Meraktan tıklama, pişman olursun
Abone olBilgisayarın büyüsüne kapılıp dikkati elden bırakırsanız birçok olumsuz durumla karşılaşabilirsiniz.
Bilgisayarın avantajı çok; ama riskleri de fazla. Merakınızın
peşinden sürüklenirseniz bilgisayarımızın arızalanması, hayati
öneme sahip bilgilerin kaybolması veya yüksek telefon faturaları
gibi sürprizlerle karşılaşabilsiniz. Tanımadığımız kişilerden posta
kutumuza gelen meraklandırıcı mesajlar sinsi bir oyunun parçası
olabilir. ‘Allah, Allah bu ne acaba?’ deyip e–maili açtığınızda ay
sonunda yüksek telefon faturalarıyla karşı karşıya gelebelirsiniz.
İnternetin yaygınlaşmaya başladığı ilk günlerde, posta kutularına
insanların ilgisini çekebilecek müstehcen resimler gönderilirdi.
Daha sonra bu resimler link şekline büründü, “tıklayın, binlerce
resimden oluşan arşivimizde gezinin” mesajları çoğaldı. Zamanla
siteler kuruldu, önceleri ücretsiz, ardından birkaç gün geçerli
şifreler üretildi. “Küçük bir elma şekeriyle çocukları kandırmak”
stratejisi yaygınlaştı. Bunları üyelik sistemleriyle çalışan
siteler takip etti. İleride ne gibi taktikler geliştirecekler
bilmiyoruz; ama oldukça profesyonelleştiler. Şimdilerde
meraklandırıcı öğeler içeren linkleri tıklayanların, ellerinde
yüksek meblağlı telefon faturaları ile Telekom müdürlüklerinin
kapılarını aşındırdığını görüyoruz. Sorun, tanınmayan kişilerden
gelen e–postaları merak edip açmakla başlıyor. Tuzak niteliğindeki
linklere tıkladığınızda, ismini bile bilmediğiniz bazı küçük ada
ülkelerinin telefon numaralarına bağlanmış oluyorsunuz. Otomatik
olarak 900’lü numaları çeviriyorsunuz. Size gönderilen link,
modeminiz vasıtasıyla 900’lü bir numara çevirmenizi sağlıyor. Siz
bunu fark etmiyorsunuz. Sitede ne kadar kalırsanız, o kadar
telefonla görüşmüş gibi fatura ödüyorsunuz. Buraya kadar
anlattıklarımız işin maddi boyutu. Bir de, genelde Visual Basic
Script’in uzantısı olan VBS, exe, com, doc, Word ve Excel gibi ofis
dosyalarının uzantıları bilgisayarınıza casus programlar veya virüs
yüklemenize neden olabilir. Bu tehlike internete modem vasıtasıyla
ulaşan, dial–up, yani “çevirmeli ağ” kullanıcıları için geçerli.
İyi de iş yerinden, kurumsal internet bağlantısını kullananlar
rahat mı? Tabii ki değil. Bilgisayara virüs bulaştırma, Trojan gibi
casus programların yüklenmesi kurumsallar için de geçerli. 900’lü
telefonlar kısmının fatura ile ilgili tehlikeli tarafı yok; ama
işyerlerinin internet bağlantısını, internet sayfalarına ev
sahipliği yapan bilgisayarların güvenliğini sağlayan, Ateş Duvarı
olarak isimlendirilen firewall programlar, hangi çalışanın ne gibi
sitelerde gezindiğiyle ilgili bilgiler veriyor. Bu aslında daha
kötü bir durum: İnternette dikkatsizlik sonucu karşılaşabileceğiniz
tehlikelerden biri de bedava yazılımlar. Her zaman “bedava sirke
baldan tatlı” olmuyor. Bedava yazılım sunan sitelerin sayısı
artıyor. Eğer güvenliğinden emin olmadığınız bir site ile karşı
karşıya iseniz hiç program indirmeye kalkmayın. Çünkü normal
hayatta olduğu gibi webde de kimse karşılıksız bir şey vermiyor.
Çoğunluğunu Trojan tipi casusluk programlarının oluşturduğu bu
bedava yazılımı bir defa bilgisayarınıza kurduysanız, artık
programını kurduğunuz kişinin elini kolunu sallaya sallaya
bilgisayarınıza girmesine, bilgisayarınızda yaptığınız
çalışmalarınızı, özel bilgilerinizi almasına izin vermiş
oluyorsunuz. Bu programlar bilgi çalmaya yönelik olabildiği gibi
internet kullanıcılarının davranışlarına yönelik bilgiler de
toplayabiliyor. Bilgisayar kullanıcısının hangi sitelere girdiği ve
ne gibi ürünlerle ilgilendiği takip ediliyor. Bu sayede kullanıcıya
nelerin cazip geldiğini öğrenmiş oluyorlar. Esas problem bundan
sonra başlıyor. Bir süre sonra hiç tanımadığınız kişilerden,
kurumlarda satış ve pazarlamaya yönelik e–postalar almaya
başlıyorsunuz. Diyelim ki sizde “kellik” problemi var. Yani
saçlarınız dökülüyor. İnternette bununla ilgili bilgiler
arıyorsunuz. Hiç beklemediğiniz yerlerden “kellik sorunu” ile
ilgili e–postalar almaya başlıyorsunuz. Kurduğunuz programdan
dolayı mail bombardımanına uğramaya namzet kişi oluyorsunuz. Birçok
konuda istenmeyen veya beklenmeyen e–posta almaya başlayınca da
internet hattınız daralıyor. Çevirmeli ağ kullanıcısıysanız bir
önemli e–posta beklerken hiç abartısız onlarca lüzumsuz e–postanın
gelmesini bekliyor ve fazladan telefon parası ödüyorsunuz. Eğer
işyeri kullanıcısıysanız, bu defa da e–postaları alıp gönderen
bilgisayarı, mail server’ı meşgul ediyorsunuz ve bu olumsuzluk
internet hızını etkiliyor. Yaklaşık 250 internet kullanıcısının
bulunduğu bir işyerinde herkese günlük 10 tane istenmeyen, lüzumsuz
e–posta geldiğini düşünün... Ne yani internet kullanmayalım mı?
Tabii ki interneti kullanacağız; ama dikkatlice. Bilmediğimiz,
tanımadığımız kişilerden bir dosya gelince hemen tıklamayacağız.
Hatta tanıdığımız bir kişiden beklemediğimiz bir eklenti gelince
önce arayıp soracağız, şu mesajı sen mi gönderdin? diye... Çünkü
karşı taraftaki bilgisayara virüs bulaşmış olabilir. Virüs
bilgisayarda yer alan dosyaların giriş kısımlarını bize
gönderebilir. Bu durumda karşımızdaki bilgisayar kullanıcısını ikaz
etmemiz gerekir. ZAMAN