Menderes de AK Parti'ye yüklendi
Abone olAKP'nin siyasal bir kimliğe sahip olmadığını beliriten Menderes, partinin kendisini gizlediğini öne sürüyor.
AKP kendini gizliyor
Aydın Menderes: AKP, ne olduğunu değil, ne olmadığını söyleyerek iktidara geldi. Muhafazakar Demokrat kavramı tutmadı ve onları kerameti kendinden menkul şeyh durumuna düşürdü
Merkez Sağ'ın ağır toplarından Aydın Menderes'ten de, siyasetin bu cazibe merkezi hakkındaki görüşlerini aldık. İşte Menderes'in görüşleri:
- Milliyetçilik, muhafazakarlık ve liberalizm sağın ortak kavramlarıdır. Bu kavramları şu şekilde açabiliriz: Devletin bağımsızlığına, ulus-devlete, üniter-devlete, Türkiye'nin devlet, millet ve vatan olarak bölünmez bütünlüğüne sadakatle bağlı olmak ve Türk milletinin kendi kimliğini en hür bir şekilde geliştirmesine ve yine aynı şekilde kendi hayat tarzını sürdürmesine destek vermek.
- Merkez Sağ?
MENDERES: Sağın ortak kavramlarına Merkez Sağ'ın laik, demokrat, insan haklarına saygılı bir sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne en ufak tereddüde mahal bırakmayacak şekildeki sadakatini ekleyecek olursak Merkez Sağ'ın yapısını ve sınırlarını aydınlatmış oluruz.
Merkez Sağ yukarıda söz konusu olan sağın ortak kavramlarını kendine özgü bir şekilde özel terkib meydana getirmiştir. Buna günümüzün moda tabiriyle Merkez Sağ'ın kendine özgü kimyası diyebiliriz.
- Kendilerini 'Merkez'in partisi' diye isimlendirenler?
MENDERES: Kapatılan MHP ve Refah Partisi bunun örnekleridir. Dikkat edilecek olursa AKP de başkalarının kendisini Merkez Sağ'da göstermesine karşı çıkmamakta ama kendisinden bahsederken Merkez Sağ yerine 'Toplumsal Merkez'i tercih etmektedir. Siyasi partileri tasnif için kullandığımız sağ ve sol ekseninde yer alan merkez kavramı herhangi bir siyasal muhtevaya tekabül etmeyen, sadece mantıksal bir kavramdır. Merkeze ne kadar yakın olurlarsa olsunlar yine de bu merkezin ya biraz sağında ya da biraz solunda yer almalarındaki zorunluluğu gözardı etmemiz gerekir. Bir siyasal partinin bu gerçeği bir kenara atıp kendisini ısrarla 'merkez parti' ilan etmesinin altında, bu partinin bilinçli veya bilinç dışı bir şekilde kendini gizleme eğilimi vardır. Merkezin ve onun değişik bir versiyonu olan 'Toplumsal Merkez'in ısrarla ön plana çıkartılmasının örtülü bir faşizan eğilime de işaret ettiği söylenebilir.
- Merkez Sağ'da boşluk?
MENDERES: Merkez Sağ'da boşluk değil kriz vardır. Bu krizin doğum tarihi 24 Ocak 1980 ekonomik istikrar tedbirleridir. Özellikle 12 Eylül'den sonra bu tedbirler tamamen içselleştirilmiş, 24 yıldır devam eden bir ekonomik politikaya dönüşmüştür. 24 Ocak 1980'den sonra egemen paradigma serbest piyasa ekonomisi, egemen uygulama ise ihracat teşviki oldu. Ama bu tarihten sonra ekonomik büyüme tökezledi. Sosyal adalet yok oldu.
- Bu kadarla sınırlı değil herhalde?
MENDERES: Tabii.. Gelir dağılımı giderek dar ve orta gelirliler aleyhine şiddetle bozuldu. Ekonomi sürekli olarak büyük bir krizden başka bir büyük krize doğru savruldu. Ülke büyük bir iç ve dış borç batağına saplandı. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi arsızlık, yolsuzluk, yağma ve talan aldı yürüdü. Merkez Sağ'daki partiler iktidardaydılar ve bütün bu gelişmeleri önleyemediler. Bu kriz sadece Merkez Sağ'ın krizi olarak kalmadı. Bütün Türk siyasetinin krizi oldu. Zira tümüyle Türk siyaseti bu kötü gidişe bir çare üretmedi. Seçmen hızla Merkez Sağ partilerden uzaklaştı. Başka siyasi partilere oy verdi. Seçmenin Merkez Sağ partilerden uzaklaşmasına rağmen Merkez Sağ bir kavram olarak, bir siyasal zemin ve program olarak itibarını muhafaza etti.
- Yeni arayışlara yönelim mi?
MENDERES: Seçmenin Merkez Sağ yerine oy verdiği yeni partilerin Merkez Sağ'a yerleşmeler istenildi ve umuldu. Toplumun tabanı Merkez Sağ partilerden kaçarken oy verdiği yeni partiler toplumun tavanı tarafından birer Merkez Sağ bir partiye dönüştürülmek istendi. MHP ve DSP'de bu durum yaşandı. Şimdi de aynı durum AKP'yle ilgili olarak yaşanmaktadır. Giderek erimekte olan Merkez Sağ partilerle seçmenin bunların yerine ikame etmek istediği yeni partiler de mevcut ekonomik politikaları değiştirmediler ve giderek hepsi birlikte eridiler.
- AKP'ye gelince?
MENDERES: Bugünkü AKP iktidarı da mevcut ekonomik politikaları değiştirmedi. İstikrarlı bir ekonomik büyüme, yeni iş imkanları yaratılamaz, gelir dağılımındaki adaletsizlik sürerse, AKP de hızla yıpranacaktır.
- Merkez Sağ'ın mevcut partileri?
MENDERES: Merkez Sağ'ın iki partisi vardı; ANAP tasfiye oldu, sadece DYP kaldı. 28 Mart 2004 Yerel Seçimleri DYP'nin % 10 civarında kararlı bir oya sahip olduğunu gösterdi. Bir genel seçimde DYP'nin barajı aşacağına dair hasıl olacak genel kanı bile tek başına DYP'nin oylarını attırmasına yol açar. Buna DYP'nin muhalefet etmekte göstereceği başarı ve AKP iktidarında meydana gelecek bir aşınma ve yıpranma bu oy artışını daha da yukarılara çekebilir. Ancak bütün bunlardan DYP'nin kısa zamanda Merkez Sağ'daki boşluğu dolduracağı kanaatine varmak mümkün değildir. Zira AKP iktidarına karşı halkın tepkileri belirginleşinceye kadar Türkiye'nin siyasal geleceği hakkında ciddi bir tahminde bulunmak doğru olmayacaktır.
- Tekrar AKP'ye dönecek olursak?
MENDERES: Siyasi partiler kendi hür iradesiyle, kendileri için seçtikleri bir siyasal kimlikle birlikte doğarlar. AKP'de böyle olmamış, ne olduğunu söyleyerek değil, ne olmadığını söyleyerek ortaya çıkmıştır. Bu siyasal kimlik sahibi olmak için yeterli değildir. Zaman ilerledikçe AKP bir siyasal kimliğe sahip olmamanın sıkıntılarını yaşamaya başlamıştır. Ortaya Muhafazakar Demokrat kavramı atılmıştır. Bu kavram AKP'nin kendi bünyesinde değil, AKP'ye yakın bazı kişilerin bir buluşu olarak ortaya çıkmış ve bu kavram tutmamıştır. Zira bu kavramın AKP öncesine ait bir geçmişi yoktur. Hiçbir siyasal muhtevaya tekabül etmediği gibi böyle bir muhteyvayı temsil de etmemektedir. Bunu içindir ki bu kavram AKP'yi 'kerameti kendinden menkul şeyh' durumuna düşürmüştür. 'Toplumsal Merkez' kavramı da yeni icat bir kavramdır. AKP kendisini açık ve net bir şekilde Merkez Sağ'da ilan edinceye kadar onu Merkez Sağ'da kabul etmenin bir gereği de yoktur.
- Merkez Sağ'daki yeni siyasi arayışlara ne dersiniz?
MENDERES: Yeni bir siyasal oluşum için kamuoyunda ne bir talep, ne de bir beklenti vardır. Ufukta yen bir siyasi partiyi oluşturacak yeni kadrolar da gözükmemektedir. Yeni bir siyasi partiyi gerekli ve haklı kılacak yeni kavramlar da ortada yoktur. Bu şartlar altında yeni bir siyasal oluşumun hiçbir şansı bulunmamaktadır. Ancak daha ileriki dönemlerde halk AKP iktidarından yoğun bir şekilde şikayetçi olur da, buna rağmen mevcut siyasal partiler bir türlü etkileri bir muhalefeti gerçekleştiremezlerse, yeni siyasal oluşumlarla ilgili arayışlar gündeme gelebilir.
Aydın Menderes: AKP, ne olduğunu değil, ne olmadığını söyleyerek iktidara geldi. Muhafazakar Demokrat kavramı tutmadı ve onları kerameti kendinden menkul şeyh durumuna düşürdü
Merkez Sağ'ın ağır toplarından Aydın Menderes'ten de, siyasetin bu cazibe merkezi hakkındaki görüşlerini aldık. İşte Menderes'in görüşleri:
- Milliyetçilik, muhafazakarlık ve liberalizm sağın ortak kavramlarıdır. Bu kavramları şu şekilde açabiliriz: Devletin bağımsızlığına, ulus-devlete, üniter-devlete, Türkiye'nin devlet, millet ve vatan olarak bölünmez bütünlüğüne sadakatle bağlı olmak ve Türk milletinin kendi kimliğini en hür bir şekilde geliştirmesine ve yine aynı şekilde kendi hayat tarzını sürdürmesine destek vermek.
- Merkez Sağ?
MENDERES: Sağın ortak kavramlarına Merkez Sağ'ın laik, demokrat, insan haklarına saygılı bir sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne en ufak tereddüde mahal bırakmayacak şekildeki sadakatini ekleyecek olursak Merkez Sağ'ın yapısını ve sınırlarını aydınlatmış oluruz.
Merkez Sağ yukarıda söz konusu olan sağın ortak kavramlarını kendine özgü bir şekilde özel terkib meydana getirmiştir. Buna günümüzün moda tabiriyle Merkez Sağ'ın kendine özgü kimyası diyebiliriz.
- Kendilerini 'Merkez'in partisi' diye isimlendirenler?
MENDERES: Kapatılan MHP ve Refah Partisi bunun örnekleridir. Dikkat edilecek olursa AKP de başkalarının kendisini Merkez Sağ'da göstermesine karşı çıkmamakta ama kendisinden bahsederken Merkez Sağ yerine 'Toplumsal Merkez'i tercih etmektedir. Siyasi partileri tasnif için kullandığımız sağ ve sol ekseninde yer alan merkez kavramı herhangi bir siyasal muhtevaya tekabül etmeyen, sadece mantıksal bir kavramdır. Merkeze ne kadar yakın olurlarsa olsunlar yine de bu merkezin ya biraz sağında ya da biraz solunda yer almalarındaki zorunluluğu gözardı etmemiz gerekir. Bir siyasal partinin bu gerçeği bir kenara atıp kendisini ısrarla 'merkez parti' ilan etmesinin altında, bu partinin bilinçli veya bilinç dışı bir şekilde kendini gizleme eğilimi vardır. Merkezin ve onun değişik bir versiyonu olan 'Toplumsal Merkez'in ısrarla ön plana çıkartılmasının örtülü bir faşizan eğilime de işaret ettiği söylenebilir.
- Merkez Sağ'da boşluk?
MENDERES: Merkez Sağ'da boşluk değil kriz vardır. Bu krizin doğum tarihi 24 Ocak 1980 ekonomik istikrar tedbirleridir. Özellikle 12 Eylül'den sonra bu tedbirler tamamen içselleştirilmiş, 24 yıldır devam eden bir ekonomik politikaya dönüşmüştür. 24 Ocak 1980'den sonra egemen paradigma serbest piyasa ekonomisi, egemen uygulama ise ihracat teşviki oldu. Ama bu tarihten sonra ekonomik büyüme tökezledi. Sosyal adalet yok oldu.
- Bu kadarla sınırlı değil herhalde?
MENDERES: Tabii.. Gelir dağılımı giderek dar ve orta gelirliler aleyhine şiddetle bozuldu. Ekonomi sürekli olarak büyük bir krizden başka bir büyük krize doğru savruldu. Ülke büyük bir iç ve dış borç batağına saplandı. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi arsızlık, yolsuzluk, yağma ve talan aldı yürüdü. Merkez Sağ'daki partiler iktidardaydılar ve bütün bu gelişmeleri önleyemediler. Bu kriz sadece Merkez Sağ'ın krizi olarak kalmadı. Bütün Türk siyasetinin krizi oldu. Zira tümüyle Türk siyaseti bu kötü gidişe bir çare üretmedi. Seçmen hızla Merkez Sağ partilerden uzaklaştı. Başka siyasi partilere oy verdi. Seçmenin Merkez Sağ partilerden uzaklaşmasına rağmen Merkez Sağ bir kavram olarak, bir siyasal zemin ve program olarak itibarını muhafaza etti.
- Yeni arayışlara yönelim mi?
MENDERES: Seçmenin Merkez Sağ yerine oy verdiği yeni partilerin Merkez Sağ'a yerleşmeler istenildi ve umuldu. Toplumun tabanı Merkez Sağ partilerden kaçarken oy verdiği yeni partiler toplumun tavanı tarafından birer Merkez Sağ bir partiye dönüştürülmek istendi. MHP ve DSP'de bu durum yaşandı. Şimdi de aynı durum AKP'yle ilgili olarak yaşanmaktadır. Giderek erimekte olan Merkez Sağ partilerle seçmenin bunların yerine ikame etmek istediği yeni partiler de mevcut ekonomik politikaları değiştirmediler ve giderek hepsi birlikte eridiler.
- AKP'ye gelince?
MENDERES: Bugünkü AKP iktidarı da mevcut ekonomik politikaları değiştirmedi. İstikrarlı bir ekonomik büyüme, yeni iş imkanları yaratılamaz, gelir dağılımındaki adaletsizlik sürerse, AKP de hızla yıpranacaktır.
- Merkez Sağ'ın mevcut partileri?
MENDERES: Merkez Sağ'ın iki partisi vardı; ANAP tasfiye oldu, sadece DYP kaldı. 28 Mart 2004 Yerel Seçimleri DYP'nin % 10 civarında kararlı bir oya sahip olduğunu gösterdi. Bir genel seçimde DYP'nin barajı aşacağına dair hasıl olacak genel kanı bile tek başına DYP'nin oylarını attırmasına yol açar. Buna DYP'nin muhalefet etmekte göstereceği başarı ve AKP iktidarında meydana gelecek bir aşınma ve yıpranma bu oy artışını daha da yukarılara çekebilir. Ancak bütün bunlardan DYP'nin kısa zamanda Merkez Sağ'daki boşluğu dolduracağı kanaatine varmak mümkün değildir. Zira AKP iktidarına karşı halkın tepkileri belirginleşinceye kadar Türkiye'nin siyasal geleceği hakkında ciddi bir tahminde bulunmak doğru olmayacaktır.
- Tekrar AKP'ye dönecek olursak?
MENDERES: Siyasi partiler kendi hür iradesiyle, kendileri için seçtikleri bir siyasal kimlikle birlikte doğarlar. AKP'de böyle olmamış, ne olduğunu söyleyerek değil, ne olmadığını söyleyerek ortaya çıkmıştır. Bu siyasal kimlik sahibi olmak için yeterli değildir. Zaman ilerledikçe AKP bir siyasal kimliğe sahip olmamanın sıkıntılarını yaşamaya başlamıştır. Ortaya Muhafazakar Demokrat kavramı atılmıştır. Bu kavram AKP'nin kendi bünyesinde değil, AKP'ye yakın bazı kişilerin bir buluşu olarak ortaya çıkmış ve bu kavram tutmamıştır. Zira bu kavramın AKP öncesine ait bir geçmişi yoktur. Hiçbir siyasal muhtevaya tekabül etmediği gibi böyle bir muhteyvayı temsil de etmemektedir. Bunu içindir ki bu kavram AKP'yi 'kerameti kendinden menkul şeyh' durumuna düşürmüştür. 'Toplumsal Merkez' kavramı da yeni icat bir kavramdır. AKP kendisini açık ve net bir şekilde Merkez Sağ'da ilan edinceye kadar onu Merkez Sağ'da kabul etmenin bir gereği de yoktur.
- Merkez Sağ'daki yeni siyasi arayışlara ne dersiniz?
MENDERES: Yeni bir siyasal oluşum için kamuoyunda ne bir talep, ne de bir beklenti vardır. Ufukta yen bir siyasi partiyi oluşturacak yeni kadrolar da gözükmemektedir. Yeni bir siyasi partiyi gerekli ve haklı kılacak yeni kavramlar da ortada yoktur. Bu şartlar altında yeni bir siyasal oluşumun hiçbir şansı bulunmamaktadır. Ancak daha ileriki dönemlerde halk AKP iktidarından yoğun bir şekilde şikayetçi olur da, buna rağmen mevcut siyasal partiler bir türlü etkileri bir muhalefeti gerçekleştiremezlerse, yeni siyasal oluşumlarla ilgili arayışlar gündeme gelebilir.