ANKARA Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı da olan Topçuoğlu, Beyin Farkındalık Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, bu haftada beyinle ilgili hastalıklar konusunda toplumsal farkındalığı artıracak çalışmalara ağırlık verdiklerini anlattı.Toplumlarda yaşam süresinin uzamasının da etkisiyle nörolojik hastalıkların görülme sıklığının arttığına işaret eden Topçuoğlu; alzaymır, parkinson, migren, ALS, SMA gibi hastalıkların en sık görülen nörolojik hastalıklar içerisinde yer aldığını belirtti.Beyin sağlığını koruma, beyinle ilgili hastalıklara karşı erken teşhis ve tedavinin önemi hakkında bilgi veren Topçuoğlu, "Beyin diğer organlardan biraz farklı. Beynimizde bulunan 86 milyar nöronun birbiriyle karşılıklı kurduğu çok iyi ilişki bizi de biz yapıyor. Yürümenin, konuşmanın dışında sevgi, kaygı gibi duygularımız, gelecek planlarımız ayrıca kalp atışı, nefes alma gibi otonomik fonksiyonların tamamı beyin tarafından gerçekleştiriliyor" diye konuştu.Prof. Dr. Topçuoğlu, bu fonksiyonların yerine getirilebilmesi için beyin ve özellikle beyin damarlarının sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: "Beyin damarlarının sağlığı için en önemli unsur kişinin rakamlarını bilmesi. Herkes kilosu, boyunu bilir ama kan basıncı değerini, kan şekerini, iyi ve kötü kolesterol düzeylerini, günlük tuz tüketim miktarını, diyette alınan kaloriyi, bel çevresi kalınlığını, günlük yürüyüş süresini bilmek de önem taşıyor. Ayrıca sigara kullanmamak çok önemli."Özellikle ileri yaşlarda kitap okumak, bulmaca çözmek, sosyal aktivitelere katılmak gibi faaliyetlerin sürdürülmesinin de beyin sağlığını koruduğunu aktaran Topçuoğlu, tüm bu unsurları kısaca 'beyin check-up'ı başlığı altında tanımladıklarını ve bunun ihmal edilmemesi gerektiğini dile getirdi.Prof. Dr. Topçuoğlu, kişilerin dalgınlık, unutkanlık, vücutta uyuşma gibi önceden olmayan belirtilerin ortaya çıkması durumunda da doktora başvurmasının önem taşıdığını ifade etti.Prof. Dr. Topçuoğlu, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) beyin üzerinde uzun dönemli etkileri olup olmadığına yönelik de değerlendirmelerde bulundu.Kovid-19'u ağır geçiren hastalarda bütün vücut gibi beynin de bu süreçten etkilendiğini ama farklı şiddetli hastalıklarda da aynı durumun görülebildiğini belirten Topçuoğlu, "Beynimizdeki 86 milyar nöron içerisinde Kovid-19'un içeriye girişini sağlayacak reseptörler bulunmuyor. Fakat virüs bu bölgedeki damarlar ve destek hücrelerinde bulunabiliyor. Dolayısıyla beyin indirekt şekilde etkileniyor ama beyin iltihabı ve diğer açılardan bir etkilenme söz konusu değil" dedi.Özellikle ağır olgularda hastalık sonrası 'beyin sisi' olarak adlandırılan konsantrasyon eksikliği, düşünce süreçlerinin zayıflaması gibi şikayetlerin ortaya çıkabildiğine dikkati çeken Topçuoğlu, bunların geçici durumlar olduğunun altını çizdi.Topçuoğlu, Kovid-19'un beyin üzerinde uzun dönemli, kalıcı hasarlara yol açıp açmayacağının tıp çevrelerince hala tartışıldığını, net bir kanıya henüz varılamadığını anlatarak şunları kaydetti: "Şu anda ibre Kovid-19 açısından beynin, akciğer gibi diğer organlara göre biraz daha şanslı olduğu, beynin bu süreçten daha düşük düzeyde etkilendiği yönünde. 2 yıldır pandeminin uğultusu altında yaşıyoruz, bugüne kadar çok vaka gördük. Eğer beyin üzerinde sık görülen, hepimizi korkutacak ciddi bir etkilenim olsaydı şimdiye kadar belirtileri de fazlasıyla görülürdü. Çok şükür bu yönde belirtiler yok."