Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı topa tuttu! 'Senin tutuklanıp müebbet hapis alman gerekiyor'
Abone olİYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı. Meclis'e sunulan sosyal medya düzenlemesine tepki gösteren Akşener, "Bu kanunu geriye doğru işletsen senin müebbet alman gerekiyor" dedi. "Bu ülkede vatandaşı birbirine düşürme konusunda hiç kimse senin eline su dökemez Sayın Erdoğan" diyen Akşener, Cumhurbaşkanı'nın çalışma ekibini de "tapınak şövalyeleri"ne benzetti.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İYİ Parti TBMM Grup
Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dezenformasyon
yasası ve ekonomi üzerinden yüklendi. "İktidarın, Meclis’imize
getirdiği bu teklife göre; endişe, korku veya panik yaratacak haber
yapanlar, 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak.
Memlekette, endişeyi, korkuyu ve paniği, sizce en çok kim
tetikliyor?” diye soran İyi Parti lideri, “Mesela, ‘Camide içki
içtiler’ diye yalan söyleyip, milleti kışkırtan kimdi Sayın
Erdoğan. O zaman bu yasaya göre, önce kendisinin tutuklaması lazım”
diye konuştu.
'Önce yandaş medyanı ve beslediğin trol çiftliklerini
dağıt'
Erdoğan’a “Eğer yalan haber yasaksa, önce sabahtan akşama
iftira atan, yalan söyleyen, yandaş kanallarını kapatacaksın.
Bakıp, beslediğin trol çiftliklerini dağıtacaksın” diye
seslenen Akşener, “Bu aziz millet, senin demokrasiye ayar
verme sevdandan da özgürlükleri her fırsatta çiğnemenden de bıktı,
usandı. Sen önce, kendi diline hakim ol. Sen önce, kendi nefretini,
kendi öfkeni dizginle. Sen önce, kendi kapının önünü
temizle” sözleriyle sitem etti.
'Hiç kimse senin eline su dökemez Sayın
Erdoğan'
Akşener, “Yıllardır milletimizi birbirine düşürerek, ‘Sen o’cusun,
sen bu’cusun’ diyerek kutuplaşmadan beslenen sen değil misin? Bu
kanunu, geriye doğru işletsen, senin müebbet alman gerekiyor. Çünkü
bu ülkede vatandaşı birbirine düşürme konusunda hiç kimse senin
eline su dökemez Sayın Erdoğan. Bu kadar basit” ifadelerini
kaydetti. İşte Akşener'in açıklamalarından satır başları:
10 maaşlı danışmanlarla bir hayat...
- Vatandaşla iki kelam bile edemeyen sayın Erdoğan dedi ki
'birileri aç kaldık diyor ya vicdansızlık yapma ne aç kalması aç
kalan falan yok' aynen böyle dedi. Bu sözler bu ülkenin
cumhurbaşkanına ait. En son geçinemeyen insanlarımıza 'şükürsüz'
demişti şimdi de vicdansız olunmuş. Gerçekten ibretlik.
Kimsesizlerin kimi olmak için gel 10 maaşlı danışmanlarla bir hayat
sürdür gerçekten ibretlik.
'Milletiyle bağını tamamen kopartmış bu
arkadaşımız...'
- Biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz. Semt pazarlarında ucuza
sebze alabilmek için akşamı bekleyen, halk ekmek kuyruklarına giren
insanlarımız başka bir ülkede mi yaşıyor. Sarayda oturan milletin
halinden anlamıyor. Milletiyle bağını tamamen kopartmış bu
arkadaşımız artık ülkesinde yaşananları bile bilmiyor. Sayın
Erdoğan ayıptır günahtır. Böyle bir kibir olabilir mi? Hiç mi
utanmıyorsun hiç mi vicdanın sızlamıyor. Bu neyin öfkesi neyin
hırsı neyin inadı. Yazıklar olsun.
Sen ve maaş manyağı yaptığın, tapınak
şövalyelerin...
- Senin varlığını reddettiğin açlığı, gel ben sana anlatayım.
TÜİK’in verilerine göre 'bile' nisan ayında gıda fiyatları, bir
önceki yıla göre, yüzde 89 arttı. Biliyorum. Şimdi sen ve maaş
manyağı yaptığın, tapınak şövalyelerin hep bir ağızdan, 'bütün
dünyada enflasyon var' diyeceksiniz. Ona da cevap vereyim: Mesela,
OECD’nin gıda enflasyonundaki sıralamasına bakalım. Yüzde 90’lık
gıda enflasyonuyla, birincilik bizde. Peki bizi kim takip ediyor?
Yüzde 62 ile iflası çekmiş Arjantin ve yüzde 26 ile
Kolombiya. Yani krizleriyle, enflasyonlarıyla ve ekonomi
yönetimindeki istikrarlarıyla meşhur, Güney Amerika
ekonomilerini bile, geride bırakmışız, hatta fark atmışız.
- 'Aç kaldık' diyene, vicdansız diyorsun ya… TÜRK-İŞ’e göre 4 kişilik bir hanenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken gıda harcaması, geçen seneye göre yüzde 108 artmış. Yani geçen sene, 2897 lira olan açlık sınırı, bu sene 6018 lira olmuş. Yani açlık sınırı toplamda 3121 lira yükselmiş. Peki övünmeye doyamadığın, asgari ücret artışı ne kadar? 1427 lira… Yani açlık sınırındaki artışın, yarısı bile değil. Şimdi söyle bakalım, bu durumda kim vicdansızmış Sayın Erdoğan? Söyle bakalım Bay Kriz, vicdansız kimmiş görüyor musun? Eserinle gurur duyuyor musun? Gördüğün rüyadan, artık uyan! Gerçeklerle artık yüzleş! O saraydan artık çık Sayın Erdoğan! Böyle devlet yönetilmez. Ayıptır, günahtır.
Hiç utanmadan zerre sıkılmadan...
- Beğenmedikleri her şeyi, suç haline getirmeye, yasaklamaya ve
ortadan kaldırmaya bayılan Ak Parti iktidarı; şimdi de sosyal
medyanın, ölüm fermanı sayılabilecek yeni bir kanun teklifiyle
karşımıza çıktılar. İktidara göre en önemli sorunumuz neymiş,
biliyor musunuz? İnternette yayın yapan haber siteleri... Yanlış
duymadınız. Arkadaşların öncelik sıralamasına bir bakar mısınız?
Çözüm bekleyen onlarca sorunumuz varken, hiç utanmadan zerre
sıkılmadan, meclise, sosyal medya kanun teklifi getirdiler.
Beğenmedikleri her şeyi, suç haline getirmeye, yasaklamaya ve
ortadan kaldırmaya bayılan Ak Parti iktidarı, şimdi de sosyal
medyanın, ölüm fermanı sayılabilecek yeni bir kanun teklifiyle
karşımıza çıktılar. Bu durumdan anlaşılıyor ki, bu arkadaşlara
artık yandaş medya kanalları yetmiyor. Televizyonlara,
sipariş yayın yaptırdıkları gibi, gazetelere sipariş manşet
attırdıkları gibi, internet sitelerine de sipariş haber yaptırmak
istiyorlar.
"Bu yasaya göre, önce kendisinin tutuklaması
lazım"
- İktidarın, Meclis’imize getirdiği bu teklife göre; endişe, korku
veya panik yaratacak haber yapanlar, 1 yıldan, 3 yıla kadar,
hapisle cezalandırılacak. Bakın, burası çok önemli… ‘Endişe, korku
veya panik yaratanlar…’ Gelin bir düşünelim… Memlekette, endişeyi,
korkuyu ve paniği, sizce en çok kim tetikliyor? Mesela, ‘Camide
içki içtiler’ diye yalan söyleyip, milleti kışkırtan kimdi Sayın
Erdoğan. O zaman bu yasaya göre, önce kendisinin tutuklaması
lazım.
"En azından Kabataş yalancılarını da tutuklaması
lazım"
Mesela Kabataş yalancılarını besleyip büyüten, onlara kol kanat
geren kimdi? Yine kendisi. Bu durumda, en azından Kabataş
yalancılarını da tutuklaması lazım. Hatta hazır eli değmişken,
mesela terörist başının mektubunu çarşaf çarşaf yayınlayanları,
terörist başının kendisi gibi terörist olan kardeşiyle, Kandil’de
röportaj yaptıran, TRT yöneticilerini de tutuklaması gerekir.
Mesela İstanbul seçimlerinde, 'hile var' diye, yalan haber
yapanları da tutuklaması gerekir.
Önce yandaş kanalları kapat, SADAT'çıları
tutukla...
- Şayet konumuz, endişe, korku ve panik yaratmak ise mesela dizinin
dibinde örgütçülük oynayan, SADAT'çıları da tutuklaması gerekir.
Mesela ‘Cumhurbaşkanına söz söyleyeni keserim’ diyen, ruh
hastalarını da tutuklaması gerekir. Mesela ‘15 Temmuz’un tadı
damağımızda kaldı, apartmandaki götüreceklerimizin listesi hazır’
diyen provokatörleri de tutuklaması gerekir. Neymiş internetteki
yalan haberleri durduracaklarmış. Peki, sarayın yandaş medyasında,
bir tane doğru haber var mı? Yok. Sayın Erdoğan eğer yalan haber
yasaksa, önce sabahtan akşama iftira atan, yalan söyleyen, yandaş
kanallarını kapatacaksın. Bakıp, beslediğin trol çiftliklerini
dağıtacaksın.
Eğer yalan haber yasaksa Merkez Bankası ve TÜİK
Başkanını görevden al
- Eğer yalan haber yasaksa, enflasyon tahminlerinin tamamı yanlış
çıkan emir erin Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alacaksın.
Açıkladığı yalan yanlış enflasyon rakamlarıyla, milleti kandıran
TÜİK Başkanı’nı hemen kapının önüne koyacaksın. Eğer yalan haber
yasaksa, emeklilere ve asgari ücretlilere, 1 Mayıs’ı işaret ederek
zam umudu dağıtan, Çalışma Bakanı’nın affını isteyeceksin.
Sen önce, kendi diline hakim ol; sen önce kendi
nefretini dizginle
- Bak Sayın Erdoğan bu aziz millet, senin demokrasiye ayar verme
sevdandan da özgürlükleri her fırsatta çiğnemenden de bıktı,
usandı. Sen önce, kendi diline hakim ol. Sen önce, kendi nefretini,
kendi öfkeni dizginle. Sen önce, kendi kapının önünü temizle.
İllaki bir ayar vermek istiyorsan, önce kendi çevreni hizaya getir.
- Bu kanunu geriye doğru işletsen senin müebbet alman
gerekiyor
Yıllardır milletimizi birbirine düşürerek, ‘Sen o’cusun, sen
bu’cusun’ diyerek kutuplaşmadan beslenen sen değil misin? Bu
kanunu, geriye doğru işletsen, senin müebbet alman gerekiyor. Çünkü
bu ülkede vatandaşı birbirine düşürme konusunda hiç kimse, senin
eline su dökemez Sayın Erdoğan. Bu kadar basit.
- Siz yalana sığındıkça, biz de sizi gerçekleri
anlatmaya devam edeceğiz
Ancak tabii ki, buradaki amaç çok başka… Bu kanunla ülkemizde
yaşanan sorunları dile getirenleri, Ekonominin kötü gidişatına
dikkat çekenleri, milletimizin gerçeklerini konuşanları,
sığınmacıdan seçmen devşirme projesine karşı duranları susturmak
istiyorlar.
- Siz yalana sığındıkça, biz de sizi gerçeklerle yüzleştirmeye devam edeceğiz. Siz milletin sesini kıstıkça, biz aziz milletimizin sesini duyurmaya devam edeceğiz. Siz George Orwell romanlarına öykündükçe, biz demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Siz hürriyetin karşısında durdukça, biz de inatla, ‘Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!’ demeye devam edeceğiz!
Bir de uzaya gideceklermiş… Eyvah, uzay
yandı
- Evet, bir de başımıza uzay macerası çıktı. Yeryüzündeki her şeyi
hallettiler, bir de uzaya gideceklermiş… Eyvaah. Uzayda maden
ararlar mı? Acaba oralarda orman var mı? Ormanı yakarlar mı? Beşli
çeteye arsa yaparlar mı? Orada da imar değişiklikleri yaparlar mı?
Orada da inşaat yaparlar mı? Eyvah eyvah uzay yandı. Yandı ki ne
yadı!
Döviz kuru uzaya çıktı, enflasyon uzaya çıktı, gıda
fiyatları uzaya çıktı
- Aslında bu, ülkemiz için hayırlı bir gelişme. Ama Ak Parti
iktidarı gibi beceriksizliği adeta kurumsallaştırmış bir kadronun
elinde, uzay yolculuğunun nasıl olacağını varın siz düşünün…
Buradan iktidara sesleniyorum: Siz hiç yorulmayın. Uzaya giden,
gitti zaten. Mesela döviz kuru uzaya çıktı. Mesela, enflasyon uzaya
çıktı. Mesela, gıda fiyatları uzaya çıktı. Hatta Mars’ı geçti,
Jüpiter’e varmak üzere… Siz onların peşinden astronot
göndereceğinize, seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı
gönderiyor, evinize mi gönderiyor, nereye gönderiyor tüm
gerçekliğiyle bir görün.
Atatürk ve İnönü’ye iki ayyaş diyenler, Allah’ın sopası
yok...
- Peki biz bu hâle nasıl geldik? KPSS’den 92 puan alanı eleyen,
yerine de 58 puan alanın, Ak Partili dayısı olduğu için atandığı
mülakat sistemiyle geldik. Atatürk ve İsmet İnönü’ye iki ayyaş
diyenler yahu Allah’ın sopası yok siz kınadığınız her şeyi bugün
birebir yapıyorsunuz. Onları kınarken meğerse onlara imreniyormuş
bunlar. Meğerse 100 sene, 80 sene öncesine imreniyormuş bunlar. O
günün şartların, demokrasinin d’sinin anılmadığı dönemin
şartlarında demokrasiye yolculuk başlatanları, demek ki bizim
başımıza bu demokrasiyi bela ettiniz diye kızıyorlarmış Biz
anlamadık!
Hiç merak etmeyin, çok az kaldı!
- Onlar, kurumsal hafızamızı yok etmeyi cumhuriyet değerlerimizi
hiçe saymayı, devlet geleneğimizi yıpratmayı seçtiler. Hürriyeti
değil, istibdatı seçtiler. Koltuk sevdası uğruna, bilerek ve
isteyerek, Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdiler. İşte tam olarak
bu sebeple biz de 6 siyasi parti olarak önce partilerimiz
bünyesinde sonrasında da genel başkan yardımcılarımız aracılığıyla
birlikte çalıştık. ‘Koltuk İttifakı’ ortaklarının aksine
farklılıklarımıza saygı duyarak, milletimizin ve memleketimizin
ihtiyaçlarına odaklanarak, makulün kaybolduğu bir ortamda, ortak
aklı ve istişare kültürünü çalıştırarak, 28 Şubat 2022’de
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmamızı tamamlayıp Genel
Başkanlar olarak imzaladık.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem nedir?
- Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; “Ben yönetirim” yerine, “biz
yöneteceğiz” diyen, “Ben bilirim” yerine, “makulde buluşacağız”
diyen, “Ben başaracağım” yerine “el ele başaracağız” diyen, “Ben
kazanacağım” yerine “milletimiz kazanacak” diyen bir sistemdir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; Tek adam sistemini ortadan
kaldırıp, zamanın ruhuna uygun bir bakış açısıyla;
Cumhurbaşkanı’nı; Fark gözetmeksizin, tüm insanlarımızı temsil
edecek şekilde, herkesin garantörü bir Cumhurbaşkanı olarak
konumlandıran bir sistemdir. Güçlendirilmiş Parlamenter
Sistem; Cumhuriyet değerlerimizin üzerine inşa edilen, Demokrasiyi
içselleştiren, Hukukun üstün, yargının adil, Meclisin de hem
yetkili, hem de yetkili olduğu bir sistemdir. Güçlendirilmiş
Parlamenter Sistem; bugüne kadar, içi boşaltılan her kurumu
onaracak, kurumsal devlet hafızasını yeniden canlandıracak, her
alanda liyakati esas alacak bir sistemdir. Ez cümle; Güçlendirilmiş
Parlamenter Sistem, Türkiye’ye yakışacak, büyük Türk milletine
yaraşacak, milletçe hak ettiğimiz, güçlü, zengin ve mutlu
Türkiye’nin kapısını açacak yegâne sistemdir. Hiç merak etmeyin,
çok az kaldı!"