Meral Akşener'den TÜİK yönetimine 'Şerefinizle istifa edin' çağrısı Hazine Bakanı Nebati'ye 'bostan korkuluğu musun?'
Abone olİYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partinin grup toplantısında konuşuyor. Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin 'dar gelirliler hariç' açık sözlerine "Siz nesiniz o zaman bostan korkuluğu mu?” diye tepki gösterdi... Akşener, TÜİK yöneticilerini de "şerefleriyle istifa etmeye" çağırdı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partinin TBMM grup
toplantısında konuşuyor. Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin
Nebati’nin, “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar,
ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor” ifadesine tepki
gösterdi; “Siz nesiniz o zaman bostan korkuluğu mu?” diye sordu.
İşte Akşener'in açıklamalarından satır başları...
- Bay Kriz ve olağanüstü ekonomi yönetimi sayesinde artık her yeni güne, yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Sabah ekmeğe zam, öğlen elektriğe zam, akşam doğal gaza zam. Gece yarısı benzine, mazota zam. Artık zamla yatıyor, zamla kalkıyoruz…
Nebati'ye: Siz nesiniz, bostan korkuluğu mu?
- Milletimiz güvensizlik içinde yaşarken, saray şürekasına göre her
şey yolunda. Milletimiz yoksullukla boğuşurken, 5 maaşlı, 10
maaşlı, saray danışmanlarının keyifleri, her zamanki gibi
yerinde.
- Ülkede enflasyon, makyajlı hâliyle bile, yüzde 73 buçuk olarak açıklanırken, beceriksizliğiyle göz kamaştıran Nebati Bakan çıkıp ‘Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç, üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor’ diyor.
- Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle bir pişkinlik olabilir
mi? Yokluğa, yoksulluğa mahkûm ettiğiniz insanlarımızla bir de
utanmadan dalga mı geçiyorsunuz? ‘Dar gelirli hariç, diğerlerinin
işleri yolunda’ ne demek? Dar gelirli vatandaşlarımızı, vatandaştan
saymayan, böyle bir umursamazlık olabilir mi? Siz nesiniz o zaman?
Bostan korkuluğu mu? Bu sistem, sizin tercihiniz değil mi? Uçacak
dediğiniz Türkiye, böyle mi uçacak? Yazıklar olsun!
TÜİK yöneticilerine: Şerefinizle istifa
edin
- Neymiş! "Enflasyon düşüş eğilimine girmiş…”
Üretim maliyetlerini yansıtan ÜFE,üç haneli sayılarda, tırmanışa
aynen devam ederken; Nebati Bakan’ın bu sözlerine bakınca,
anlıyoruz ki, TÜİK, sihirli değneğiyle, tez zamanda bu
arkadaşımızın, yardımına koşacak.
- Nitekim, bunun ilk işaretlerini görmeye başladık bile… İlk önce, TÜFE ve ÜFE oranlarından sorumlu, daire başkanını görevden aldılar. Sonrasında, 20 bölge müdürünü değiştirdiler. Şimdi de TÜİK, bu aydan itibaren; Domatesin, patatesin kilosunu ne kadardan hesapladığını, kira fiyatlarını, ne kadardan hesapladığını, yayınlamayacağını açıkladı.
- Nedenleri de neymiş biliyor musunuz? Avrupa Birliği’nden artık böyle bir talep gelmiyormuş… Şu işe bakar mısınız? TÜİK, yitip giden inandırıcılığını, geri kazanmak adına, vatandaşa daha şeffaf olmak yerine, tam tersine, “AB’den artık böyle bir talep gelmiyor, ben de yayınlama ihtiyacı görmüyorum.” diyor.
- Yani; kendisini, bu ülkenin vatandaşına karşı değil, sadece, Sayın Erdoğan’a karşı sorumlu hissediyor. Yani; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kurumu değil de, Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu olduğunu itiraf ediyor.
- Yani; ülkemizdeki kurumsal devlet krizini, bir kez daha gözler
önüne seriyor. Bu vesileyle, bu rakamları belirleyen zevata, bir
çift sözüm var: Açıkladığınız rakamlar, işçinin, memurun,
emeklinin, maaş zammını belirliyor. Ay sonunu getiremeyen
insanlarımızın vebali boynunuzda. Gelin, iki cihanınızı da
karartmayın. Gelin, bu milletin ahını, daha fazla almayın. Ya
görevinizi hakkıyla yapın, ya da millete karşı sorumluluğunuzun
farkındalığıyla, o görevlerden, devlet insanı vakarıyla,
şerefinizle ayrılın.
Sakın unutmayın: Ah ile abat olan, dert ile berbat olur. Benden
söylemesi…
Erdoğan'a İstanbul Sözleşmesi göndermesi
- Hayırdır Sayın Erdoğan İstanbul Sözleşmesi'nin cumhurbaşkanlığı
kararıyla fesih edilemeyeceğini duymak çok mu zoruna gitti? Yarıyı
tamamen vesayetin altına almadığın için çok mu darlandın?
- Bu devlet kimsenin babasının çiftliği değil. Bu kurumlar kimsenin şahsi şirketi değil. Bu kurumlarda çalışan hiç kimse de emir erin değil. Bir an önce kendine gel.
- Sakın aklından çıkarma ne yaparsan yap Türkiye'ye diz çöktüremeyeceksin. İlk seçimde yetkiyi alıp Türkiye'yi içine soktuğun bu kurumsuzlaşma çukurundan evvel allah çekip biz çıkaracağız.
Marmaris Kızılbük koyunda neler oluyor?
- Marmaris Milli Parkı içerisinde bulunan Kızılbük koyunda büyük
bir talan bir doğa katliamı yapılıyor. Rantiyeler yine iş başında.
Buradan kağıt üzerinde çevre şehircilik ve iklim bakanı
olarak geçen gerçekte ise çevremizin şehirlerimizin iklimimizin
tarumarına sessiz kalıp yol veren Murat Kurum'a ve Muğla
Valiliği'ne sormak istiyorum: ÇED raporu gerekli değildir kararını
hangi çıkara hangi amaca hangi çıkar sahibinin amacına hangi
beklentiye göre verdiniz?
- Eğer Muğlamızı sahipsiz milli parklarımızı da kimsesiz zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz millete inat patrona itaat anlayışınızla devriminizin daim olacağını sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Adı Yap işlet devret özü yak yağmala yok et projeleriniz yanınıza kalır diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz.
Erdoğan'a 'sürtük' tepkisi...
- Bir sandıklık siyasi ömrü kalanların acınası çırpınışlarına,
koltuğunu korumak için tüm değerlerini kaybedenlerin hakaretlerine
maruz kaldığımız bir haftayı da geride bıraktık. Artık pis
dillerini öfkelerini açık etmekten çekinmiyorlar. Millete hesap
vereceğine milletten hesap soran, vatandaşların taleplerini
dinleyeceğini kendi taleplerini dayatan kirli bir zihniyetle karşı
karşıyayız.
- Sayın Erdoğan ve arkadaşları sayesinde artık her yeni güne bugün ne olduk diye uyanıyoruz. Bugün acaba hangi konuda suçlandık diye merak ediyoruz. Çünkü sayın Erdoğan milletimize yönelttiği hakaretler yelpazesini genişletmeye devam ediyor. Büyük Türk milleti AK Parti iktidarı nezdinde bir gün hain bir gün terörist bir gün nankör bir gün şükürsüz oluyor. Bu aziz millete çürük ve sürtük dendi.
Bu hakareti denize dökülüşünü unutmayan Yunanlı
yapmadı!
- Bu hakareti denize dökülüşünü unutamayan bir Yunanlı etmedi bu
hakareti geçmiş yenilgisinin karın ağrısını taşıyan bir İngiliz de
etmedi, bu hakareti bu ülkenin cumhurbaşkanı etti. Yazıklar olsun!
Bak sayın Erdoğan sen bu ülkenin cumhurbaşkanı seçildiğinde bir
yemin ettin. Hatırlıyor musun?
- Hani nerede senin yeminin? Hani nerede hürriyet nerede insan hakları nerede adalet nerede Atatürk ilke ve inkılapları. Sen yeminini bozdun! Üstelik ilk defa da değil çok uzun zaman önce bozdun. Kibrinin esiri olup hakikate kör olurken bozdun. İktidar sarhoşu olup gazi meclisimizi vesayetin altına alırken bozdun. Yani 2017 referanduma giderken aziz Türk milletine yalan söyleyerek bozdun.
Sadece karşı mahalle diye bildiklerine hakaret ettin
diye düşündün
- Burdur’da oruç ağzıyla haykıran, bir çiftçi kardeşim diyor ki;
'Ben 14 yaşında evlendim. Kocamdan başka bir erkek görmedim.
Allah’tan başka kimseye biat etmedim. Ben sürtük değilim.
Bize sürtük diyemez, biz halkız!' Ne oldu Sayın Erdoğan? Sadece
şehirli kadınlar kızdı zannettin değil mi? Sadece oyuna talip
olmadıkların öfkelendi sandın değil mi? Sadece karşı mahalle diye
bildiklerine hakaret ettin diye düşündün değil mi? Ama yanıldın,
hem de çok büyük yanıldın.
"Gezi, bizzat senin elinle rayından
çıkartıldı"
- Ben o gün de söylemiştim, bugün de tekrar ediyorum. Gezi,
başlangıcından bizzat senin elinle rayından çıkartılmasına kadar
geçen süreçte; sağcısından solcusuna, muhafazakârından sekülerine,
kadınından erkeğine, yaşlısından gencine, herkesin istibdat
rejimine karşı sergilediği, bir ruh, bir duruş, bir direniştir.
Bu işi tetikleyen ise bizzat iki ayyaş söylemidir. Asıl yeter
artık dedirten iki ayyaş söylemi oldu.
Sana esas dersi, bu aziz millet sandıkta
verecek!
- Sen bu hakaretleri ettikçe çok daha derine batıyorsun. Sen
cumhurbaşkanı olarak bütün milletinin hakkını hukukunu namusunu
şerefini koruyacağına da namusun ve şerefin üzerine yemin ettin. Ne
yaparsan yap bu ruhu yenemezsin.
- Ne kadar sayıp sövsen de işte en sonunda böyle mağlup olursun! Ama hiç merak etme, sana esas dersi, bu aziz millet sandıkta verecek! Edebi de, ahlakı da, saygıyı da, sana sandıkta gösterecek! Sen, 'milletin dili' diye, edepsizliği haklı çıkarmaya çalışadur, Hakaret ettiğin bu aziz millet, sana en okkalı tokadını sandıkta gösterecek!
"Geri sayım başladı, bunun artık dönüşü yok, emin ol,
çok az kaldı!"
- Çünkü birleştireceğine, nefret saçandan Cumhurbaşkanı olmaz!
Çünkü milletin namusunu koruyacağına, namusa dil uzatandan,
Cumhurbaşkanı olmaz! Çünkü devletin varlığına sahip çıkacağına,
kendini devlet yerine koyandan, Cumhurbaşkanı olmaz! Çünkü Türkiye
Cumhuriyeti’nin, şanını ve şerefini yücelteceğine, ayaklar altına
aldırandan Cumhurbaşkanı olmaz! Çünkü vatanın bölünmez bütünlüğünü
savunacağına, vatan toprağını, bir türlü sahiplenemeyenden, kupon
arazi olarak görenden, Cumhurbaşkanı olmaz! Çünkü hukukun
üstünlüğüne, adalete, anayasaya bağlı kalacağına, yandaşa, saraya,
koltuğa bağımlı kalandan, Cumhurbaşkanı olmaz! Ez cümle
sözünden dönenden, yeminini bozandan, emanete hıyanet edenden,
Cumhurbaşkanı hiç olmaz! Aziz Türk Milleti, artık senin gerçek
yüzünü gördü. Geri sayım başladı, bunun artık dönüşü yok. Sandık
geldiğinde, milletimizin kutlu iradesi, seni o sandığa gömecek.
Emin ol, çok az kaldı!