Mercedes Sosa Tarkan’ı andı
Abone olLatin Kızılderili Mercedes Sosa, 14 Temmuz'da dolunay altında muhteşem bir konserle İstanbul'u salladı...
İstanbul'dan bir Latin Kızılderili Şefi geçti. Dişiydi,
sıhhatteydi, neşeliydi... Dingin dingin, tatlı tatlı yaptı bunu
üstelik... Öğrenmenin sonu yok. İnsan, dolunay vaktinde şükür de
edermiş meğer. Duyanlar duymayanlara uzun uzadıya anlatsın;
Mercedes Sosa, 14 Temmuz 2003 tarihinde İstanbul'daydı. Şimdi,
burada bir destur isteriz. Zira kendileri málum, ‘‘nueva cancion
/yeni şarkı’’nın mucitlerindendir. Arjantin doğumlu (9 Temmuz 1935)
hanımefendi, 60'larda, tüm Latin álemini, en çileli, en darbeli, en
devrimli, en yangınlı dönemlerinde, şarkılarıyla dim mi dik, ayakta
tutmuşlardır. Omurga doğrultmuşlardır. Çok şükür, kendileri de hálá
dişi bir arslan edasıyla, dört taklidi yapan iki ayaktadır.
Muhtemel bu sebepten, belki biraz yorgun olduğundan, kimbilir,
estağfurullah, şüphesiz ki keyfi öyle istediğinden, genel
itibarıyla oturarak, arada bir de kendisini bir lütuf olarak sunup
ayağa kalkarak ve o bedeni keklik gibi sektirerek şarkılarını
terennüm etmektedir. Tekrar edelim ve baştan alalım: ‘‘Sessiz
çoğunluğun sesi’’ '75 senesinde CIA güdümlü bir paranoya sonucunda,
tehlike arzettiği iddiasıyla memleketinde tutuklanmış, 79'da
sürgüne vurulmuş, 82'de muhteşem bir konserle sılaya dönmüş bir
İNSANdır. Gözümüzle gördük, kulağımızla duyduk, sesi hálá 500 SEL
gücünde çıkmaktadır. (500 SEL derken, markalar utansın, biz
tabiattan bahsediyoruz. Sel yani bildiğiniz, nehirdir, çağlar...)
Yeminse yemin de ederiz: Mercedes Sosa, tabak gibi, sapsarı bir
dolunayın altında, izleyenleri coşturdu. Cemil Topuzlu'da -ya da
Açıkhava'da mı deseydik?- sahneye bir Kızılderili Şefi gibi
konuşlanıp, karizmadan yana okey masası kurmuş dört müzisyeni
arkasına alarak, türkülerini okudu, okudu, okudu. Hele ki akustik
gitarda bir Latin güzelliği vardı (Nicolas Brizuela), oooy
oyyy'du... İnsan bedeni gitar çalarken güzelleşirmiş, tatbiki
teşhirde bulundu... Klavyede Popi Spatocco, perküsyonda Ruben Lobo,
bas ve geri vokalde Carlos Genoni vardı. İyi ki de vardı... Ve en
önde ve ortada Mercedes Sosa... Bir ayindi, kutsandık. Hayata
dokunmayı adet edinmiş Sosa, yanılmıyorsak arada bir kendi ellerine
inanamaz edalarla bakarak, sıkça da o ellerle izleyiciyi işaret
ederek, avuç avuç kendinden bahşetti. Mültefitti... İstanbul'dan,
hatta Tarkan'dan bahsetti. Konser çıkışında aldık Compay
Segundo'nun göçünün haberini... Buena Vista Social Club'ın asil
kurmaylarından Segundo, 100 yaşındyaydı gerçi ama çok gençti.
Vakitsiz bir ölümdü. Yıkıldık... Yine de güzel şeylerden bahsedelim
değil mi? Hayattan, Mercedes Sosa'dan... Ne demeli? ‘‘Gracias’’
sizsiniz hanımefendi... Müsaadenizle ‘‘mia corason’’ da demek
isteriz...