeli kartlarda uyguladığı badeve SMS gibi kampanyaların da
etkisi var.” Ancak Kulabaş’ın dikkat çektiği bir faktör de
Türkiye’deki internet alışkanlığı. Kulabaş, gençlerin internette en
çok MSN, icq gibi anında mesaj uygulamalarını kullandığını, cep
telefonunda SMS alışkanlığının da bunun bir yansıması olduğunu
vurguluyor.
SMS’ten sonra, kullanıcıların yüzde 62’sinin rağbet ettiği, zil
sesleri ve diğer polifonik melodilerin indirilmesi gibi servisler
geliyor. Tüketicilerin en az yüzde 55’i de oyun indirme ve müzik
indirme gibi servisleri kullanıyor. Kulabaş bu veriyi, Türkiye’de
katma değerli mobil servislerin büyük bir potansiyeli olduğu
şeklinde değerlendiriyor.
CEP TELEFONU ‘KİŞİSEL ALAN’ DEMEK
Kullanıcıların yüzde 46’sı evdeyken de cepten cebe arıyor, bunun
nedeni cepten cebe aramadaki tarife ucuzluğu. Ancak, cepten cebe
aramada öne çıkan bir faktör de kullanıcıların cep telefonlarını
‘özel alan’ları olarak görmeleri. Kulabaş, kişisellik ve rahatlık
faktörlerinin önemine vurgu yapıyor. Özellikle, ailesiyle yaşayan
veya odasını kardeşiyle paylaşan gençler için cep telefonları özel
alan işlevi görüyor. Gençler, kişisel mesajlarını da sakladıkları
cep telefonlarını, evlerinde de elden bırakmıyorlar.
AGRESİF OPERATÖRLERE REKABETÇİ KULLANICI
Tüketiciler, hangi mobil operatöre geçeceklerini tarife ve kapsama
alanına göre seçiyor. Tüketicilerin yüzde 10’a yakını uygun şartlar
sunması halinde operatörünü değiştirebileceğini ifade ediyor. Bu
oran ABD’de de aynı. Kulabaş, bu veriyi pazarın görece yeni
oyuncuları Avea ve özellikle Vodafon için gelişme alanı olarak
niteliyor.
MOBİL HAT ‘KARASAL’I SOLLAR
Türkiye’de yüzde
61 karasal ve mobil hat, yüzde 16 ise sadece mobil hat kullanıyor.
Bu noktada öne çıkan bir istatistik ise gelecekte Türkiye’de mobil
hatların geleceğini ortaya koyuyor; tüketicilerin yüzde 22’si,
fiyatları aynı olması halinde karasaldan mobile geçmek
niyetinde.
Türkiye yüzde 61’lik karasal/mobil sahipliği ile, karasal/mobil hat
sahipliği karşılaştırmasında İspanya (yüzde 63), İngiltere (yüzde
72), ABD (yüzde 59), Çin (yüzde 63) ve Japonya (yüzde 68) dünya
ortalamasına ulaşmış görünüyor. Türkiye’de sadece mobil hat
sahipliği oranı yüzde 16; bu oran İngiltere’de yüzde 19, İsveç’te
yüzde 15, Brezilya’da 18, ABD’de 15, Çin’de de yüzde 15.
3G’NİN ÖNÜ AÇIK AMA BİR ŞARTLA
Ericsson araştırması, Türkiye’de henüz lisansı çıkmadığı için
operatörlerin hazır olmasına karşın tüketiciye ulaşamayan 3G
uygulamalarına karşı tüketicilerin istekli olduğunu ortaya koyuyor.
Kullanıcıların yüzde 48’si video telefonu, yüzde 47’si cepten
internet, yüzde 38’i mobil TV gibi uygulamalara talep beyan etti.
Ancak, Kulabaş’ın altını çizdiği nokta ise tüketicilerin 3G
uygulamasında kesinlikle tek fiyata limitsiz kullanımdan yana
olduğu, zira katılımcıların yüzde 78’i tek sabit fiyat istiyor.
Kulabaş, her yıl yaklaşık 1.5 milyon ‘teknoloji kullanıcısı’ gencin
mobil pazara dahil olduğunu, bunun da 3G için en azından 5
milyon’luk potansiyel bir pazar yarattığını savunuyor. Kulabaş’a
göre, Türkiye’nin 3G pazarı İsveç, Norveç, Belçika gibi birçok
gelişmiş Avrupa ülkesinin tüm mobil pazarıyla denk bir hacme sahip
olacak.
İKİNCİ EL TÜRKİYE’DE YAYGIN
Türkiye’de
tüketicileri bir cep telefonu modelini 1.9 yıl kullanıyor, yeni cep
telefonu alırken ise marka diğer tüm faktörlerin önünde. Kulabaş,
Türkiye’deki tüketicilerin son derece ‘marka-bilinçli’ olduğunu
vurguluyor. İkinci el cep telefonu konusunda da, Türkiye yüzde 18
ile dünya lideri. İkinci el cep telefonu kullanımında İngiltere ve
Rusya da yüzde 15’te. Kulabaş, Türkiye’de ikinci el cihazların
popülerliğini vergiler dolayısıyla yeni cihazların fiyatının
tüketici alımgücünü zorlamasına bağlıyor.
ANKET KATILIMCILARI VE METODOLOJİ
Ericsson
anketi, 30 kentte 2106 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelerden
hazırlandı. Katılımcı havuzu, farklı sosyo-ekonomik gruplardan,
yaş, cinsiyet ve bölgesel kriterler göz önüne alınarak oluşturuldu.
Yaş aralıkları, nüfusa oranla temsil edilirken, kadın erkek sayısı
eşit tutuldu. Katılımcıların yüzde 35’i çalışan, yüzde 50’si
ilkokul, yüzde 35’i lise, yüzde 15’i ise yüksek okul mezunu olarak
seçildi. Daha sonra bu havuz gençler, çalışanlar ve çalışmayanlar
olarak üç kategoride değerlendirildi.
Kaynak:www.ntvmsnbc.com