Merkel o konuda çark etti!
Abone olMahkemenin sünnet yasağına Müslüman ve Yahudilerden ortak tepki gelince Merkel geri adım attı...
Almanya'da bir eyalet mahkemesinin sünneti "bedensel
yaralama" sayan kararına rağmen Alman hükümeti Yahudi ve Müslüman
grupların bu geleneğe devam edebilmesi gerektiğini
açıkladı.
Başbakan Angela Merkel'in sözcüsü bunun dini özgürlükleri korumak
için olduğunu belirtti.
BBC Türkçe Servisi'nin derlediği habere göre Steffen Seibert,
“Uygun biçimde yapılmış sünnete ceza uygulanmaması
lazım” dedi.
Avrupa'daki Müslüman ve Yahudi gruplar, Köln’deki mahkemenin
sünnetin "bedensel yaralama" sayan kararını ortak bir bildiriyle
kınamıştı.
Köln eyalet mahkemesinin kararı, 4 yaşındaki bir Müslüman çocuğa
sünnet yapan doktorla ilgili davada alındı. Çocukta sünnetten sonra
kanama olmuş ve hastaneye kaldırılmıştı.
Eyalet mahkemesince verilen hükümde sünnetin yaralamaya girdiği ve
ceza gerektirdiği belirtilmişti. Mahkeme, "çocuğun kendi bedeni
üzerindeki tasarruf hakkının, dini haklardan ve alenin çocuk
üzerindeki haklarından daha ağır bastığına" hükmetmiş; tıbbi
gerekçelerle yapılan sünnetler ise bu durumun dışında
tutulmuştu.
Ama Seibert “Hükümetteki herkes Almanya’da Yahudi ve
Müslüman dinin olmasını istiyor” dedi.
Kendisi, hükümetin ivedilikle konuya “yasal açıklık” getirmek için
çalışacağını söyledi.
Sözcü “Bunun geçiştirilecek bir mesele olmadığı kesin. İbadet
özgürlüğüün yasalardaki yeri çok büyük” dedi.
YAHUDİ VE MÜSLÜMANLAR BİRLEŞTİ
Almanya’nın Tıp Derneği, mahkeme kararının ardından doktorların sünnet yapmamasını istemişti.
Mahkeme, “doktorun yaptığı işin hukuka uygun olduğunu sanması ve ceza gerektirdiğinden haberdar olmaması” gerekçesiyle doktorun suçsuzluğuna hükmetmişti. Fakat mahkeme kararını eleştirenler, bunun diğer Alman mahkemelerinde benzer kararlar alınmasına yol açabilecek bir emsal teşkil etmesinden kaygılanıyordu.
Avrupa Yahudi ve Müslüman grupları da sünneti savunmak için birlik olmuştu.
Kınama bildirisini, Avrupa Hahamlık Merkezi, Avrupa Yahudi
Parlamentosu, Avrupa Yahudi Birliği, Almanya Diyanet İşleri Türk
İslam Birliği ve Brüksel İslam Merkezi'nin de aralarında bulunduğu
grupların başkanları imzalamıştı.
Bildiri, “Bizler bu kararı temel dini ve kişisel haklarımıza yönelik bir hakaret olarak algılıyoruz” diyordu.