Menderes bir cımbızdan 15 yıl giymiş
Abone olEski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, 28 yıl önceki anılarını anlatırken kamuoyunda pek bilinmeyen olaya ışık tuttu: Menderes bir cımbızdan 15 yıl ceza aldı!
Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, bir anısıyla 'devlet
büyüklerine hediye'ye yeni boyut getirdi. Erçel, "28 yıl önce eski
Hazine binasındaki bir odada görev yapıyorduk. Oradaki dev kasayı
merak ettik. Açtırdık, içinden küçük notla Adnan Menderes'e hediye
edilmiş saat çıktı" dedi. MERKEZ Bankası eski Başkanı Gazi Erçel,
idam edilen eski başbakan Adnan Menderes'in, kendisine hediye
edilen ve Hazine kasasına emanet olarak kaydettirdiği kol saatiyle
karşılaşma öyküsünü Hürriyet'e anlattı. Erçel, bundan 28 yıl önce,
bankalar yeminli murakıbıyken, hesap uzmanı Ali Kocatürk ve Maliye
Müfettişi Haluk Serden Gürsel ile birlikte çalışırken yaşadıkları
bu olaydan çok etkilendiğini söyledi. Halen Gümrük Müsteşarlığı
olarak kullanılan, eski Başbakanlık binası ve sonraki Hazine Genel
Sekreterliği'nde yaşanan gerçek öyküyü, önceki gün Sabah
gazetesindeki köşesinde "Yaşamın yedi kuralı" başlığıyla aktaran
Erçel, bu tarihi anekdotun ayrıntılarını, bizimle şöyle paylaştı:
KASANIN BOYU BENDEN UZUNDU: Ulus'taki binada, kapıdan içeriye
girince Hazine Genel Sekreteri'nin odası vardı. Onun karşısındaki
küçücük bir odada; ben, şimdi New York'ta yaşayan hesap uzmanı
arkadaşım Ali Kocatürk, ve halen WHO'da çalışan Maliye Müfettişi
arkadaşım Haluk Serden Gürsel çalışıyoruz. Vanderbilt'teki
master'ımı yeni tamamlamıştım. İlk bilgisayarlardan olan delmeli
bir kompitürden, bütçe açığı ne olacak acaba, diye teorik bir
formülü çözmeye çalışıyorum. Orada da bir kasa var. Ama o kadar
büyük ve oda da o kadar küçük ki. Benim boyum 1.80, benden uzun.
Eni de birbuçuk metre genişliğinde. Alman kasası olabilir. KASAYI
KALDIRMAYI DÜŞÜNDÜK: Hani üç kişi zor sığıyoruz odaya, küçücük
odada manzara da yok. Ankara'nın kötü manzarası karşımızda. Şu
kasayı kaldırıp biraz genişletebilir miyiz diye bakıyoruz. Ama üç
ay uğraştık, kasayı açamadık, içinde ne var, merak ediyoruz. Açalım
ya da açtıralım dedik. Hazine Genel Sekreteri de -vefat etti-
İsmail Hakkı Batuk, o da merak ediyor. ŞİFREYİ BİLEN USTAYI BULDUK:
Önce anahtarı bulduk, kocaman bir anahtardı. Ama çevirdik,
açamadık. Sonra şifreyi bilen ama emekli olan bir ustaya ulaştık. O
geldi.Hem anahtarla hem de elle çevirerek, ama üç kanatlı bir
çevirme işlemiydi, yani biri giderken, öbürü tersine ilerliyor
gibi. Açtı kasayı, o kocaman kasanın içinde, neredeyse hiçbirşey
yoktu. İki-üç kağıt bir de saat var. Kılıfı naylon. Kılıfın
üzerinde, antetli filan değil öyle küçük bir not kağıdına el
yazısıyla, "Bana hediye edilen saati saklanması kaydıyla emanete
bırakıyorum" anlamında bir cümle. Altında yine el yazısıyla (Adnan
Menderes) imzası. Nereden nasıl geldiğine ilişkin herhangi bir
ibare yoktu. NACAR SAATLERE BENZİYORDU: Saat son derece mütevazı
görünümlüydü. Biraz bizim Nacar'lara benziyordu. Çok etkilendik ve
tekrar kapatıp yerine koyduk. Herhangi bir işlem yapılmadı. Ama
sonra ne oldu bilmiyorum. Çünkü biz tayin olduk o odadan çıktık. En
son ne zaman gördüm diye düşündüğümde. 1981 ya da 1982'ydi. Hazine
Sekreteri Nazif Kocayusufpaşaoğlu'ydu. Orada çalışma yaparken
gördüm. Evet yine aynı yerdi. Ama 1982'den sonra görmedim. Çünkü
Hazine, şimdiki Maliye Bakanlığı olan yere taşındı. Sonra o kasayı
birisi aldı mı taşıdı mı bilmiyorum. Belki hala orada duruyor bile
olabilir. Çünkü çok ağırdı. Bir cımbızdan 15 yıla mahkûm oldu
DEĞERİ olmayan bir saati devletin kasasına koyarak, el yazısı ile
tutanak tutup kayda alan Adnan Menderes, Cumhuriyet tarihinin en
ilginç örtülü ödenek tartışmalarının ilkinin de "sanığı" olmuştu.
CIMBIZDAN 15 YIL: Menderes "tahsisat-ı mesture"den (örtülü ödenek)
cımbız aldırmakla yargılanıp 15 yıl 2 ay hapis cezasına
çarptırılırken, suça konu olan para miktarını geri ödemeye de
mahkum oluyordu. Mahkemede "kahvaltılarını bile örtülü ödenekten
yapıyormuşun" azarlamasına da hedef olan Menderes ile ilgili bir
anekdotu da avukatı Talat Asal, bir röportajda şöyle aktarmıştı:
"17 Eylül 1961’de Menderes’in idam edilmesinden bir gün sonra
Tahran Caddesi’ndeki Arman Apartmanı'ndaki dairede büyük hüzün
vardır. Bir ara kapı çalınır. Gelen adli tebligat memurudur.
Avukata uzatılan tebligatın konusu hiçbir dayanağı bulunmayan
örtülü ödenek davasının kararındaki miktarın ödenmesidir. Halk daha
sonra buna "cımbız davası" adını takar." Hediyeyi kayda aldı yine
idam edildi GAZİ Erçel, "Yaşamın yedi kuralı" yazısında anlatmaktan
kaçındığı sekizinci kuralın ne olduğunu sorduğumuzda ise şu
karşılığı verdi: "Kendisine hediye edilen saati el yazısıyla kayda
alan bir kimsenin sonunda idama gideceğini herhalde kimse tahmin
edemezdi. Herkes kendine göre yorumlayabilir kuşkusuz ama bence
sekizinci kural 'kader' olmalıydı." İpek halı, 001 diye devlet
kaydına geçti BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'a
Rusya gezisi sırasında verilen hediyelerden gerdanlığı iade ederek,
ipek halıyı da başbakanlık envanterine kaydederek son noktayı
koymak istedi. Ancak ipek halının kayıt numarasının 001 olması
akıllarda başka sorular yarattı. Haber: Çiğdem Toker Kaynak:
Hürriyet