Menderes'e meğer bunları da yapmışlar
Abone olGazeteci Erdal Şen'in piyasaya yeni çıkan "Yassıada'nın Sessiz Tanıkları" kitabında hiç bilmediğimiz ayrıntılar yer alıyor..
Gazeteci Erdal Şen'in piyasaya yeni çıkan "Yassıada'nın Sessiz
Tanıkları" kitabı, o dönemi yaşayan 'son tanıklar'ın anlatımlarıyla
birçok olayı açığa çıkarıyor. Adnan Menderes'le birlikte
Yassıada'da tutuklu olan DP'li vekillerden hayatta kalanlar ve
Menderes'in A takımı sayılabilecek Yassıada mağdurlarının
yakınlarından oluşan 30 aile ile yaptığı röportajlar Zaman
Kitap'tan yayınlandı. Her bir ailenin anlattığı ayrıntılar
yıllardır ortaya çıkartılmamış birçok olayı deşifre eder mahiyette.
Ailelerin dile getirdiği hatıralar, 50 yıldır Türk siyasi sistemi
üzerindeki kaotik durum ve çatışmaların başlangıcıyla ilgili hayati
ipuçları veriyor.
Kitaptaki en dikkat çekici iddialardan birisi de hala hayatta olan
dönemin DP Bilecik Milletvekili Mehmet Erdem'e ait. Erdem,
Menderes'in duruşmalardaki halini anlatırken, "Pek normal değildi
ki. Mahkemeye gitmeden sabah basıyorlardı iğneyi" diyor. İğnenin ne
olduğunu da, "Müsekkin iğnesi. Teskin edici, uyuşturucu. Doğru
dürüst kendini savunmasın diye. Askerlerden görüp acıyan oluyormuş,
bizim arkadaşa anlattıklarından duyuyorduk biz de." sözleriyle
ifade ediyor.
Dönemin İstanbul Belediye Başkanı Kemal Aygün'ün kızı, Mehmet Ali
Bayar'ın annesi Baysan Bayar da babasının tanıklığına dayanarak
şunları söylüyor: "Adnan Bey'in sabahlara kadar uyutulmadığına
babam şahit. Babam hemen yan koğuşunda yatıyormuş. 15 dakikada bir
gelip Adnan Bey'i uyandırırlarmış. Dinlenip mahkemelerde
konuşamasın' diye. Kalk diyorlar, uyutmuyorlar, hakaret, tahkir,
bağırma. Hepsine şahit olmuş babam." Bayar, babasının Bizans
mahzenlerinde 19 gün boyunca soğuk suyun içinde tutulmasını da
duygulanarak anlatıyor.
TARIK GÜRYAY MENDERES'E TOKAT ATMIŞ
Kitabın önsözünü Ekrem Dumanlı kaleme aldı: Kitabın
okurları, 1960'da yaşanan darbeden sonra 1961'e kadar ülkenin asker
ve basın tarafından nasıl yönetildiğini, yargının nasıl çaresiz
hale getirildiğini, masum insanların hiç olmayacak suçlamalarla
nasıl baskı altına alınmaya çalışıldığını hayretler içinde okuma
imkanı bulacak. Bana göre bu dramın şahitlere bizlere Yassıada'nın
bütün şifrelerini deşifre ederek yaşanan acıların büyüklüğünü
anlatıyor. Onlara kulak kesilmemiz ve anlatılanları bir daha
unutulmasın diye etrafımızdakilerle paylaşmamız önemli bir
vazifedir.
HASAN POLATKAN'IN ELİNDE SİGARA SÖNDÜRMÜŞLER
İşte tüyler ürpertici anılardan bazıları:
Kitaba söyleşi verdiği sırada hala hayatta olan Celal Bayar'ın
damadı Yassıada'da tutuklu olan DP'li vekillerden Ahmet İhsan
Gürsoy'un aktardığı bir hatıra iç burkuyor. Gürsoy, Yassıada
Komutanı Tarık Güryay'ın traş olmakta geç kaldığı için Adnan
Menderes'e elinin tersiyle tokat attığını söylüyor.
Hasan Polatkan'ın eşi Mutahhare Polatkan: ...elinin üzerinde bir
ben olduğunu gördüm. 'O ne' diye sordum. 'Yok hiçbir şey' dedi ve
elini sakladı. İdamından çok sonra arkadaşlarından öğrendim ki
elinin üzerinde sigara söndürmüşler. Eşimin elinin üzerinde sigara
söndürmüşler.
Fatin Rüştü Zorlu'nın kızı Sevin Hanım'ın henüz hayattayken Erdal
Şen'e verdiği röportajda ilginç bir iddia da bulunuyor. Zorlu'nun
söylediğine göre idamlar eksik imzayla yapıldı: "Babamı daha idam
için gereken imzalar tamamlanmadan infaz ettiler." Sevin Zorlu
ayrıca babasının Adnan Menderes'e darbeden altı gün önce söylediği
bir sözü aktarıyor: "Bir komplo var. Beni Milli Savunma Bakanı yap.
Ethem Menderes'i de Dışişleri Bakanı. Bu komployu çözeyim."
"BABAMI ASTILAR ÜSTÜNE CELLAT KİRASI İSTEDİLER"
Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes: Babamı asan
cellatın kirasını da astıkları ipin parasını da bizden aldılar.
Adnan Menderes'le görüşebilirsiniz diye bize resmi bir yazı geldi.
Annemle birlikte sevinç içinde Ankara'dan İstanbul'a gittik.
Yassıada'ya geçmek için bindiğimiz vapurdan son anda indirdiler.
"Siz zaten görüşmüşsünüz" dediler. Maksat eziyet etmekti.
Tevfik İleri'nin eşi Vasfiye Hanım: Eşim Yassıada şartlarından
dolayı genç yaşında kanser oldu. Yassıada'da idam edilmedi ama
Menderes'ten üç ay sonra gönderildikleri Kayseri Cezaevi'nde üç ay
içinde hayatını kaybetti. Eşimin arkasından ağlayan hemşire için
soruşturma bile açtılar.
Lütfi Kırdar'ın oğlu Erdem Kırdar: Salim Başol'un tavrı yüzünden
ifadesini verirken babam Yassıada'daki mahkeme salonunda kalp krizi
geçirip öldü. Babamın İstanbul'da seveni çoktu. Cenazesine çok
büyük bir kalabalık katıldı. Ama çekemedikleri için o cenazeye
katılanlara bile mezar davası açtılar.
"BABAMI YASSIADA'DA İŞKENCE EDERKEN ÖLDÜRDÜLER"
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'ın oğlu
Emre Oktay: Daha duruşmalar bile başlamamıştı. Babamı sık sık
Bizans mahzenlerine götürmüşler. Rahatsızlanıp revire kaydırıldığı
halde bir daha götürmüşler. Sonra cenazesi geldi oradan. Ama kalp
krizi dediler. Babamı Yassıada'da işkence ederken öldürdüler. 27
Mayıs yargılanmalı.
Adnan Menderes'in avukatlarından Talat Asal: Menderes'in avukatı
olarak benim Beyoğlu'nda yürümem bile yasaktı. İlgi odağı oluruz
diye çekiniyorlardı. Öyle komik yasaklar vardı ki, Yassıada'dakiler
için kurtarma teşebbüsüne yol açar diye "Ada sahillerinde
bekliyorum" şarkısını da yasakladılar.
DEMOKRAT PARTİLİ VEKİL EŞLERİNDEN TAKSİ ŞÖFORLÜĞÜ YAPANLAR
VARDI
Dönemin Milli Savunma Komisyonu Başkanı Emekli Paşalardan Zihni
Üner'in oğlu Ersin Üner: Geçinebilmek için taksi şoförlüğü yapan
Demokrat Partili vekil eşleri vardı.
Yassıada'da yatan isimlerden Gıyasettin Emre: Tutuklular arasında
Hava Kuvvetleri Komutanı Tekin Arıburnu da vardı. Çanakkale'deki
meşhur 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey'in oğlu. Askerler
onun üzerini eşek yapıp binerlerdi.
1950- 54 arasında Genelkurmay Başkanlığı yapmış Nuri Yamut'un
çektiklerini de DP'li Kemal Sinanoğlu'nun oğlu Niyazi Sinanoğlu
aktarıyor: Eski Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut'u merdivenlerden
yuvarlayarak götürmeleri hala gözümün önünde. O vatanperver adam
üç-beş ay sonra Yassıada'da öldü
YASSIADA'DA DOĞAN ÇOCUK
Yassıada'daki 7 bayan milletvekilinin hikayelerine de
yer veriliyor kitapta. Röportaj verenlerden biri Yassıada'da doğan
DP'li Necla Tekinel'in oğlu Mehmet Tekinel: Annem DP'li mebus
olarak Yassıada'ya götürüldüğünde yeni hamileymiş. Orada dünyaya
geldiğim için yakınlarımız bana 'Yassıadalı Mehmet' derdi. Ama
annemi emzirmeme izin vermemişler ve beni ondan ayırmışlar.
Yassıada'nın Sessiz Tanıkları darbenin nasıl yapıldığıyla ilgili de
deşifreler yapıyor. Menderes'in bakanlarından Arif Demirer'in oğlu
Mehmet Arif Demirer'in tahlilleri ilginç: 27 Mayıs bir tertipti;
darbe yapma kararı verdiklerinde Türkiye en iyi günlerini
yaşıyordu