Menbiç görüşmelerinde ilginç diyaloglar
Abone olSabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, ABD ve Türkiye heyetleri arasında devam eden Menbiç görüşmelerinin ayrıntılarını yazdı.
ABD ile Türkiye'nin Menbiç görüşmelerinde son durum ne? Türkiye
“ABD ile Menbiç konusunda anlaştık” derken ABD herhangi bir
anlaşmanın olmadığını söylemişti. ABD’nin ısrarlı yalanlamalarının
ardından Çavuşoğlu “Anlaşmaya vardık sözünü netliğe kavuşturmak
gerekiyor. Bir anlayışa vardık diyoruz. Suriye'nin özellikle Münbiç
ve Fırat'ın doğusunun huzura kavuşması. Anlayışa vardık, anlaşmaya
vardık demedik” ifadelerini kullanmıştı.
MASADA NELER KONUŞULDU?
Sabah gazetesinin
Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu köşesinde ABD ile Türkiye
arasında yürütülen müzakereleri yazdı. Müderrisoğlu müzakere
masasında konuşulanları şöyle aktardı:
“Suriye sahasında Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getiren çıkar çatışması, masadaki müzakerelere acaba nasıl yansıdı? Bugün itibariyle ulaştığımız bilgiler, -mealen- şu diyalogları içeriyor:
Türkiye: Terör örgütü YPG'nin
silahlandırılmaması ve Menbiç'ten YPG'nin çekilmesi noktasında bize
verilen sözler tutulmadı.
ABD: Kabul ediyoruz, sözümüzde duramadık.
Türkiye'ye karşı bazı yanlışlar da oldu. Ama gelin ileriye bakalım
ve birlikte çözüm üretelim.
Türkiye: Menbiç'ten YPG gitsin. Güvenliği birlikte
tesis edelim. Şehri yönetecek konseyi belirleyelim. Bu model
başarılı olursa, diğer şehirlere yayalım.
ABD: Burada kriteriniz nedir?
Türkiye: O şehirlerin nüfus oranı. Örneğin, Rakka.
Yüzde 90'ı Arap. O zaman yüzde 90'ı Araplardan oluşan bir yönetim
belirlensin. Kobani, ağırlıklı olarak Kürt mü? Yönetimde ağırlıklı
Kürt kökenliler bulunsun. Ama hiçbir şekilde YPG olmasın.
ABD: Biz, bölgeden çekilmeyi düşünmüyoruz. Türk
yetkililer, ABD'nin bölgeden çıkacağını mı düşünüyor?
Türkiye: Konumuz, ABD'nin çekilmesi değil. Bizim
için önemli olan ABD'nin, YPG ile ilişkisini kesmesi. Örgütün
Menbiç'ten çıkması. Bu çekilmeye iki ülke yetkililerinin nezaret
etmesi. Son aşamada yönetime geleceklerin birlikte
belirlenmesi.
ABD: Anlayış birliğine varsak bile geçiş dönemi
için en az 6 aya ihtiyaç var.
Türkiye: YPG'nin çekilmesi en geç 90 günde
tamamlanmalı. Sınır güvenliğimizi teminat altına alıncaya kadar
operasyonlara devam edeceğiz.
ABD: YPG'deki silahların hepsini toplayamayız, bir
kısmı kayıp.
Türkiye: YPG'ye verilen ABD silahlarının bir kısmı
Afrin'e, bir kısmı Türkiye'ye geldi, bir kısmını da zaten
sattılar!
ABD: Irak'ın kuzeyi ile ilgili düşünceniz
nedir?
Türkiye: Terör örgütü PKK ile mücadelede
kararlıyız. ABD ile sadece istihbarat paylaşımı yeterli değil.
Somut adımlar atıldığını da görmek istiyoruz. Örneğin, örgütün
lider kadrosuna yönelik operasyonu beraber yapalım. PKK ile
mücadelede Irak Merkezi Yönetimi de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi de
olsun.”
“ABD -TÜRKİYE İLİŞKİLERİ ÖYLE BİR KAVŞAKTA
Kİ...”
Köşesinde “Kapalı kapılar ardında açılan dosyaların ağırlığı, ABD
tarafının hâlâ zaman kazanma manevraları bir yana, Ankara'nın
Suriye sınırındaki yerleşim yerleri için ileriye yönelik ciddi
hazırlıklar yapması da gerekiyor” diyen Müderrisoğlu şöyle devam
etti:
“Halihazırda Türkiye'de 350 bini aşkın Kürt sığınmacı var. Bunların hangi şehirlerden geldiğinin tek tek belirlenmesi önem arz ediyor. Aynı şekilde Afrin'den, Rakka'dan, Tel Abyad'dan veya Ayn el Arap'tan gelenlerin sayısının tespiti de zorunlu. Zira yönetim ve güvenlik alanlarında o kentlerin asli sahiplerinin şimdiden eğitilmesi lazım. Yarın, 'Menbiç'i kim yönetecek?' diye sorulduğunda Ankara, yönetime önereceği isimleri verebilecek durumda olmalı. Sisteme entegre edilecek isimlerin yetiştirilmemesi halinde o bölgede yine boşluk oluşması ve o boşluğun başka güçlerce doldurulması kaçınılmaz.
Sözün özü... ABD-Türkiye ilişkileri öyle bir kavşakta ki... Ya stratejik ortaklık çizgisinde ilerleyecek ya da taktik ortaklık yoluna saparak müttefiklik bağları zayıflayacak.”