Memura ince ayar geçildi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusal Sesleniş konuşmasında Sosyal Güvenlik Reformu'na değindi. Sendikaların, işverenlerin önerilerinin bütün detaylarıyla incelendiğini, öneri, eleştiri ve uyarıları hazırladıkları Sosyal Güvenlik Reform Paketine yansıttıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, değiştirilen sosyal güvenlik sisteminin, Türkiye ekonomisini tehdit edecek derecede her yıl katlanarak finansman açığı oluşturan bir sistem olduğunu kaydetti.

Bu sistemin tek sorununun finansman açığı olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, mevcut sosyal güvenlik sisteminin, tüm vatandaşları kucaklamayan, eşit ve adil davranmayan, hatta ayrımcılık yapan bir yapı arz ettiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''mevcut sosyal güvenlik sisteminin en büyük özelliği bürokrasiye göre, memura göre düzenlenmiş olmasıydı. Şimdi bu sistemi radikal bir değişime uğratıyoruz. Önceliğimiz memur ya da işçi değil, bütün vatandaşlarımızdır'' dedi.

Erdoğan, bu reform paketinin dört ana ayağı olduğunu ve bu ayakların birbirini tamamladığını belirterek, bunları, tüm çalışanları kapsayan Sosyal Sigorta Sistemi, Genel Sağlık Sigortası, primsiz ödemelerin tek elde toplanması ve dördüncüsü bu fonksiyonları yerine getirecek ve kurumları birleştiren tek bir Sosyal Güvenlik Kurumu kurulması olarak özetledi.

Mevcut reformda emeklilik yaşının 68'e yükseltilmesi gibi bir şeyin söz konusu olmadığına işaret eden Erdoğan, emeklilik yaşının yükseltilmesinin 2036'dan sonra, yani bundan 30 yıl sonrası için öngörüldüğünü ve bunun 68 değil 65 yaş olarak planlandığını bildirdi.

“IMF’ye borç 13 milyar dolara indi”
Türkiye'nin, Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) kendi iktidarları döneminde tanışmış bir ülke olmadığını anımsatan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, IMF'nin 29 kurucu üyesinden biri olduğunu belirtti.

Başbakan Erdoğan, 2002 yılında iktidara geldiklerinde Türkiye'nin IMF'ye toplam borcunun 23 milyar 400 milyon dolar olduğunu, bu borcun bugün 13 milyar dolara indiğini belirterek, ''borcunuzu ödeyebiliyor musunuz, işte o zaman dik durabilirsiniz, işte o zaman milli politikalarınızı uygulayabilirsiniz'' dedi.

Erdoğan, ekonomide elde ettikleri sevindirici gelişmelerin borç yükünde de kayda değer gelişmeleri beraberinde getirdiğini belirterek, ''Sadece IMF'ye, sadece Zorunlu Tasarruf, KEY, İmar Bankası gibi hak sahiplerine değil, kime borcumuz varsa, çalışarak, üreterek, kaynak oluşturarak bunları ödüyoruz'' dedi.

İmar Bankası ödemeleri ocak 2007’de bitiyor
“İmar Bankası nedeniyle devletin hazinesine binen 8.5 katrilyon liralık yükü hepiniz biliyorsunuz. Vatandaşımızdan toplanan, ancak kelimenin tam anlamıyla hortumlanan paralar, üzerinde devlet güvencesi olması sebebiyle hak sahiplerine ödenmeye başlanmıştır “ diyen Erdoğan, bugüne kadar hak sahiplerine 6 katrilyon 273 trilyon TL ödendiğini ve 19 ocak 2007 tarihi itibariyle borç ödemenin tamamlanacağını bildirdi.

Gelişmiş olsun ya da olmasın her devletin mutlaka borcu olduğunu ifade eden Erdoğan, borçlanmanın, bütün ülkelerin kullandığı bir finans bulma yöntemi olduğuna işaret etti.

ABD ve AB ile ilişkiler
Türkiye ile ABD'nin ilişkilerinin yarım yüzyılı aşan sağlam bir geçmişe dayandığını belirten Erdoğan ''ortak hedefler için çalışırken zaman zaman yöntem konusunda gündeme gelebilecek anlayış farklılıklarımızın ise iki egemen ülke arasındaki dostluk ve ittifak ilişkisine gölge düşürmesini kimse beklememelidir'' dedi.

Avrupa Birliği'nin ise, Türkiye için geçici bir heves, dönemsel bir heyecan olmadığına işaret eden Erdoğan, bu hedef doğrultusunda ilerlemenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin 43 yıllık devlet politikası ve milletin beklentilerinin de bu doğrultuda olduğunu kaydetti.

Her hafta Bakanlar Kurulu'nda, Avrupa Birliği konusunun mutlaka gündemin ilk sıralarında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, ''neler yapılmış, neler eksik kalmış, uygulamada sorunlar var mı, bunları tek tek konuşuyoruz, istişare ediyoruz, karara bağlıyoruz. Avrupa Birliği konusunda heyecanımızı, motivasyonumuzu, dinamizmimizi ilk günkü gibi canlı tutuyoruz” dedi.

cnn türk