Merih Demiral'dan bomba Ronaldo anısı! Bakın nasıl tanışmış
Abone olJuventus'ta forma giyen Merih Demiral, ''Portekizce konuştuğumu görünce hemen yanıma geldi. 'Oooo Turco Portekizce konuşuyormuş' falan dedi. Çok sıcak bir insan. Bana yeni Portekizce kelimeler öğretiyor.'' ifadelerini kullandı.
Sezon başında 18 milyon Euro’ya Juventus’a transfer olan
ancak çok fazla forma şansı bulamamasına rağmen A Milli
Takım’ın Avrupa Şampiyonası’na gitmesinde büyük katkısı
olan Merih Demiral, Fanatik'e konuştu.
Sassuolo’da kısa süre oynadıktan hemen sonra Juventus’a
transfer oldun bunu bekliyor muydun?
Juventus dünyanın en önemli kulüplerinden biri, geçmişten bugüne
kadar en iyi savunmacıların top koşturduğu bir ekip ve tabii ki
burada olmak heyecan verici. Bu seviyelere ulaşmak ekibimle
birlikte yola çıkarken hazırladığımız kısa, orta ve uzun vadeli
planların içerisinde yer alıyordu ama açıkça söylemek gerekirse bu
seviyeye bu kadar çabuk geleceğimizi biz de tahmin etmiyorduk.
Juventus’ta çok güçlü defans oyuncuları var kendi
şansını nasıl görüyorsun?
Prensiplerimin başında antrenmanlarda ve maçlarda performansımın
%100’ünü vermek geliyor. Bu prensip sayesinde kendimi hep rahat
hissediyorum. Kadro yapılanmasına da, oynayacak oyunculara da
teknik ekip karar veriyor bu yüzden kendi adıma bir yorum yapmam
doğru olmaz. Ama şunu belirtmeliyim ki hedefim her zaman oynamak
için mücadele etmektir.
Transfer olduktan sonra takım arkadaşlarının sana
yaklaşımı nasıl oldu?
Şunu öncelikle belirtmek istiyorum. Bu süreçte beni en çok
etkileyen olay sağlık kontrolü için J Medical’e geldiğimde takımın
tatilde olmasına rağmen kaptanımız Chiellini’nin yanıma gelip
benimle tanışması oldu. Bu beni çok mutlu etmişti. İlk geldiğim
günlerde Emre abi kulübü tanımam için bana çok yardımcı oldu.
Mental anlamda ise Cristiano hep yanımda bulundu.
A Grubu’nda İtalya, İsviçre ve Galler ile eşleştik neler
söyleyeceksin?
Zor bir gruba düştük. İtalya grubunda hiç maç kaybetmedi. Galler ve
İsviçre güçlü takımlar olmasalar EURO 2020’de olamazlardı. Biz
de çok zorlu bir gruptan başarıyla çıktık. Son dünya şampiyonundan
4 puan aldık. Çok iyi bir jenerasyon yakaladık. Gruplarda
gösterdiğimiz mücadeleyi Avrupa Şampiyonası’nda devam ettirerek
başarılı bir turnuva geçirmek istiyoruz.
Bir yıldır Serie A’dasın. İtalya ile aynı gruptayız.
Senin için ayrı bir heyecan olacak
İtalya güçlü bir ekip. Bunu da grup aşamasında hiç maç
kaybetmeyerek gösterdiler. Turnuvanın açılış maçının İtalya ile
Türkiye arasında olması benim için de güzel bir sürpriz oldu. Her
zaman yaptığımız gibi elimizden gelenin en iyisin sahaya
yansıtacağız. Gruplar belli olduktan sonra soyunma odasında
Chiellini yanıma geldi ve ‘Biz sizden güçlüyüz’ dedi. Ben de
Matuidi ’ye dönerek ‘Biz de Dünya Şampiyonu’nu yendik’ dedim.
Matuidi ise ‘Biz grubu lider bitirdik’ dedi. Hep beraber
gülümsedik. Sporun eğlenceli olan bu tarafını çok seviyorum.
Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde en iyi 11’e seçildin
bununla ilgili neler söylemek istersin?
Benim için takım oyunu hep ön planda oldu. Güçlü bir takım
olduğumuzu Şenol hoca önderliğinde herkese gösterdik. Takımın güçlü
olması benim performansımı da etkiledi. Kısacası benim iyi olmamda
takımın güçlü olması da etkili oldu. Akan oyunda hiç gol yemedik ve
bence bu büyük başarı. En iyi 11’de yer almak benim ve ülkem adına
büyük gurur.
Juventus 11’de maçlara çıkmamana rağmen hep hazır oldun.
Milli maçlarda ayrı bir konsantrasyonun vardı. Bunu nasıl
başardın?
Son 4 aydır dünyanın en iyi oyuncuları ile birlikte antrenman
yapıyorum. Maçlarda oynamasam da yüzde yüzümü veriyorum.
Juventus’ta idmanlar maç temposuna yakın geçiyor zaten. Bu da bu
kadar hazır olmamda etkili ama tabii ki düzenli oynamak en ideal
olanı…
28 numaranın senin için önemi ne?
28 numarayı seçtim çünkü 28 Aralık benim için önemli bir gün. O
tarihte annemi kaybettim. O gün kendi kendime asla pes etmemek
üzerine bir söz verdim ve şükürler olsun ki bugün burada o sözü
tutarak, hayalleri olan çocuklara çalışarak her şeyin mümkün
olduğunu ispatladım.
“Bakanımıza çok teşekkür ediyorum”
Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile olan tanışıklığımız
Alanyaspor’daki günlerime dayanıyor. Aramızda bir abi kardeş
ilişkisi mevcut. Kulübümüz Çin seyahati için her sporcumuza
yapıldığı gibi benim için de vize başvurusunda bulunmuştu. Ancak
kulübümüze benim adıma olumsuz bir yanıt gelmiş. Bu durumun medyada
haber olmasından sonra bakanımız durumu öğrenmiş. Ardından da
herhangi bir zorunluluğu olmamasına rağmen gerekli girişimleri
yaparak vize almamı sağladı. Bu benim için çok önemliydi. Çin’de
oynadığımız Inter maçında görev alma şansı bulmuştum. Bunun için
Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na çok teşekkür ediyorum.
Sezon başında ve şu anda transfer söylentilerine adın
hep karıştı senin düşüncen nedir?
Bu tarz söylentileri sizler gibi ben de takip ettim. Ama benim
röportajın başında da söylediğim gibi prensiplerimden biri her maç
ve antrenmanda performansımın %100’ünü sahaya yansıtmaya
çalışmaktır. Ben bunu yaptığım sürece işlerin benim adıma iyi gitme
olasılığı yüksektir. Ben her zaman ki gibi işime odaklanmaya devam
ediyorum. Transfer ile ilgili bir konu olduğunda da konuyla ilk
süreçte ekibim kulübümle birlikte gerekli görüşmeleri yapar ve
ardından benim dahil olacağım bir durum olursa haberdar olurum.
Torino’ya alışabildin mi, günlerin nasıl
geçiyor?
Sassuolo’da oynadığım 6 ayda genel anlamda İtalya’nın kültürüne
alışmıştım. Bu yüzden Torino’ya alışmam zor olmadı. Torino’nun
merkezinde küçük bir ev kiraladım. Kariyer koçum Tayfun Kıy ile
birlikte yaşıyorum. Ekibim bana her şeyi kolaylaştırıyor. Genelde
antrenmandan eve, evden antrenmana gidiyorum. Akşam idmanım
olmadığında ise evde yemek yeme fırsatımız oluyor. Haftada bir yada
iki gün dışarıda yiyorum. Kısacası evden idmana idmandan eve
gidiyorum.
Ballon d'Or ile ilgili düşüncelerin neler?
Bugüne kadar bu ödülü hiç Türk futbolcu kazanmadı. Bir gün mutlaka
bir Türk futbolcunun Ballon d'Or’u kazanacağına yürekten
inanıyorum.
Ronaldo ile ilk karşılaşman nasıl oldu, aranız
nasıl?
Manchester City'ye giden Cancelo ile Portekizce konuştuğumu görünce
hemen yanıma geldi ve Portekizce konuştuğum için mutlu olduğunu
söyledi. "Oooo Turco Portekizce konuşuyormuş" falan dedi. O günden
sonra hep Portekizce konuştuk. Çok sıcak bir insan. Bana yeni
Portekizce kelimeler öğretiyor. Saha içerisinde ne yapmam gerektiği
konusunda yardımcı oluyor. Yanlış yaptığım şeyler olursa uyarıyor.
Geçmişte Sporting'de beraber çalıştığımız hocalardan konu açılınca
onları konuşuyoruz. Bence Ronaldo dünyanın en iyisi. Onunla aynı
takımda olmak benim için büyük şans!