Merkez Bankası'dan ihya olanlar
Abone olMerkez Bankası'ndan 2001 Şubat ayında düşük kurdan 5 milyar dolar alan bankalarda ilk sıra yabancıların.
MB’den TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’na gönderilen ve
dalgalı kura geçmeden önce 5 milyar 338 milyon dolar alan bankalar
listesine göre en yüklü alımı 1 milyar 63 milyon dolar ile Citibank
gerçekleştirirken, bu bankayı 764 milyon dolarla Deutsche Bank
izledi. Yabancı bankaların aldığı miktarın 2 milyar 850 milyon
dolar olduğu dikkat çekerken, kriz sırasında MB Başkanlığı görevini
yürüten Gazi Erçel, özellikle 19 Şubat’taki ‘Dövize Hücum’ olayını
daha sonra “Yabancı bankalar vahşice davrandı.” diyerek
tanımlamıştı. MB Başkanı Süreyya Serdengeçti, ‘gizli’ ibaresiyle
komisyona gönderdiği belgede, krizin patlamasından iki gün önce,
19–21 Şubat 2001 tarihleri arasında Merkez Bankası’ndan döviz alan
bankaların ismini tek tek açıkladı. Raporda, doların birim fiyatı
630 bin lira iken Merkez Bankası’ndan krizden iki gün önce 5 milyar
338 milyon dolar çeken ve kriz sonrasında doların 950 bin liraya
yükselmesi sonunda bir gecede dolar bazında yüzde 50 kâr eden 21
banka ve aldıkları dolar miktarı sıralandı. Kriz gecesi dolar çeken
bankalar listesinin başında Citibank yer alıyor. Buna göre, en
yüksek meblağı 1 milyar 63 milyon dolar ile Citibank alırken, onu
Deutsche Bank 764 milyon dolar ve Koçbank 426 milyon dolar ile
izliyor. ABD ve dünyanın en büyük finans kuruluşlarından Citibank,
Türkiye’de 24 şube ile faaliyet gösteriyor. Alman Deutsche Bank’ın
ise ülkemizde sadece bir şubesi bulunuyor. ‘Yabancı bankalar
vahşice davrandı’ Şubat 2001’deki ekonomik kriz sırasında Merkez
Bankası Başkanlığı görevini yürüten Gazi Erçel, cumhuriyet
tarihinin en ağır krizini bir dönem yazdığı Akrep Yazıları’nda
anlatırken, yabancı bankalar konusunda şu yorumda bulunmuştu:
“Türkiye’deki yabancı bankaların sistem içinde yeri yüzde 4 gibi
çok düşük düzeylerde görünse bile döviz hareketlerinin büyük
çoğunluğu kendilerince yönetiliyordu. Klasik bankacılık yerine kısa
vadeli döviz fonlarını yöneterek “az zamanda çok kazanma”
stratejisini benimsemişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nden
dolar hesabıyla 90’lı yıllarda yıllık ortalama yüzde 27 kazanç
sağlamanın dayanılmaz cazibesine kendilerini kaptırmışlardı. Tek
sorunları “Ya bir şey olursa?” idi... Söylentiye dayalı sermayeyi
en iyi şekilde temsil ediyorlardı. Kasım ve Şubat krizlerinde bunun
örneklerini gösterip ülkeyi krizin içine getirip, bırakmada önemli
rol oynadılar. Vahşi küreselleşmenin gereklerini yerine
getirdiler.” Citibank 1 milyar 63 milyon dolar Deutsche Bank 764
milyon dolar Koçbank 426 milyon dolar TEB 411 milyon dolar Yapı
Kredi Bankası 385,7 milyon dolar Chase&Manhattan 332,6 milyon
dolar Osmanlı Bankası 269 milyon dolar Dışbank 258 milyon dolar
HSBC 254 milyon dolar WLB 227,2 milyon dolar Garanti Bankası 199
milyon dolar ABN Ambro 135 milyon dolar Finansbank 121 milyon dolar
İş Bankası 95 milyon dolar Türkbank 90,9 milyon dolar İktisat
Bankası 58,3 milyon dolar Tekstilbank 51,7 milyon dolar CSFB 50
milyon dolar İnterbank 42,3 milyon dolar Akbank 27 milyon dolar
TAIB Bank 25 milyon dolar ZAMAN