Meral Akşener yüzüğü çıkarıp gösterdi alkış koptu! Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderme yaptı
Meral Akşener grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yüzük göndermesinde bulundu: "Bu yüzüğün sahibi cebinde 10 lirası olmayan gençlere aromalı kahve için diyor, dünyayı gezin diyor!”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, haftalık grup toplantısında partililere seslendi. Akşener grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanlığı adaylığı sürecindeki "İşe bu yüzükle başladım" sözlerini hatırlatarak yüzük çıkarıp gösterdi. Akşener sözlerini şöyle devam ettirdi: "İşe şu yüzükle başlayanlar... Kocasının kendisine taktığı bileziği dava adı altında buraya verenler, maaşından para ayıranlar, çocuğunun rızkından keserek din, islam adına buralara olmayan varından yardım edenler. Bu yüzüğün sahibi ne halde duyuyor musunuz? Nasıl yaşıyor duyuyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi cebinde 10 lirası olmayan gençlere 'Aromalı kahve için diyor' duyuyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi kolunda nasıl bir saat taşıyor biliyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi yerde fakir fukarıyı tekmeleyen danışmanlarına ne kadar maaş veriyor biliyor musunuz?"
Emekli ikramiyesi için 3 bin 700 lira teklif
Akşener konuşmasında emekliye verilecek bayram ikramiyesi ile ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, ikramiye mikrarı ile ilgili şunları söyledi; "İlk verildiği yılda dolar üzerinden güncellemesi yapıldı. Şimdi 3 bin 700 lira verilmesi gerekiyor bayram ikramiyesinin. Ya da ilk verildiği yılın TÜFE, gıda harcamaları cinsinden güncellemesini yaptık. 2018 Mart'ta 385.4'tü. 2022 yılı aynı ayında 1101 olmuş. TÜFE'ye göre bakarsak 2 bin 860 lira emeklilerimize ikramiye verilmesi gerekiyor."
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Aziz milletim, değerli milletvekilleri, sevgili gençler ve kıymetli
basın mensupları; Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Grup
toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Artık ülkemizde, her
geçen gün, bir öncekini aratır oldu. Hatırlıyor musunuz? Bay Kriz,
Şubat ayında ne demişti? Her ayın, bir önceki aydan, daha iyi
olacağını söylemişti, değil mi? Peki oldu mu? Olmadı.
Enflasyon tahminleri
Ben bunların, sıkıştıkça tarih vermelerine bayılıyorum. Damat Bakan
da, “Mart, Şubat’tan daha iyi olacak, hatta Nisan da,
Mart’tan daha iyi olacak.” deyip duruyordu. O bir gece ansızın
gidiverdi, bayrağı kayınpederi devraldı… Sözüm ona, taa geçen yılın
ağustos ayında, enflasyonda en yükseği görecektik, ondan
sonra da, düşmeye başlayacaktı. Peki bu tahmin tuttu mu?
Olağanüstü öngörü yeteneğiyle verdiği, hiçbir tarihin tutmadığı
gibi, bu da tutmadı.
Nitekim, “Enflasyon-loto” furyasına, son dönemde Nebati Bakan da katıldı… Ne demişti? Bu yılın Şubat’ında, enflasyon inişe geçecekti. Geçti mi? Geçmedi. Hatta Şubat ayında, yıllık enflasyon, yüzde 54,44 iken, Mart ayında, son 20 yılın zirvesi görüldü. Yıllık enflasyon, yüzde 61,14'e çıktı.
Baktı ki olmuyor, enflasyon hâlâ yükseliyor; Kendisi bu defa çıktı, “Yaz aylarından itibaren düşecek.” dedi. Geldikleri noktada ise; Vade çok kısa olunca, yalanın da çabuk ortaya çıktığına, ayılmış olsalar gerek; Bay Kriz ve arkadaşları, artık vadeyi uzatmaya başladılar. Nitekim, affını isteyeceği gün, gittikçe yaklaşan Nebati Bakan, bu haftanın başında, “Enflasyon, Aralık ayında düşecek.” dedi. Böylece kendisi, o zamana kadar muhtemelen paket olacağı için, topu, yeni gelecek bakana atmış oldu.
Hatta, bu ciddiyetsiz tutumu yetmiyormuş gibi, bir de üzerine, tüy dikti. Biliyorsunuz bu arkadaşlar, bu sıralar, vatandaşa tavsiye vermeyi, bir alışkanlık haline getirdiler. Tabi Nebati Bakan da, patronunun gerisinde kalacak değil ya; o da fırsatını yakalamışken, vatandaşa çok önemli bir tavsiyede bulundu. Ne dedi? “Sabredin.” Yanlış duymadınız. “Sabredin.” dedi. Gerçekten ibretlik.
Yani, Nebati Bakan aslında diyor ki; “Derin bir yoksullukla mı mücadele ediyorsun? O zaman sabredeceksin.” “Mübarek ramazan gününde, artan gıda fiyatları karşısında eziliyor musun? O zaman sabredeceksin.” “Aldığın asgari ücret, açlık sınırının altına mı düştü? O zaman sabredeceksin.” “2500 liralık emekli maaşıyla, geçinemiyor musun? O zaman sabredeceksin.” “Elektriği, doğalgazı ödeyemiyor musun? Arabana yakıt koyamıyor musun? O zaman sabredeceksin.” İşte size, Bay Kriz ve arkadaşlarının, milletimizi el birliğiyle, içine soktukları ekonomik krize karşı, geliştirdikleri dahiyane çözüm: “Sabretmek.” Yalnız burada enteresan bir durum var: Sabır taşı artık çatlamış milletimize, “sabretmeyi” tavsiye eden bu üstün zekalılar, Konu, 5’li çete ve saray oligarşisi olunca, nedense bambaşka bir yaklaşım sergiliyor. Mesela; Millete gelince, “sabır” diyenler, yandaşa gelince, “Al sana bir maaş daha.” Diyor. Mesela; Emekliye gelince “sabır” diyenler, müteahhide gelince, “Al sana bir ihale daha.” Diyor. Mesela; öğrenciye gelince, “sabır” diyenler, Ak Partili dayısı olan, pudra sevdalısı gence gelince, “Al sana ATM’den maaş kartı.” diyor. Sabırda seçiciliğe bakar mısınız?
Garantili konut satışları
Kira artışı insanları evlerinden çıkmaya itiyor. İnsanlarımız panik
içinde barınma sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Şimdi biz
söyleyince 'Konut satışı rekor yaptı' diye zırvalayacak troller
var. Konut satışı devam ediyor. Vatandaşlık garantili konut
satışlarıyla devam ediyor. Müteahhit zengin etme garantili
projelerle devam ediyor. Bugün ülkemizde ciddi bir konut problemi
yaşanıyor. 'Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim' diyen sayın Erdoğan
ülkemizin potansiyelini dünyaya açmak, dünya piyasalarına entegre
olmak yerine milletimizi yoksullaştırarak adeta bir sömürge valisi
olmayı seçti. Ve sonuç olarak; Bu sömürge sisteminin kazananı,
Bay Kriz, yabancı dostları ve lobiler olurken; kaybedeni ise, ne
yazık ki milletimiz oldu. Yabancılar, geçen sene, ülkemizden
yaklaşık, 59 bin konut satın aldı. Yaşanan talep patlaması,
kiraları da astronomik seviyelere çıkarttı. Bay Kriz’in, akıl dolu
ekonomi politikalarının sonucunda, bugün, bir yabancı için, ayda
birkaç yüz dolar, çok önemli bir para değilken; milletimiz için,
maaşının neredeyse tamamına denk geliyor.
Ve bu ihanetin sonucunda bugün, memleketimizin en güzel semtlerinde, en güzel evlerinde, artık Türk vatandaşları oturamıyor. Bugün Türk vatandaşları, bu ülkenin sahillerine gidip tatil yapamıyor. Bugün gençlerimiz, Bay Kriz’in tavsiye ettiğinin aksine, kendi ülkelerinde gezemiyor. Bütün bunları, sadece yabancı ülke vatandaşları yapıyor.
Bu aziz millet, zengin ülkenin, fakir halkı durumuna düşürülürken; “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya” sözü, maalesef bugün gerçek oluyor. Yazıklar olsun!
Asgari ücreti güncelleyin
Asgari ücretli milyonlarca vatandaşımız evine ekmek götüremiyor.
Asgari ücretleri gelen zamlara göre yeniden güncelleyin
muhteremler. Bu arada 2 bin 500 liraya çıkarttığınız en düşük
emekli maaşını asgari ücret kadar çıkarın. Kimse ayın sonunu
getiremiyor. Vatandaşlarımız bu ağır koşulların altında ezilirken
onları korumakla yükümlü olan devletimiz ise, devlet eşittir
iktidar olduğu için bay kriz ve arkadaşlarının elinde aciz
bırakılmış durumunda.
İşe yüzükle başlayanlar
Artık memleketimizin her yerine yayılan ve gün geçtikçe daha da
derinleşen yoksulluk maalesef hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz
hafta İzmir'deydik.
'Evimde bayat ekmeğim bile yok' dedi ağlayarak oruçlu bir kadın. İnsanlarımıza reva görülen şu tabloya bakar mısınız? Gördüklerimi, duyduklarımı, şahit olduklarımı artık benim yüreğim kaldırmıyor. İktidardakiler nasıl huzurla kafalarını yastığa koyuyor inanın benim aklım almıyor. İşe şu yüzükle başlayanlar... Kocasının kendisine taktığı bileziği dava adı altında buraya verenler, maaşından para ayıranlar, çocuğunun rızkından keserek din, islam adına buralara olmayan varından yardım edenler. Bu yüzüğün sahibi ne halde duyuyor musunuz? Nasıl yaşıyor duyuyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi cebinde 10 lirası olmayan gençlere 'Aromalı kahve için diyor' duyuyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi kolunda nasıl bir saat taşıyor biliyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi yerde fakir fukarıyı tekmeleyen danışmanlarına ne kadar maaş veriyor biliyor musunuz?
Bu harami düzen sürdürülemez. Senin çocuğun gündüz uyuyup senden para istemesin diye utandığında, üniversite mezunu çocuğun iş bulamadığı için 92 puanla mülakatta elenmiş kızın oğlun, defalarca KPSS'ye çalışmış oğlun kızın, ayısı olan dayısı olan bu yüzüğün sahibinin yandaşı olanın çocuğu 58 puanla atanmışsa bu haram düzen, bu kul hakkının dibine varılmış düzen sürdürülemez.