"Hangi Meral Akşener'e inanalım?" demiştim
İYİ Parti lideri Fatih Altaylı'ya son
röportajını vermeden önce. Çünkü,
Ayfonkarahisar'da 14-28 Mayıs
seçimlerinde giydiği "ittifak gömleği"ni
yırtıp atan, İstanbul veya
Ankara'da Ekrem İmamoğlu ve Mansur
Yavaş'a kapıları ardına kadar açan siyasi bir figür vardı
karşımızda.
Kılıçdaroğlu için "kazanacak aday
değil" diyen Meral
Akşener "Kumar Masası"na döner dönmez,
"kazanacak aday"ın Kemal Kılıçdaroğlu
olduğunu Habertürk ekranlarında ilan
etti.
O da yetmedi...
"Buyurun Sayın Cumhurbaşkanım" diyerek, yol verdi CHP
liderine.
Afyonkarahisar konuşmasının ardından üç ayrı
açıklama yaptı Meral Akşener; "Dün dündür, bugün
bugündür" siyasetiyle, Süleyman Demirel'e rahmet
okuttu desem yeridir.
Meral Hanım bir kez daha "zikzak"
yapar mi bilmiyorum ama, en tutarlı ve en anlaşılır açıklamasını
evvelki gün Fatih Altaylı'ya yaptı:
- Biz bu partiyi CHP'nin
adaylarını seçtirmek için kurmadık. Seçime her yerde ayrı gireceğiz
İstanbul ve Ankara dahil. İzmir'de Ümit Özlale çalışıyor ve bize
"adayım" dedi. Başarısızlıkta sorumluluk bana ait.
Çok şey anlattı Fatih Altaylı'ya.
İçini döktü...
Ve ilk kez...
İYİ Parti tabanının sesine kulak verdi.
Bir arkadaşım...
Akşener'i izlerken...
Erzurum şivesiyle...
"Ula bu sefer doğri diyir galiba" dedi...
Doğru mu diyor, yoksa el mi yükseltiyor zamanla göreceğiz. Amma
velakin, Meral Akşener zamanında "doğri"
konuşan Yavuz Ağıralioğlu'nu dinlememişti.
"Doğri" konuştu diye, Cihan Paçacı'yı saf
dışı etmişti. Az daha parti sözcüsü Kürşat Zorlu'yu da
harcıyordu...
Kırdı...
Döktü...
Yaraladı...
Kimseyi dinlemedi ve ne yazık ki İYİ Parti'yi
kurduğu günden bugüne, CHP'ye ve Kemal
Kılıçdaroğlu'na çalıştı.
Üstelik eline geçen bir ton fırsatı
teperek...
Ama...
İş işten geçmedi henüz...
Akşener, son açıklamasını her kimin aklıyla yaptıysa İYİ
yaptı.
31 Mart seçimlerinde kaybedebilir, bir tek
belediye kazanamayabilir ama, tek başına İYİ Parti'ye çalışan
lider olarak 2028'ye kadar "güçlü lider" oluverir..
ŞİRİN
PAYZIN ALİ KOÇ'A NEDEN ÇEMKİRDİ?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'a soru
sormuş Şirin Payzın:
- Sorum var ! Dün akşam
Avrupa Şampiyonu olan Voleybol Milli takımımızda benim bildiğim 4
Fenerbahçeli oyuncu var.. Fenerbahçe Başkanı ‘nın final maçına
gitmesi gerekmez mi?? Avrupa Şampiyonluğu final maçını yerinde
izleyip destek vermesi gerekmez mi ? Fenerbahçe Başkanı sadece
futbolcuların başkanı mıdır?
Ne kadar masum bir soru değil mi?
İçinde siyasetin zerresi yok!
Şirin'in o anda soru sorası gelmiş Ali
Koç'a; "Maça niye gitmedin?"
diye.
Ben iyi bir
Fenerbahçeli'yim... Avrupa
Şampiyonu olan kızlarımızı izlerken, Ali Koç hiç
aklıma gelmedi. Hatta o gece Ankaragücü ile
maçımız vardı, "Ali Koç maçta mıdır acaba?" demek
de aklıma gelmedi.
Sonra, haberlerde gördük Ali Başkan'ı...
Tayyip Erdoğan'ın yanında...
Cumhurbaşkanı, Sabancı ailesini ziyaret
ettikten hastane çıkışında Ali Koç'la ayaküstü sohbet
ediyor. Koç'un bir eli de cebinde. Herkes cepteki ele
odaklanırken, Şirin "Niye maça gitmedin?"
deme gereği duyuyor.
Şirin'in asıl derdini yazacağım.
Ama önce Uğur Dündar'ın verdiği cevaba bakalım:
- Şampiyonlukta en büyük
paya sahip Melissa Vargas gibi muhteşem bir voleybolcuyu Türkiye'ye
kazandıran, maddi manevi fedakârlıklarla tüm amatör branşlarda
şampiyonlar yetişmesini sağlayan dünyanın en büyük spor kulübünün
başkanına teşekkür etmek yerine çemkirmek! Ayıptır,
ayıp!..
Evet ayıp!
Ama...
Çemkirmenin sebebi...
Ali Koç'un maça gitmemesi değil.
Ali Koç'un Cumhurbaşkanı
Erdoğan'la fotoğraf vermesidir Şirin'e soru sorduran.
Tayyip Erdoğan'ın Mehmet Ali Yalçındağ ve Ali Koç'la o görüntüsünü
ekranda görmese, Şirin'in aklına soru moru sormak
gelmezdi.
Eeee...
E'si...
Şirin Payzın, "Maça niye gitmedi?"
derken, Ali Koç'a "Erdoğan'la ne işin
var?" diyor aslında... Ben Şirin'in o paylaşımını böyle
okudum.